Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu, Saadet Partisi'nin TBMM Grup Toplantısı'nda yaptığı konuşmada, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın bir açıklamasında İsrail'in Türkiye'yi hedef aldığına değindi. Davutoğlu, Türkiye'nin doğrudan müdahil olması gereken birçok kriz alanı bulunduğunu vurgulayarak, "Sayın Erdoğan'ın söylediği doğrudur; bir tehdit var. Ancak bu tehdidi bir devlet stratejisi olarak mı tanımladınız, yoksa Savunma Sanayi Fonu'na milletin kredi kartından 750 lira almak için mi yaptınız? Beni ilgilendiren soru bu," dedi.
Milli bekayı korumanın toplumsal aidiyet bilinciyle mümkün olduğunu belirten Davutoğlu, bir ülkenin silahlı kuvvetlerinin ne kadar güçlü olursa olsun, ortak bir aidiyet bilinci olmadan milli bekasının da olmayacağına dikkat çekti.
Davutoğlu, Türkiye'de sağ-sol ayrımıyla ideolojik, 1990'lı yıllarda etnik ve mezhepsel, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'nden sonra ise sistemik bir kutuplaşma yaşandığını savundu. Bu kutuplaşmaya karşı, Türkiye'nin hedef olarak gösterildiği bir dönemde toplumun güçlendirilmesi gerektiğini ifade eden Davutoğlu, "Türk, Kürt, Sünni, Alevi, Müslim, gayrimüslim, laik, muhafazakâr; bu ayrımları aşmalısınız. 'Türkiye Cumhuriyeti vatandaşlığı şerefini taşıyan herkes eşittir' demelisiniz," şeklinde konuştu.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli'nin yasama döneminin ilk günlerinde attığı olumlu adımlara değinen Davutoğlu, "Eğer 'bu sorunları çözmeliyiz, yeni küresel savaş riskine karşı hazırlıklı olmalıyız, içerideki yaraları kapatmalıyız' diyorlarsa, ben sonuna kadar arkasındayım. Doğru hesap edin ve milleti birleştirin, kutuplaştırmayın," dedi. Bahçeli'nin inisiyatif almasının Türkiye için önemli olduğunu belirten Davutoğlu, "Sayın Bahçeli'nin inisiyatif aldığı bir süreç rahat yürür," dedi. Herkesin birbirine korkuyla değil, kucaklaşarak bakması gerektiğini vurguladı.
Saadet Partisi Genel Başkanvekili Mahmut Arıkan, "Savunma sanayisi" bahanesiyle vatandaşların ekonomik durumlarının istismar edildiğini savundu. Arıkan, "Her sıkıştığında milli duyguları istismar eden iktidar, ekonomik problemi milli duygularla çözeceğini sanıyor. Ancak bu açık bir yanılgıdır. 750 lira ile vatandaşın milli olup olmadığını ölçmeye çalışan iktidar, 3 gün sonra 1000 lira ile inancımızı sorgulamaya kalkarsa şaşırmayız," dedi.
Sivil ve içeriğiyle bugünü ve yarını kucaklayacak bir Anayasa metninin milletin takdirine sunulması gerektiğini belirten Arıkan, öncelikle mevcut Anayasa'ya riayet edilmesi ve ardından eksiklerinin tartışılması gerektiğini ifade etti. Son yıllarda adalete ve hukukun üstünlüğüne zarar verildiğini öne süren Arıkan, "Mevcut Anayasa'ya uymadan, ekonomik göstergeleri düzeltmeden ve toplumu esir alan şiddete son vermeden yeni Anayasa üzerine konuşmak, havanda su dövmektir," dedi.