Geçtiğimiz yıl İbrahim Tatlıses'e Ahmet Tatlıs'ın oğlu Mert Tatlı tarafından dava açılınca ünlü halk şarkıcısı torunlarını evinden kovmuştu.
İbrahim Tatlıses bu olayın ardından Kanal D Haber'e şöyle konuştu: "Ben hakkımı veremem. kızının evi, nasıl olur bu ama.. Çocuğun babası mı bakacak bundan sonra onlara. İlk önce babalığı öğrenir. Çocuğum kiralık evde ise çocuğuna ev veremem. "Baba olmayı öğrensin" dedi.
Ahmet Tatlıses ise İbrahim Tatlıses'in söylediklerinden sonra sessizliği bozdu;
"İbrahim Tatlıses geçenlerde benimle ve oğlumla tekrar konuştuğunda açıklama yapma gereği duydum. Ramazan'ı bile dinlemiyor mazeret yok, birkaç şey söylemek istiyorum. Tabii "bana verdi" derken, onun mülkiyetini kastetmiyorum. Rahmetli anneannem ve amcam zaten aynı yerde, ikinci evlerinde oturuyorlardı. Oğlum 6 yıl önce evlendi ve ailesiyle birlikte orada yaşadı. Sonra yeni öğrenmiş gibi dava açtı. Oğlumun evi ve kirayı faiziyle bırakmasını istedi. Bir ev sahibi olduğunuzu düşünün ve yıllar sonra evinizde torununuzun yaşadığını öğreniyorsunuz ve bunu yıllarca fark edemiyorsunuz. İlginç değil mi? Tabii alıştım. Oğlumu üzdü ama asıl sebebin İbrahim Tatlıses'in iniş çıkışları ve bana gösterdiği tepki olduğunu biliyoruz. Kararın ardından yine bana yönelik açıklamalarda bulundu. 'Baba olsun, baba olmayı öğrensin' gibi garip ve sert ifadeler kullandı. Bu yüzden yine başıma geldi. Oğlum 2 yaşındayken annesini lösemiden kaybetti. Gençtim. O dönemde Kars Sarıkamış'ta vatani görevimi yerine getirdim. Ben askerden geldim, onun babasıydım. Mert'in yetişmesinde annemin, teyzemin ve rahmetli annesinin ailesinin büyük etkisi oldu. Allah senden razı olsun.''
''Ben uzun yıllar Mert'in babasıyken seni de çocuk olarak evlat edindim Nasıl baba olunacağını çok iyi biliyorum. Bu konuyu yargılayacak son kişi sizsiniz. Çok küçükken beni kılıf olarak kullanan, kalabalıklarda, konserlerde beni kılıf olarak kullanan kişisin. Daha da kötüsü, başına gelen her şeyden beni sorumlu tutan baba sensin. Tanrı yukarıdadır. Bütün akrabalarınız ve gazete dünyası buna şahit... Şimdi bir baba nasıl olur da çocuğunun hayatı konusunda bu kadar umursamaz olabilir diye düşünüyorum. Yıllarca hayatıma önem verdim, seni korudum... Evlatlığımı, babalığımı sorgulayamazsın. Kendini tehlikede hissettiğinde "üstesinden gel" dediğinde yanındaydım. Şimdi diyorsunuz ki: 'Baba olmayı öğrenmeli'... Seni örnek alsaydım, vay çocuklarıma... Babalığınla sadece bende değil, senin babanda da ciddi travmalar yarattın ve yaşattın. ; diğer çocuklar, yani kardeşlerim. Herkes sevgi ve saygıdan susuyor ama bilenler bile biliyor... Bunları konuşmayalım.''
''Benim Çocuklar bir gün benim hakkımda şikayet etmek için evinize mi gelecekler? "Babamız böyledir" mi dedi? "Babam bunu yapmaz, bize bakmaz" mı dedi? Bugün evden atmaya çalıştığınız oğlumu övdünüz. Önemli değil. Herkes kendi evinde yaşasın, mülk sizindir. Çocuklarını açlığa ve acıya terk eden bir baba değilim. Üstelik oğlum Mert'in yaşamak için bana ihtiyacı yok... Ama ben oğlumu, torunlarımı kurban etmezdim... Onlar da beni kurban etmezdi... Tıpkı benim sana evimi verdiğim gibi. sana söyleyecek hiçbir şeyim yok. Senin için yaptıklarımdan pişman değilim... İbrahim Tatlıs, sen sevgiden, babalık duygusundan yoksun bir insan olmana rağmen ben oğlumun görevini yerine getirdim. İki aslan yavrum var. Hata yaptıklarında bile arkalarında duruyorum ve hatalarıma gururla bakıyorum. Ben çocuklarımı sizin gibi istismar etmiyorum.'
'Eğer babalığım sorgulanırsa çocuklarım sorgulayacaktır. Bir cümle yeter! Amacınız ön plana çıkmak mı? Bu durum işleri çarpıtıp, devam eden davayı uzatmak için bir bahane yaratır mı bilmiyorum ama lütfen çocuklarımı ve ailemi asılsız suçlamalarla manşetlere taşımayın! Şimdi tüm hayranlarımız adına özür dilemek istiyorum. Yine sizi boşuna meşgul ettik. Ben de bu açıklamaları yapmak istemezdim ama ailem ve babalık konusunda hassasım. Selamlar''