CHP Ankara Milletvekili Murat Emir, yerel seçim öncesi kampanya döneminde Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın “muteber işadamı” denilerek karalama kampanyasının başaktörü olan Necmettin Kesgin ve ilgili dava sürecine ilişkin TBMM’de bir basın toplantısı düzenledi.
Seçim döneminde Yavaş’ın belediye başkanı olmasını engellemek için her türlü iftira ve tehdide başvurularak vatandaşın iradesine ipotek konmaya çalışıldığını ifade eden Emir, halen Mansur Yavaş’ın üzerine leke atılmaya çalışıldığını söyledi.
Necmettin Kesgin üzerinden halen Yavaş’a çamur atarak bir şeyler peşinde olan bir siyasi irade olduğunu, Kesgin’e resmi belgede sahtecilikten Ankara 32. Asliye Ceza Mahkemesi’nce kesinleşmiş 1 yıl 8 ay hapis cezası verildiğini belirten Emir şu şekilde konuştu:
"Bu kişi, Gazi Üniversitesi’ne sahte belgeyle başvurmuş ve hukuk diploması almış bir kişidir"
“Gazi Üniversitesi’ne sahte belgeyle başvurmuş ve hukuk diploması almış bir kişidir, bu kişi. Bir başka davada da 22. Asliye Ceza Mahkemesi’nin verdiği başka bir karar var. Bilgisayarında çocuğun videolu cinsel istismarı bulundurma suçundan mahkeme suçlu bularak 3 yıl hapis cezası verilmiş ve bu karar şu an istinaf aşamasında. Ayrıca seçim döneminde de gündeme gelen bir çek davası söz konusu. Aslına bakarsanız yaptığı nitelikli dolandırıcılık ve Sayın Mansur Yavaş’a sahte çek vermiş olmak. 8. Ağır Ceza Mahkemesi 25.12.2019 tarihinde Sayın Mansur Yavaş’ın nitelikli dolandırıcılık iddiasını reddederken bunun dışındaki bütün iddiaları kabul ediyor. Bunlardan biri; 4 sene hapis cezası aldığı resmi belgede sahtecilik suçu. Suçlar bunlarla sınırlı değil. Sayın Mansur Yavaş’a şantajda bulunmak suçundan da 1 sene hapis cezası veriliyor. Yavaş’ın olağan görüşmelerini kayda aldığı için özel hayatın gizliliğini ihlal etme suçundan da 1 sene 3 ay hapis cezası alıyor.”
"Mansur Yavaş nitelikli dolandırıcılıktan istinafa başvurdu"
Necmettin Kesgin’in resmi belgede sahtecilik yapan, çocuğun videolu cinsel istismarı görüntüsü indirdiği ve kaydettiği mahkemece tespit edilmiş, sahte çek yazan biri olduğunun adli mercilerce tespit edildiğini belirten CHP’li Emir, mahkeme neticesinde Mansur Yavaş’ın Kesgin’in nitelikli dolandırıcılıktan da ceza alması gerektiği konusunda istinafa başvurduğunu söyledi. Yavaş’ın başvurusunun delillerin yeteri kadar görüşüldüğü, tartışıldığı ve değerlendirildiği gerekçesiyle reddine karar verildiğini ifade eden Emir, sözlerini şu şekilde sürdürdü:
“Bunun üzerine, 30.12.2019’da istinaf savcısı Çetin Akıncı, ‘görüldü’ notunu düşüyor. O not şudur: Bir mahkeme kararı kesinleşince, istinaf kararı, o karar istinaf savcısının önüne gider ve istinaf savcısı da onu değerlendirir, bu onaylama anlamındadır. 25.12.2019’da bu kararın kesinleştiğini açıkça görüyoruz. Ancak burada bir şey oluyor ve aynı Cumhuriyet Savcısı, itiraz ediyor. Diyor ki ‘bu deliller, yeteri kadar değerlendirilmemiştir, dolayısıyla değerlendirilmesi gerekir’. Peki kim bu Cumhuriyet Savcısı, yine Çetin Akıncı. Yani daha önce bu mahkeme kararına görüldü onayı veren ve kesinleşmenin önünü açan sayın savcı, bu sefer sanık lehine tekrar itiraz ediyor. Tekrar üstünü vurgulamak istiyorum, Mansur Yavaş itiraz ettiğinde deliller ‘hukuka uygundur’ derken, kendisi tekrar itiraz ederek ‘deliller tekrar değerlendirilsin’ diyor. Söz konusu deliller hangi deliller? İşte o Mansur Yavaş’a ulaştırılmış olan bu kişinin arkadaşının elinde olan bilgisayardaki deliller.”
"Siyasi irade neden bu adamın arkasında durmaya devam eder"
Necmettin Kesgin’in halen korunduğunu ve aklanmaya çalışıldığını ifade eden Emir, davayı kapatan savcının 1 ay içinde neden tekrar görülmesi için itirazda bulunduğunun açıklamaya muhtaç olduğunu ifade etti. “Çocuğun videolu cinsel istismarından ceza giymiş birisinin arkasında bir siyasi irade neden durmaya devam eder, bu soru çok önemlidir.” diyen CHP Ankara Milletvekili Murat Emir, şu şekilde konuştu:
“Savcı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 134. Maddesine istinaden deliller tekrar değerlendirilsin diyor. Bu iddia şu anlama geliyor. Bu bilgisayar bu kişinindir dolayısıyla bu kişinin bilgisayarı bir şekilde Mansur Yavaş’ın eline geçti, bu nedenle hukuka aykırıdır, bu delillere dikkat edilmemesi gerekir diyor, sayın savcı. Oysa bu kişinin defalarca ‘bu bilgisayar bana ait değildir’ dediği ifadeleri var mahkemede. Dolayısıyla başından hukuksuz, haksız, yasaya aykırı bir işlem başlatılmış oluyor. Eğer Sayın savcının iddia ettiği gibi bilgisayardaki deliller hukuka aykırı delil kabul edilirse bu kişinin bilgisayarında saklamış olduğu çocuğun videolu cinsel istismarı görüntülerinin de aklanması sonucu doğacak.”
Diğer bir tehlikenin de FETÖ davalarını etkileyebilecek türden olduğunu belirten Emir, “Eğer bu delil, hukuka aykırı delil sayılırsa, bir bakıma da özellikle FETÖ davalarında kullanılan delillerin de hukuka aykırı sayılmasının önü açılabilecek ve bu davalarda bir tavsama söz konusu olabilecek. Siyasi iktidar ve yargıya etki edenleri buradan uyarıyoruz Mansur Yavaş’la uğraşacağız diye, leke sıçratacağız diye, hem FETÖ davalarında hem de çocuğun videolu cinsel istismar davalarındaki delillerin bir şekilde görmezden gelinmesinin önünü açmış olacaksınız. Bu çok büyük bir tehlike, çok büyük bir vebal.” dedi.