Usta tiyatrocu ve yönetmen Ahmet Mümtaz Taylan, Jülide Ateş'in sunduğu ve GAİN'de yayınlanan '40' isimli programına konuk oldu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'la buluşmasında Leyla ile Mecunun dizisinin kaldırılmasına kadar pek çok konuya ilişkin konuşan Taylan, Gezi direnişi döneinde Erdoğan'la görüştüğü için 'ara dayağı' yediğini söyledi.
"TAMAMEN ARKASINDAYIM"
Gezi direnişi sırasında dönemin Başbakanı Erdoğan ile görüşmesine ilişkin olarak pişman olmadığını söyleyen Taylan, "Gezi’deki polis tutumunun, güvenlik tutumunun sonlandırılmasına da bir katkısı oldu. Çok doğruydu. İyiydi." dedi.
Taylan, konuşmasına şöyle devam etti:
"Gezi’de yaptığım şeyin tamamiyle arkasındayım, ben talep etmedim o zaman Başbakandı, sayın Tayyip Erdoğan tarafından davet edildiğim zaman birkaç kişiye sordum. Birincisi dostumdur, Sırrı Süreyya Önder’e sordum, ‘sence bir faydası var mı gitmeli miyim doğru bir şey midir?’ o da bana kendince bir cevap verdi; daha sonra gezi dayanışması ile bulabildiğim polisle sokakta kovalamaca oynuyorlardı o sırada ama birkaçına ulaştım, onlarla konuştum ne dersiniz gideyim mi diye, bence gidin herkesi her şeyi anlatması lazım demişlerdi; gittim görüştüm. Çok da iyi yaptım görüşmekle. Her şeyi açık açık konuştuk, 5 – 5 buçuk saatlik bir toplantıydı, başka toplantılarla karşılaştırılmasın, gezi insiyatifinden insanlar vardı, sosyalist Müslümanlar, sol Müslümanlar, üniversite öğrencileri vardı, yani bir meslek gurubunun tamamıyla gittiğim bir toplantı değildi. Uzun bir toplantı yaptık. Sonlandırılmasında, Gezi’deki polis tutumunun, güvenlik tutumunun sonlandırılmasına da bir katkısı oldu. Çok doğruydu. İyiydi. Eleştirildim mi? Eleştirildim. Ara dayağı denen bir şey vardır, 2 kişi kavga ederken aman etmesinler, zarar görmesinler diye araya girdiğinde 1-2 tane de sen yersin, buna ara dayağı denir. Benim ömrüm ara dayağı ile geçti."
"HALK ELEŞTİRMEMEYİ ÖĞRENMEYECEK"
Boğaziçi'ndeki eylemlere ilişkin bir görüşme talep edilmesi doğrultusunda yine gideceğini söyleyen Taylan, "Bugün Boğaziçi ile bir şey konuşulacak, buyur gel derlerse hemen giderim. Çünkü konuşarak halledeceğimize inanıyorum. Başka türlü hallolmayacak. Orada öğrencilere, eğitim görevlilerine ve çoğumuza göre ehliyet sahibi olmayan birisi, hangi nedenle bilmiyoruz; rektörlüğe atanmış, bunu eleştiriyorlar; demokratik haklarıdır; kırıp dökmeden bunu yapıyorlar. Kendilerini hükümete falan beğendirmek zorunda değiller gençler. Bazen sert, delici, dürtücü ve kesici olabilir fikren. Eleştiri böyle bir şeydir. Eleştiriye en çok açık olması gereken, yürütmedir. Eleştirilirsiniz. Tahammül edecekler. Halk eleştirmemeyi öğrenmeyecek, yürütme eleştirilmeyi, eleştirmeyi kabul etmeyi, eğer faydalıysa, iyi sonuç çıkacaksa değerlendirip, ondan sonuç çıkarmayı öğrenecek." dedi.
"GEZİ YÜZÜNDEN KALDIRILDI"
Taylan, bir döneme damgasını vuran ve ikonik hale gelen Leyla ile Mecnun dizisinin neden bittiğine ilişkin soruya ise şöyle yanıt verdi: "Gezi olaylarından 3 ay önce seti ziyarete gelen üniversite öğrencilerinin Gezi Parkı’ndaki düzenlemelerle ilgili ne düşündüğümüzü sorduğu zaman verdiğimiz cevap; bir gazetede 3-4 arkadaşımızın Beyoğlu’ndaki hadiseler sırasında bir fotoğraf karesi yüzünden ‘bence’ kalktı! Burak Aksak diyor ki, ‘etkisi büyük reytingi düşük bir diziydi’ yüzde yüz doğru söylediği şey, TT’de her hafta birinci olurduk, hâlâ Leyla ile Mecnun birinci oluyor ama, TRT maliyeti ile reytingi birbirine ters olan her işi öyle kaldırmadı. Dolayısıyla o Burak’ın fikridir saygı duyarım ama, katılmıyorum. Bülent Arınç’ın da ne dediği çok önemli değil, Arınç söylemesi gerekeni söylemekle görevle olduğu bir makamda. Bence Gezi yüzünden kaldırıldı."