Adalet Bakan Yardımcısı Gürlek, Ankara Emniyet Müdürü’nü aramış: ‘Masanızda benim fotoğrafım varmış

Sözcü yazarı Saymaz, "Gürlek ve Dinç’in karşı karşıya gelişi, Ayhan Bora Kaplan Davası ile açığa çıkan Emniyet’teki iç savaşın yargıya sıçradığını gösteriyor" diye yazdı.

Adalet Bakan Yardımcısı Akın Gürlek, Ankara Adliyesi’nde görevli başsavcı vekilleri ve sulh ceza hakimlerinin düzenlediği iftar davetinde çekilmiş bir fotoğrafının Ankara Emniyet Müdürü Engin Dinç’in masasında olduğu iddiası üzerine Dinç’i aradığı iddiasını doğruladı. "Atalay’ın dosyasıyla ilgili bir görüşmemiz yok. Kendisini özel olarak çağırmamışım. Diyalogum yok. Bu arkadaşla ilgili sorun var mı? Yok" diyen Gürlek, söz konusu fotoğrafı çeken için "büyük ihtimalle Emniyet içindeki gruplardır" tahmininde bulunmuş oldu.

Saymaz, "Üç-dört gün önceydi. İddiaya göre Ankara Emniyet Müdürü Engin Dinç’in telefonu çaldı. Arayan, Adalet Bakan Yardımcısı Akın Gürlek’ti. Sözcü, Enis Berberoğlu ve Canan Kaftancıoğlu davaları dahil, birçok siyasi yargılamanın hakimi olan Gürlek, Hrant Dink Davası’na da bakmıştı. Engin Dinç, bu davanın sanıkları arasındaydı. Yargılama sonucunda beraat etmişti. Gürlek, telefonda Dinç’e 'Beni izleyip fotoğrafımı çekmişsiniz. Fotoğrafım masanızın üzerindeymiş, doğru mu?' diye sordu. Hava buz kesti. Dinç, yeminler ederek, 'Olur mu öyle şey! Böyle bir şey yok' dedi. Gürlek, 'Senin beyanına saygınlık ederim' dediyse de... Sular durulacak gibi görünmüyor. Çünkü Gürlek ve Dinç’in karşı karşıya gelişi, Ayhan Bora Kaplan Davası ile açığa çıkan Emniyet’teki iç savaşın yargıya sıçradığını gösteriyor." diyerek olayın nasıl meydana geldiğini anlattı.

Akın Gürlek, Sözcü yazarı İsmail Saymaz’a konuştu. Söz konusu fotoğrafın Emniyet tarafından çekildiğine ilişkin kulağına laflar geldiğini söyleyen Gürlek, fotoğrafın çekildiği iddia edilen akşam için şu bilgileri verdi:

"Başsavcı vekilleri, hakim ve savcılarla iftar yapmıştık. Orada avukat arkadaşlar da vardı. Erken çıktım. Beni uğurlamaya geldiler. Avukatın yanında arkadaşı var. Onlar iki basamak aşağıda, ben iki basamak yukarıdaydık. Uygunsuz bir yer değil. Atalay’ın dosyasıyla ilgili bir görüşmemiz yok. Kendisini özel olarak çağırmamışım. Diyalogum yok. Bu arkadaşla ilgili sıkıntı var mı? Yok. Uygunsuz fotoğrafım var mı? Yok."

Fotoğrafı görmediğini söyleyen Gürlek, böyle bir fotoğraf varsa da kimin çektiği yönünde "Büyük ihtimalle Emniyet içindeki gruplardır" tahmininde bulundu.

Şikâyetçi olmayı düşündüğünü söyleyen Gürlek, dinlendiği iddia edilen diğer bazı isimlerin kendisine ulaştığını belirterek şunları kaydetti:

"Mağdur arkadaşlar da bana geldiler. Değerlendirme yapıyoruz. ‘Ortak hareket edelim’ dediler. Bir idari teftiş başlatıldı, onu bekleyebilirim. Kimsenin günahını almam. Gerçekten fotoğraf var mı, yok mu, bilmiyorum. Ama bana söylenen bu. Bu fotoğrafı niye çektiler; nasıl bir senaryo yazacaklar, bilgim yok."

Gürlek, Ayhan Bora Kaplan davasındaki gizli tanık skandalından sonra şüphelerinin daha da arttığını anlatarak, şöyle devam etti:

"Ben hakim savcı kökenliyim. Bu işleri bilirim. Selam-Tevhid soruşturmasına benzer bir süreç bu. Mahkeme kararı olmaksızın beni niye izliyorsun? Takip etmekteki amacın ne? Ben bakan yardımcısıyım. Herkesle görüşebilirim."

Saymaz, "Gürlek ve Dinç’in karşı karşıya gelişi, Ayhan Bora Kaplan Davası ile açığa çıkan Emniyet’teki iç savaşın yargıya sıçradığını gösteriyor" değerlendirmesinde bulundu.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.