TV8'in sahibi Acun Ilıcalı, Sözcü gazetesi yazarı Deniz Zeyrek'in MasterChef yarışmasını konu edinen yazısına karşı açıklamalarda bulundu.
Sosyal medya hesabından açıklamalar yapan Ilıcalı, geçmiş yıllardaki paylaşımı nedeniyle diskalifiye edilen Uğur Yılmaz Deniz'le ilgili, "Diskalifiyeden sonra 10 gün daha çekim yaptınız. Yalan! Canlı yayında elediniz. Yalan! MasterChef Türkiye çekimler gerçekleştikten birkaç gün sonra izleyiciyle buluşuyor, canlı yayınlanan bir program değil, izleyicimiz de bunu bilir'' sözlerini sarf ett.
''REYTİNG MALZEMESİ YAPMADIK''
Ilıcalı şöyle devam etti: ''Diskalifiyeyi reyting malzemesi yaptınız. Yalan! Yayında gerçekleşen diskalifiye anını reyting malzemesi yapmadık, aksine yayında kendini ifade edip kalıcı hasar görmemesini sağladık. Uğur bu yaklaşımımızın farkında ve bizzat bana teşekkür etti."
Ayrıca Ilıcalı, belediyeler arasında parti ayrımı yaptığı iddiasına da tepki göstererek, "Belediyeler arasında parti ayrımı yapıyorsunuz, farklı ücretler alıyorsunuz. İftira! Hiçbir zaman belediye ayrımı yapmadık ve yapmayız. Bir yazıya 3 yalan ve 1 iftara sığdırabilmek gerçekten büyük başarı, tebrikler. Tabii inandırabilirsen" ifadelerini kullandı.
Acun Ilıcalı açıklamasını, "Hukuki haklarımızı sonuna kadar kullanacağız. Siz kininizi kusmaya devam edin, biz çalışmaya devam edeceğiz. İzleyicilerimize de belirtmek isterim ki, bir genç eskiden yaptığı hataları nedeniyle toplumdan linç yemek üzereyken onun hayatı boyunca yaşayacağı mağduriyeti engelledik. Bunu sağlamak yaşadığımız iftira kampanyasına değer. Sevgiler'' ifadeleri ile bitirdi.
NE OLMUŞTU?
Sözcü gazetesi yazarı Deniz Zeyrek, dün 'İlk taşı Acun Ilıcalı atsın' başlığıyla yayımlanan yazısında MasterChef adlı programla ilgili görüşlerini ve bazı iddiaları okurlarına aktarmıştı. Zeyrek, Uğur Yılmaz Deniz'in sosyal medyada da tartışmalara yol açan diskalifiyesi için şunları söylemişti:
- "Sosyal medyada zaten linç yemiş, taşlanmış ve pişman olmuş yarışmacıyı reyting uğruna bir de canlı yayında linç etmeyi, ağlatmayı, özür diletmeyi seçtiler. O anı izlerken aklıma ilk gelen cümle 'Uğur'a ilk taşı günahsız olan atsın' oldu. Uğur Yılmaz Deniz'e ilk taşı, attığı her adımla ahlak konusunda 'abideleşen' biri olarak kanalın patronu Acun Ilıcalı atabilir mesela."
Zeyrek, yazısının devamında da Ilıcalı'nın dış çekimler için AK Partili belediyeden farklı, CHP'li belediyelerden farklı ücret aldığını ileri sürmüştü:
- "Ahlak abidesi derken, haşa özel yaşamını kastetmiyorum. Neyi mi kastediyorum? Mesela yarışmayı Adana'da Bursa'da çekmek için astronomik rakamlar almasını kastediyorum ve işi Adana'da ayrı, Bursa'da ayrı tarifeyle yapmasını…
- Yani 'şehri tanıtım ücreti' olarak Adana'daki CHP'li belediyeden 340 bin TL alırken, kanalın merkezinin bulunduğu İstanbul'a daha yakın, lojistiği daha uygun olan Bursa'daki AK Partili belediyeden 600 bin TL almasını… Aradaki 'küçük' farka bakar mısınız? Kamunun, tüyü bitmemiş yetimin kaynaklarını 'tutturduğuna' göre almak ne büyük ahlaki meziyettir değil mi? Kim bilir gittikleri diğer şehirlerde hangi tarifeleri uyguladılar."
Bu iddia sosyal medyada tartışmalara yol açmıştı. Bursa Büyükşehir Belediyesi, yayınladığı açıklamayla 600 bin TL ödedikleri iddiasının gerçeği yansıtmadığını ve bu çekimler için belediyenin kasasından 'tek kuruş çıkmadığını' kaydetmişti.