Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Adil Karaismailoğlu, bakanlığın Yap İşlet Devret (YİD) projelerinde verdiği garantilerde yüzde 90’a varan hesap hataları eleştirilerini “burada hesap hatası yok” diye yanıtladı. Bakan İsmailoğlu, “kredi ile ev almış gibi taksit ödemesi yapıldığını” söyledi.
Bakan Karaismailoğlu, Dünya gazetesinden Maruf Buzcugil ve Gökçe'nin sorularını yanıtladı. Karaismailoğlu şunları kaydetti:
-Kamuoyunda çok tartışılan YİD ve KOİ modelini en çok kullanan bakanlığın başında birisi olarak sistemi siz nasıl değerlendiriyorsunuz?
1970’li yıllarda devlet aklı olsaydı, 1. Köprü (İstanbul) tamamen YİD yapardı, devlete yükü olmazdı. Devletin yatırım bütçesinin tamamı o zaman 1. Köprüye gitmişti. O zaman fizibıl proje olarak geçiş ücretlerinden ciddi gelir elde edilirdi ve Anadolu’daki bütün projelerin finansmanı da bu gelirlerden karşılanırdı. O dönem bütün yatırımlar İstanbul’a yapıldığı için o bölge gelişti, Anadolu eksik kaldı. Turgut Özal karayoluna önem vermiş ve demiryolunu ikinci planda bırakmıştı.
Büyük yatırımcı kuruluşların master planı olması lazım. Yapıma başlamadan önce mutlaka master plana ihtiyaç var. Yani 5 defa düşünüp bir adım atmak lazım. Bizim az paramız var, bu parayı iyi değerlendirmemiz lazım. Bunun da olmazsa olması planlama.
AK Parti hükümetlerinin başladığında karayolu altyapısı 6 bin 500 km ve çok yetersizdi. Bunu 28 bin 500 km’ye çıkardık. Karayolu belli aşamaya geldi ve oturdu diyebiliriz. Havayolunda da benzer şekilde, havaalanı sayısı 26’dan 56’ya çıktı. Rize, Artvin, Çukurova bu yıl bitirilecek, Tokat da bu ay sonunda açılacak. Bütün altyapımız tamamlanmış olacak.
"Aslında demiryoluna da çok yatırım yaptık lakin henüz çok görülmedi"
Aslında demiryoluna da çok yatırım yaptık lakin henüz çok görülmedi çünkü öncelikle eski 10 bin km hattı yeniledik, bundan sonra üzerine ilave ediyoruz. Demiryolu 1.300 km’si hızlı tren olmak üzere 13 bin km’yi geçti. İnşallah bundan sonra demiryoluna ağırlık vereceğiz. Karayolu altyapı eksikliğinden dolayı yatırımın yüzde 65’i karayolu ağırlıklı oldu. Demiryolu bu yıl itibarıyla yüzde 50’ye yaklaştı. Karayolun biraz daha aşağı çekeceğiz lakin bitmez tabii ki. Demiryollarının yatırımlar içindeki ağırlığı yüzde 60’a kadar çıkacak.
Ankara-İzmir, Halkalı-Kapıkule hatları var. Ankara-Sivas’ta çok küçük eksiklikler kaldı, bu hattı yılsonuna kadar açacağız. Karaman’a uzanmıştık, buradan Niğde ve oradan da Mersin’e ineceğiz. Adana, Osmaniye Gaziantep önemli.
"Ankara-İzmir hızlı tren hattında 2024 yılı sonuna doğru yolcu taşımaya başlarız"
Ankara-İzmir hızlı tren hattında 2024 yılı sonuna doğru yolcu taşımaya başlarız. Manisa, Salihli, Eşme Uyak arasında devam ediyor. Afyon-Polatlı ihale edilmişti, bütün eksiklikleri yeniden ihale ettik, yer teslimini yaptık. Hızla tamamlanacak, Gaziantep de 2024 yılında biter. Halkalı Kapıkule’nin de Çerkezköy-Kapıkule 2024, Çerkezköy-Halkalı 2025’te biter. Yavuz Sultan Selim köprüsünden raylı geçişe ilişkin çalışmalarımız ise devam ediyor.
"Ülkemizde büyük bir altyapı açığı var, bütçe bunu kapatmaya yeterli değil"
-YİD modeline yönelik eleştiriler ve özellikle yüzde 90’a kadar varan geçiş/kullanım sayısındaki hatalarla ilgili neler söyleyeceksiniz?
Ülkemizde büyük bir altyapı açığı var, bütçe bunu kapatmaya yeterli değil. Alternatif finansman modeliyle bütçeye katkıda bulunuyoruz. Bunu da denizyolu, karayolu ve havayolunda yapıyoruz. Zaten denizyolu ve havayolu projelerinden para kazanıyoruz. En başarılı örnek, Antalya Havalimanını gösterebiliriz. Toplam 25 yıllığına 8,5 milyar Euro işletme bedeli 2025 sonrasını ihale etmiştik. Bunun da şimdi yüzde 25’ini bu ay sonunda 2 milyar 138 milyon Euro alacağız. Ayrıca biz 2025 yılına kadar Antalya Havalimanına 785 milyon Euro da yatırım yapacağız. Havalimanı kapasitesini doldurdu, yeni iç hatlar dış hatlar, apron alanı yapılacak. Eğer böyle yapılmazsa, devlet kendi kasasından bunu yapması gerekiyor.
"YİD'de hesap hatası yok"
Aslında burada yapılan hesap hatası değil, yapılan yatırımın ilgili yıla karşılık gelen tutarlardır. Yani bunu hata olarak karşılaştırmamak lazım. Buraya 10 birim yatırım yapmışsınız, bu yatırımın ne kadar sürede geri dönebileceğini hesaplıyoruz. Başka bir ifade ile işletme sürecinde geri dönüşünün finansal modeli. Araç sayısı veriyorsunuz lakin bunun ücret olarak karşılığına bakmak lazım. İstanbul-İzmir otoyolunda belirli dönemlerde sayının üzerine çıkıyoruz, Ankara-Niğde yolunda ise öngörülenin altında kalıyoruz. Sonuçta bu yatırım devletten para çıkmadan yapıldı.
"Bu kredi ile ev araba almış gibi, taksitle geri ödeme gibi düşünün"
Devletin bütçesinden yapsaydık peşin verecektik. Bu kredi ile ev araba almış gibi. Taksitle geri ödeme gibi düşünün. Proje belli, maliyet belli. Kamu bütçesinden ihale edip yapacaksınız, ya YİD ile KOİ ile yapacaksınız ya da dışardan kredi bulup, devleti borçlandıracaksınız, belli sürede geri ödeyeceksiniz. Son demiryolu ihalelerini dış kredili yaptık.
"Avrasya Tüneli parasını çıkarıyor"
Avrasya Tüneli bu konuda çok başarılı ve karşılama oranında yüzde 90'lara ulaştık. Bir de işletme maliyetleri var yolların. Bunu kimse sorgulamıyor. Sırf Avrasya tünelinin yıllık 500 milyon lira işletme maliyeti var. Geçen yıl garanti açığını kapatmak için 400 milyon verdik. Yani hem cebimizden para çıkmıyor, hem de yatırım yapılıyor. Birkaç yıl içinde başabaş noktaya gelecek. Ankara-Niğde de yüzde 60'a çıkacaktır.