AKP'de çatlak büyüyor: AKP'li Kürtler aslında bölücü mü sayılacak?

AKP'li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Başdanışmanı Mehmet Uçum’un Van’daki süreç hakkında yaptığı değerlendirmeye partinin içinden tepki yükseliyor. Konu hakkındaki detaylar haberin devamında...

AKP içerisinde 'Zeydan' çatlağı olarak adlandırılan durum, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Başdanışmanı Mehmet Uçum'un Van'da yaşanan süreç hakkındaki açıklamalarıyla daha da karmaşık hale geldi.

ÇATLAK BÜYÜYOR!

Uçum'un sosyal medya üstünden yaptığı paylaşımda, Abdullah Zeydan'ın seçimi kazanmasıyla başlayan sürecin muhalefet ve iktidar içindeki neo-liberal unsurların tutumlarına dikkat çektiği açıklandı.

Bu açıklamalara AKP Merkez Karar ve Yönetim Kurulu (MKYK) üyesi Orhan Miroğlu'dan sert bir tepki geldi. Miroğlu, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, muhtarlık seçimlerindeki tercihlerin, siyasi vitrinin durumu, Kürt muhafazakarları ve seküler Kürtlerin siyasi havaleleri gibi konulara değinerek, AKP'nin seçim başarısızlığına dair gerçek yüzleşmenin siyasi paradigmalarda aranması gerektiğini altını çizdi.

Miroğlu'nun açıklamalarında, AKP'nin iç ve dış politikalarının şekillendirildiği siyasi paradigmalara yönelik eleştiriler yer aldı. Ayrıca, partinin gelecekteki başarısı için siyasi politikaların ve paradigmanın tartışılması gerektiğine dikkat çekildi. Son olarak, Miroğlu, parti içinde özgür bir tartışma ortamının sağlanması gerektiğini ve Kürt aktörlerin fikirlerini özgürce ifade edebilmesi gerektiğini altını çizdi . Aksi takdirde, partinin geleceğinin tehlikeye girebileceği uyarısında bulunmuş oldu.

Miroğlu'nun sosyal medya hesabından yaptığı paylaşım şu şekilde:

"Aday tercihlerinin, hemen son birkaç seçimde değişmeden devam eden siyasi vitrinin, Kürt muhafazakarları HÜDA- PAR ve YRF’a, seküler Kürtleri’de CHP ve DEM’e ‘havale etme’ ve ‘ zorunlu etme’ siyasetinin, başta Cumhurbaşkanımız olmak üzere, partinin karar organlarına uzanan bilgi kanallarının aydınlanmaya muhtaç hale gelmiş olmasının, istişare mekanizmalarındaki ve entelektüel zemindeki vasatlığın, emekliler ve ekonomi gibi , seçmenin "Türkiye Yüzyılı" ufku sebebiyle tolere etmesini bekleyemeyeceğimiz durumlar ve daha bir çok sebebin AK Parti’nin seçim başarısızlığında elbet fakat az fakat çok oranı var.

Ama tüm bunlar birer sonuçtur. Sebep değildir.

AK Parti için gerçek yüzleşme alanı, son on senenin iç ve dış politikasını şekillendiren siyasi paradigmalarda aranmalıdır.

Siyasi paradigmalarımızın şekillendirdiği, fakat değişmesinin de vakti gelmiş politikalarımızı tartışmadan ve gündeme getirmeden, bu seçim yenilgisini 2028’de zafere dönüştürmemiz mümkün değildir.

Cumhurbaşkanımızın söylediği gibi güneşe maruz kalan buz gibi erir gideriz.

Diyeceğim gerçek yüzleşme olabilmesi için insanlara asgarisinden bir tartışma özgürlüğü ve fırsat ortamı sunulabilmelidir.

Kimse , acaba yazar ve konuşursam siyasi istikbalim işim gücüm ne olur gibi bir endişeyle hareket etmeye zorlanmamalıdır!

Partimizin sembolü haline gelmiş bir dostumuz, partimizin siyasi ve hukuki işler başkanı olarak konuşur bir başka dostumuz "devlet adına kayıt" tutarsa, hiç birimiz Cumhurbaşkanımızın bizi davet ettiği yüzleşmeyle ‘gerçek bir yüzleşme’ yaşayamayız.

Kimse kimsenin yurtseverliğini ve bin senelik tarihin getirdiği tüm belaların içinden her defasında Türkler’in ve Kürtler’in silah ve kalem yoldaşlığı sonucu küllerinden yeniden doğan bu güzelim , bu aşık olunası ülkeye aidiyet duygusunu sorgulayacak hak ve yetkiye sahip değildir!

Van’da mazbatanın hak eden sahibine , YSK onayından geçmiş ve seçilmesinde bir engel görülmemiş DEM Adayı Abdullah Zeydan’a verilmemesini doğru bulmayan partinin kurucusu arkadaşlarımız ve milletvekillerimiz şu bu sayılacak ve susturulacaksa- seçim yenilgisinin en büyük kısmı Kürt mahallesinde yaşanmışken- parti içindeki Kürt aktörlerin fikirlerini özgürce ifade etmelerini nasıl bekleyebiliriz?

Onlar da "devletin istediği doğrultuda konuşmazlarsa" kayıt altına mı alınacaklar, film başa sarılıp "aslında bölücü" mü sayılacaklar?!!!

Güneydoğu’da 2015 seçimleri gibi bir sonucun dokuz yıl sonra yeniden yaşanmasının, Diyarbakır’da %16’da kalmanın, Van’da sıfır çekmenin sebeplerini AK Partili Kürtler kendi aralarında ve partileriyle nasıl konuşabilecek, yüzleşebilecekler?!

Hiç bir şey olmamış gibi davranamayız.

Bin yıl sonra en zor ve çetrefilli bir süreçte tarihin AK Partiye ve liderine sunduğu tarihi misyona uygun bir ilerleme ve yol haritasını yeniden tasarlamak ve bunu mümkün kılacak özgür bir tartışma ortamını inşa etmek hepimizin sorumluluğundadır, yoksa partimize de , liderimize de , devletimize de, bu ülkeye de yazık olur."

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.