Yeni Akit gazetesi yazarı Abdurrahman Dilipak, "Birileri hak, hukuk ve kanun ne bilmiyor. Batıda 'hak' kavramı yok. Hukuk kavramı da, Onlarda kanun vardır ve bir de kanunun ruhu vardır. O ruh, etik, moral, gelenekle beslenen toplumsal fayda temelli, insan merkezli, beşeri, vehbi değil, kesbi, üretilmiş, evrimci, değişken bir kavramdır." düşüncesini dile getirdi.
Dilipak yazısında "Bugün Bumerang’ı bu yönü ile değil, başka bir yönü ile ele alacağım. Eğer dikkat etmezseniz, fırlattığınız bumerang, hedefini vurmazsa, döner gelir, sizi vurur. Buna dini bir yorum da katalım. Birileri için bir şey söyler, ya da ötekiler için bir iddiada bulunursanız, o şey onlarda yoksa yani o şey bir iftira ise, o söz ve iddia döner sizi vurur. O sözü söyleyen o işi yapmış gibi yargılanır. Dikkat edelim, her söz, iş ve iddiamız gün gelir, kendi aleyhimize delil olarak kullanılabilir. Emin olmadığımız şeyler hakkında dikkatli olmamız gerek. Fasık’lar bize bir haber getirdiklerinde de hemen inanmamamız gerek. Bakın “Fasık” diyoruz, “Kâfir”, “Münafık” değil. Büyük günahları alenen ve tekrar tekrar işleyen biri. İmanından değil, söz ve eylemlerinden söz ediyoruz." ifadesini kullandı.
Dilipak şunları kaydetti:
"Birileri hak, hukuk ve kanun ne bilmiyor. Batıda “Hak” kavramı yok. Hukuk kavramı da, Onlarda kanun vardır ve bir de kanunun ruhu vardır. O ruh, etik, moral, gelenekle beslenen toplumsal fayda temelli, insan merkezli, beşeri, vehbi değil, kesbi, üretilmiş, evrimci, değişken bir kavramdır. Hukuk “Hakkı koruyan düzen”, uygulamaya dönük çerçeveyi ifade eder ki, meşru anlamda yanlış tanımlanır, doğru değil. “Mübahat” temelli bir kavramdır. İnsanın Hakk’a yönelmesini sağlar. Hukuk bu anlamda “Raina” değil, “Unzurna” temelli bir kavramdır. Yasa/kanun, buna dayalı yönetmelik, genelge “Raina” alanına giriyor bugünkü uygulamalar çerçevesinde. Birileri insanları terbiye etmek ve onların üzerine hüküm kurmak istiyor. Onları “Teb’a ve reaya” olarak görüyor sanki!"