Abdurrahman Dilipak: Görüntüdeki gerçeklik, hakikatin tam zıddı olabilir

Türkçede Kozmetikle ilgili, çoğu İngilizce ve Fransızcadan dilimize girmiş 120 kelime var.

Makyaj deyip geçmeyin. Bu bir sektör. Kimine göre bir sanat.. Artırılmış sanal gerçeklik dedikleri teknolojik bir illüzyon. MetaVerse’de öyle bir şey. MetaVerse’de UniVerse’ye gerek yok. Beyninize her türlü bilgiyi yükleyebilecekseniz ya da NeuraLink dedikleri NonoChipleri kafanıza takınca ne gerçek ne yalan bilemeyeceksiniz. Artırılmış sanal gerçeklik, gerçekten daha gerçek.

Zaten siz bir NESNE olarak düşünce yoluyla YAPAY zekâya bağlanabilecekseniz,  öğrenmek de ne oluyor. Sahi, uluslararası sistemle birlikte böyle bir dünyaya uygun adım ilerleyecekseniz, “Milli” olmasını unutun da “Eğitim”e ne gerek var. Sakın itiraz etmeyin, zaten TEK TIK’lık canınız var. Global RESET’e evet diyorsanız BioHacker’ler beyninizi resetleyebilir.

Bugün siyaset ve ekonomi dünyası tamamen kozmetik firması gibi çalışıyor. Bu iki alan, Media’nın konkav ve Konveks (İç bükey/Dış bükey) aynaları ile donatılmış. Bu illüzyon çadırına girdiğinizde, Hainler kahraman, kahramanlar hain gözükür. Mesela Ağuyu altın tas içinde, bala karıştırıp sunarlar. Şifa diye zehir içirirler CoVID döneminde yaptıkları gibi. Bu utanmazlar, zehrin parasını devletten alırlar, o da yetmez bir de kimseden davacı olmayacağım bu işi isteyerek kabul ediyorum, sorumluluk bana aittir” diye ONAM alıyorlar. Bu işi kurt yapmaz, kuzulara şah olsa.

Üni. sınavlarında, memuriyet sınavlarında soruları çalan hainler, sonuncuları birinci ilan etmediler mi? Daha önce de yazmıştım. Yaşadığımız çağ, “Cılalı adam devri” Yani hani şu VIP / CIP dedikleri sivil ve siyasi insanlar yok mu, bunların çoğu CAD yani “Cılalı İbo” karakterli Cılalı Adam Devrinin çocukları. Bunların yüzleri bedenleri, gözleri, sözleri, kıyafetleri, yedikleri-içtikleri, binaları her şeyleri makyaj. O makyajlı binaların enkazları ile dolu depremin vurduğu şehirler. Birkaç gündür Malatya’da kaldım gördüm.

Kozmetik bir makyaj sektörü. Korkunç bir bütçesi var. Konu  ruj, maskara ve fondöten’den ibaret değil. yüzü saçı, bedeni ve kıyafetini görsel olarak, moda trendlerine göre göre güzelleştirmek (!?) veya farklı bir görünüm kazanması için yapılan operasyonlarda kullanılan malzemeler Kozmetik ürünü deniyor. Mesela takma kirpikler, takma saçlar gibi Protez makyajlar da var. Bir de deri altına enjekte edilenleri var.

Makyaj, boyamak, süslemek, değişik bir görünüm kazanmak gibi gayelerle yapılıyor. İnsanlar yüzlerini boyarken, aslında kendine bakan kişinin gözünü boyuyorlar. “Göz boyamak” bunu anlatır. Hasta adamı dinç göstermek de bir göz boyama işidir. Kötü giden ekonomiyi gizlemek için direnleri gümüşten, yelkenleri ipekten gemiler yapmak göz boyamaktır. Ekonomisi kötü giden adamı arabasını satıp, son model jip kiralayarak “hava atması” da böyle bir şeydir.

Yani bu iş sadece kişinin yüzün görünüşünü yüze, gözlere, kaşlara, kirpiklere ve dudaklara sürülen kimi özel maddelerle değiştirme işi, boyama, icabında Tatto, Piercing ya da aksesuarlarla dönüştürme, görüntü, renk, ses, koku destekli operasyonlardan ibaret değil.

Türkçede  Kozmetikle ilgili, çoğu İngilizce ve Fransızcadan dilimize girmiş 120 kelime var.

Türkiye kozmetik sektörü her yıl %10 büyüyor. Türkiye 199 ülkeye kozmetik ürünleri ihraç ediyor. Bu artış tüm dünyada da benzer bir seyir gösteriyor. Ve dünyada bugün bu sektör. 200 Milyar dolara yakın bir bütçeye sahiptir. Kozmetiğin ihracatından en fazla payı 2021'de yüzde 24 ile Genel makyaj, güzellik ürünü, tıraş ve deodorant ürünleri almış.

MÖ 1350 döneminde Nefertiti döneminde Firavunlar tarafından sarayda kullanıldığı biliniyor. Konu aslında ilaç, vitamin hormon tedavisi, kokulu yağlar şeklinde genişleyip gidiyor. Kozmetoloji hizmetler güzellik salonu, klinik, poliklinik, hastane'lerde uygulanabildiği gibi kişisel bakım ürünleri olarak evde de uygulanabiliyor. Kına gibi, sürme gibi birçok geleneksel ürün yukarıdaki rakamlara dâhil değil tabi.

Kozmetik sektörünün Türkiye'de de dünyada da büyümesinin en büyük nedenlerinden biri ise sosyal medya. Kimi uzmanlar bunu "selfie ekonomisi" olarak bile adlandırıyor. 

Sosyal medyada "influencer" adı verilen etki alanı yüksek ünlülere ilginin artması da bu alanda etkili. Kozmetik sektörünü Türkiye'deki diğer sektörlere göre farklı kılan etmenlerden biri şehirleşme, eğitim seviyesi sosyal media, sekülerleşme gibi sebepler. Sosyal medya kullanımının ve dijital pazarlama alanında influencerlara ilginin artması, kozmetik sektörünün büyümesini sağlayan en önemli gelişmelerden biri oldu. Böylece kozmetik sektörü 15 milyar TL'lik bir büyüklüğe ulaştı; deterjan gruplarıyla sektörün büyüklüğü 27 milyar TL'ye varıyor. İhracatımız 1 milyar dolar. İthalatımız 1,2 milyar dolara geriledi.

Aslında psiko-sosyal olarak insanların süslenmedeki gayelerini sorgulamak gerek. Mesela ahlaki güzellik o kadar öne çıkmıyor. Seksilik daha fazla öne çıkıyor. Bir kusuru örtmek ya da olduğundan daha güzel görünmek isteniyor.. Metaverse de kişi kendini çok daha farklı şekillerde tanıtabilecek ya da genetik müdahalelerle bu konu kozmetik alandan çıkıp bir gen manipülasyonuna dönüşebilecek. Bu konu Artırılmış sanal gerçekliğin fiziksel ve biyolojik olarak geçici bir zaman için yüzeyde ya da dolgu malzemeleri ile derin altında uygulanmasına kadar geldi bugün. İnsan bedenine takılan değil, onunla bütünleşecek şekilde aksesuarlar var artık. Algı operasyonları ile karşısındakinde olandan daha farklı algı oluşmasına sebep olan algı operasyonları bugün özellikle politikada çokça uygulanan bir yöntem. Cimriler cömert, korkaklar cesur, hainler kahraman gösterilebilir. Mesela kısa boyluları uzun boylu göstermek hiçte zor değil. Bunların bir kısmı yalancılığın farklı bir şekli. Bir kısmı illüzyon ya da ipnoz etkisi oluşturan, teknoloji destekli sihir ve büyü denemeleri olarak tanımlanabilir.

He rşey görüntüden ve algıdan ibaret değil.  Görüntü alttaki, ya da kapandaki yem gibi olabilir bazen. Görüntüdeki gerçeklik, hakikatin tam zıddı olabilir.

Adnan Oktar, masonlara karşı Müslümanları uyarırken aslında kendi Masonluğunu gizleyerek yapıyordu bu işi, mesela. Makyaj bazen Kamuflajdır. Bazen dost gözüken düşmanların başvurduğu bir yöntem olarak Münafıklıktır.

Mevlana ne diyordu: “Ya olduğun gibi görün ya da göründüğün gibi ol”. Tabi ki makul ölçülerde meşru şekilde kendimize bir çeki-düzen vermek gerekir. Ama bunun ahlaki bir sınırı olmalı. İlk depremde yıkılacak bir depremde, bütün zayıflıkları alçı ile örterek yapılan binaya “Sağlam Sağlık Sitesi” adını vermek de sonuçta olumsuz anlamda o da makyajlamaktır. Ezik domateslerin sağlam tarafını tablaya dizen esnafın yaptığı da aslında aynı şeydir. Bunu yapan esnafın dükkânının adı “Dürüst Manav” olsa da dürüstlük o işin kandırmacası, olumsuz anlamda makyajlanmasıdır. Onun işin, kişilerin, kurumların (Parti Vakıf sendika) sadece isimlerine, yüzlerine, sözlerine değil, işlerine bakın derim. Selam ve dua ile.