Ahmet Nur Çebi: ‘Fikret Orman'a Paralar nerede’ dedirten ben miyim?

Beşiktaş Başkanı Ahmet Nur Çebi, verdiği röportaj da, eski başkan Fikret Orman'a ağır mesajlarda bulundu. Çebi, 'Ben yapamayacağım hiçbir şey...

Beşiktaş Başkanı Ahmet Nur Çebi, verdiği röportaj da, eski başkan Fikret Orman'a ağır mesajlarda bulundu. Çebi, 'Ben yapamayacağım hiçbir şey için söz vermem.' dedi.

Başkan Çebi'nin açıklamalarına göre Beşiktaş'ın bu sene UEFA Avrupa Ligi'nden aldığı 2 milyon euro, Fikret Orman yönetimi tarafından menajer Ahmet Bulut'a gitmiş. Beşiktaş Başkanı Ahmet Nur Çebi verdiği röportajda eski başkan Fikret Orman'a sert mesajlar gönderdi.

İşte Çebi’nin açıklamaları...

‘Bana ağır geldi’

‘Beşiktaş’ın içinde menfaat çeteleri var’ diyen Çebi, "Başkanlığa kim gelirse gelsin kulüpten ayrılmayan insanlar var. Buradan nemalanıyorlar. Profesyonel kadroya girip iş yapmadan maaş alabiliyorlar. Bunlara gereksiz yere 50 bin lira gibi meblağlar ödemişiz. Biz aynı işi yapacak daha deneyimli insanları 20 bin liraya bulduk. Ben Türkiye’de 120 bin lira kulüpten kazanan birisinin olduğunu düşünmüyorum. Böyle insanlar kulüpte vardı. Bu kişinin maaşını 15 bin lira olarak biliyordum. Ondan sonra yapılan sözleşmelerle bu rakamlara çıkmış."

"Ben 2,5 yıl sonrasına plan yapmıştım. Ama son dakikada baskı çok geldi, kaçtığım söylendi. Karadeniz çocuğuyum bu da bana ağır geldi. Biraz gaza geldik diyebilirim. Ben Fikret beyle hesaplaşmam. Ama duygularımı tarif etmemi istersen, kandırılmışlık... Ayrıca küskünlüğüm ve kırgınlığım var. Abi, abi diyerek kandırıldım. Bunun tersini kabul etmiyorum. Fikret beyle şu anda görüşmüyorum."

‘Tehdit ettiler’

"Ben bu sorunun sorulmasını doğru bulmadığımı açıkladım. İkincisi son 1,5 yıldır benim locamı izleyen, gelecek insanların kartlarını iptal eden yöneticiler burada bir sürü kamera varken, bu tezahüratları yapan taraftarları neden bulamıyorlar? Ben bir arkadaşımıza bu konuda talimat verdim, ‘Bunları bana bulacaksın’ dedim. 1,5 yıldır pusucu deniyor bu kişilere ama bulunamıyorlar. Bulunan isimleri neden çağırmıyorsun, neden sormuyorsun birisi sana para mı veriyor diye. Belki taraftar bunu kendi istiyor, belki de pusucu diye bir şey yok. Benim verdiğim talimatla birileri bulunursa benim yargılama hakkım yok. Sadece onlara soracağım, neden böyle bağırıyorsunuz, para alıyor musunuz diye. Orman’ın yapması gereken şeyleri şimdi ben yapacağım. Locamda benimle oturan dernek başkanlarına ‘biz sizi izliyoruz’ mesajı verildi. Ben bu kulüpte ikinci başkanlık, abilik yapmışım. Neden benim oturduğum kişiler tehdit edildi?"

‘Hâlâ bir şansı var’

"Ben abime sormadan hiçbir şey yapmam’ diyen sevgili başkanım benim onayım olmadan bundan bir yıl önce seçim kararı aldı. Ben şok olmuştum. Kamuoyunda ise ‘Ahmet Nur Çebi’den kurtulmak için böyle bir karar aldı’ anlayışı oluştu. Ben de bunu böyle anladım. Fikret bey bir ay sonra bana teklifte bulundu ve ‘abi seninle çalışmak istiyorum’ dedi. Ben de ayrılmak istiyordum. Ondan önce de takımın başarılı gidişine katkıda bulanmak için bir şeylere katlandık. Son olarak ise ‘Bana sormadan seçim kararı aldınız. Yolun açık olsun’ cevabını verdim Fikret beye. O da ‘abi sen dinlenmek istiyorsun. Bir sonraki seçimde benim başkan adayım sensin’ dedi. ‘Buna söz veriyor musun’ dedim. ‘Evet’ dedi. Ben de ona listeye girmeme sebebimin ikimizin arasındaki güvensizlik olduğunu söyledim.

Derneklerle yakın olduğum konuşuluyordu. Fikret beyin yönetimine girmeyip onlarla daha yakın olacağımı söylemiştim. Sonra bana gönül koymamasını istemiştim. O da bana ‘bu kulübe başkan olarak sen yakışırsın, zaten bunları yapman gerekir’ dedi. Daha sonra da pusucu olduk! ‘Fikret Orman paralar nerede’ dedirten ben miyim? Bir başkanın abi dediği insan için yanlış anlaşılma sağlayacak bir olaya anında nokta koyması gerekirdi. Ama böyle olmadı. Ben hain değilim. Fikret beyin hâlâ bir şansı var. ‘Pusucu dediğim insan sen değilsin abi’ demek için. Söylerse kırgınlığım azalabilir.

‘Avcı’yı yalnız bırakmışlar’

Skorer haberine göre; “Abdullah hoca yalnız kalmış Ümraniye’de. Sahip çıkan bir yönetici olmamış. Şu an Erdal Torunoğulları ve Emre Kocadağ takıma çok yakın. Sorunları bana anında geliyor ve ben de anında cevaplıyorum. Hoca artık şunu biliyor; başkanın ağzından bir laf çıkarsa bu yerine gelir.”

"Abdullah Avcı’ya şans vermek zorundayız. Hoca yalnız kalmış Ümraniye’de. Sahip çıkan bir yönetici olmamış. Hocaya ve futbolculara şu anda Erdal Torunoğulları ve Emre Kocadağ çok yakınlar. Sorunları bana anında geliyor ve ben de anında cevaplıyorum. Hoca artık şunu biliyor; başkanın ağzından bir laf çıkarsa bu yerine gelir. Ben bunu ispatladım. Ben yapamayacağım hiçbir şey için söz vermem.

"Borçların azaltıldığı, gelirin gideri geçtiği bir kulüp için söz veriyorum. Üçüncüsü de Beşiktaşlıların hepsinin katılımı olduğu paylaşımcı bir yönetim olmasını sağlayacağım. 2,5 yıl zaten kulübün gelirleri kontrat altına alınmış. Benden kaynaklanmayan zarar olarak eklenecek. Mühim olan benim borcu ne kadar azaltacağım. Yapılan kontratla oynamak zorundayım. Çünkü benim imzalamadığım sözleşmeler yüzünden benim dönemimde bile zarar yazılacak."

"Ben şampiyon olacağımıza inanmasam, Ümraniye’de kafa patlatıyor olmazdım. Bütün aklım fikrim kulüpte. Teknik ekip ve oyuncuları çok bunaltmadan bunu yapmaya çalışıyorum. Şu anda ara transferde kanat oyuncusu ve golcüyü planımıza aldık. Erdal beye de talimat verdik. İbrahim Altınsay da gönüllü olarak geldi. Ondan da çok memnunum."

'UEFA parası Bulut’a gitti’

UEFA Avrupa Ligi’ne katılım ödülü olan 2 milyon euronun menajer Ahmet Bulut’a gittiğini ifade etti. Çebi, “Fikret Orman, ‘Bizim Ahmet Bulut’tan nemalandığımız söylendi. Ahmet Bulut kulüpten alacağını alabilmiş değil ki biz ondan nemalanalım’ demişti. Peki gider ayak neden Bulut’a çekleri yazıp veriyorsunuz. O da bunları federasyonda hacize koyuyor? Neden UEFA’dan gelen 2 milyon euro Bulut’un cebine gidiyor” dedi.

“Transferde gidip 5 milyon euroya futbolcu almayacaksınız, 1 milyon euroya alacaksınız. Dünyanın tanıdığı Pepe’yi, Vida’yı getirmek mi başarıdır. Başarı 500 bin euroya bir oyuncu alıp, onu parlatıp daha yüksek bedellere satmaktır.”

'Başarı 500 bin euroya alıp daha yüksel bedellere satmaktır'

"Hangi kulübün kısa vadede borçlarını ödeyebileceği düşünülüyor ki. Hepsi bizle aynı durumdalar. Hepimizin uzun vadede acılar çekerek, geliri giderin fazlasında tutarak, faiz yükünü azaltarak, israfı engelleyerek borçları ödeyip, bir yandan da sportif başarıyı düşünmemiz lazım. İkisi aynı anda olmak zorunda. Transferde 5 milyon euroya adam almayacaksınız, 1 milyona alacaksınız. İyi seçeceksiniz, iyi paraya satacaksınız. Dünyanın tanıdığı Pepe’yi, Vida’yı getirmek mi başarıdır. Başarı 500 bin euroya bir oyuncu alıp, onu parlatıp daha yüksek bedellere satmaktır. Beceriniz yoksa, sadakatiniz yoksa insanlar sizi niye alkışlasın. Ucuza adam bulup, oynatıp satmak zorundayız. Bunları yapmalıyız. İlk mali genel kurula kadar Beşiktaşlılara bunların hepsini anlatacağım.

‘Popülist politika’

"Sadece altyapıyla olmuyor. Nazillispor’da, Söke’de oynayan oyuncuyu ucuza alabilirsiniz. Hollandalı bir Türk çocuğu için 100 bin euroya alınır denince verip alacaksınız. Altyapı bugüne kadar popülist politika olmuş. Herkese farklı anlatılmış, yalan konuşulmuş. Ben burayı iyi Beşiktaşlıların yetiştirildiği bir yer yapacağım. Bir arkadaşımıza verdik orayı. Oradan bir genç bile çıkarsanız alkışlanırsınız. Ama Pepe’yi Vida’yı milyon eurolara getirdiğinizde bütün gazeteciler sizin fotoğrafınızı çekiyorsa bu kez altyapıyla ilgilenmezsiniz."

‘Daha fazla fark bekliyordum’

"Açıkçası ben daha fazla fark bekliyordum. Bugüne kadar söylemiyordum, şımarıklık olarak görülür diye. Herkes biliyor, ben beşli bir blokla seçime girdim. Son üç yılda yönetim kurulunda bulunan arkadaşlarım bile bana destek olmadılar. Çok garip değil mi bu. Beşiktaş’a başkan olmak onur kaynağıdır. Başarı için dua ediyorum. Kulüp için enerjim var. Ama bazen bir anda demotive olabiliyorum. Her şaşkınlığımı 3-5 saate ancak topluyorum."

‘Oğuzhan’ı mahvetmişler’

"Oğuzhan’a inanıyorum ben. 26 yaşındaki futbolcuya, 800 bin euro alırken, 2 milyon 400 bin eurodan 5 yıllık sözleşme yaparsanız, yaş gelir 30-31’e... Uğraşmasına gerek kalmamış. Böyle mahvettiler çocuğu. İki yıllık sözleşme yapılsa farklı olurdu."

{{unknown}}

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.