Hakan yazısında, “Öfke doluyum. Sinirden köpürmüş vaziyetteyim. Elim ayağım tutmuyor. Gerekçeli kararı okurken... En çok sinirlendiğim bölüm şurasıydı: 'Sanığın profesyonel bir sağlık personeli olmadığı da gözetildiğinde maktulün boğazını ölümü gerçekleştirecek nitelikte kırık oluşmasına neden olacak kadar sıktıktan sonra maktulün henüz ölmemiş olduğunu bilemeyebileceği...” ifadesini kullandı.
Hakan şunları kaydetti:
"Ne demek istiyorlar bu cümlelerle? Şunu demek istiyorlar: Katilimiz, Pınar’ın boğazını sıktı. Hem de kuvvetlice sıktı. O kadar sıktı ki Pınar’ın boğazında kırık bile oluştu. Katilimiz de Pınar’ı öldü sandı. Eh yavrucak, profesyonel bir sağlık personeli değil ki! Nereden bilsin ölmediğini... Öldü sandı. Dolayısıyla canlı canlı yakmış sayılmaz"