AKP içinde fikir ayrılıkları nedeniyle sosyal medyada büyüyen tartışmalar devam ediyor. AKP'li Şamil Tayyar'ın açıklamalarına Cumhurbaşkanı danışmanlarının verdiği yanıtlarla başlayan bu tartışmaya, SKP MKYK Üyesi Orhan Miroğlu da katıldı.
Eski AKP Milletvekili Mehmet Metiner, X sosyal medya platformu üzerinden yaptığı paylaşımda şu şekilde ifade etti:
"Neo-ittihatçı bir zihnin AK Parti’ye ve cumhur ittifakına giydirmeye çalıştığı o Batı’dan apartılmış ideolojik-sosyolojik gömleği elimizin tersiyle itmemiz şart. Bugünkü sorunlarımızın temelinde o zihin var zaten. Çözüm için aynı zihni esas almak; siyasetimiz için intihar, birliğimiz ve bekamız için de yeni bir yıkım olur."
AKP'YE ELEŞTİRİLER
Bunun üzerine Miroğlu, Metiner'in paylaşımını alıntılayarak şu şekilde cevap verdi:
"Bu bir ‘zihin’ olmanın ötesinde on senedir denen siyasi bir tecrübe olarak çoktan tarihe geçmiş bulunuyor. AK Partinin girdiği son seçimlerde kan kaybetmesinin en önemli sebeplerinden biri, yereldeki siyasi iradeyi yer yer ve kimi illerde ise sıfırlayan bu jakobenizmin gelip, tarihin bu en kırılgan sürecinde, siyasi işleyişe ve sürece egemen olmasıdır. Teşkilatların siyasi görüş ve iradelerinin kayda alındığı, milletvekillerinin ve MKYK üyelerinin görüşlerine başvurulduğu, istişare mekanizmalarının kimseyi dışarda bırakmaksızın işlediği dönemler geride kaldı.
Öyle ki atanan kimi il başkanlarının kimin/ kimlerin tercihinin dikkate alınarak ve hangi kriterlerle atandığı sorusuna bir tek yanıt dahi bulmak, Trump’ın ABD’yi ve dünyayı nasıl yöneteceği sorusuna yanıt bulmaktan daha zor! Bu işleyiş, bilhassa AK Parti’de siyaset yapan Kürtler’i olumsuz yönde etkiliyor. Bu etkilenme Batı’da ve Doğu’da DEM tabanıyla iç içe yaşayan- bu sosyolojik bir gerçeklik- AK Parti’nin Kürt seçmenini genel seçmen davranışından farklı davranışlara ve düşünme biçimlerine sevk ediyor.
'BU GERÇEK HERKESİ DÜŞÜNDÜRMELİ'
DEM’in siyasi eylem ve aktiviteleriyle her geçen gün güçlenen farklı bir "ulusal psikoloji" AK Partili Kürtleri de, muhafazakar olsun/olmasın etkilemeye devam ediyor. Bu atmosferi, Siyasete ‘steril’ teşkilatlar ve siyaset alanı oldukça daralmış milletvekilleriyle normalleştirmek mümkün değildir ve bu gerçek herkesi düşündürmelidir!
'CHP'NİN KÜRTLERLE YENİ BİR SİYASİ TECRÜBE YAŞAMAK ARZUSU YOK'
Not: Bu söylediklerim CHP’yi hiç ilgilendirmiyor, çünkü CHP’nin Kürtlerle yeni bir siyasi tecrübe yaşamak arzusu yok! CHP’yi yönetenler AK Parti’yi devirmek için Kürtler’in yalnız oyuna talipler ve bunun için de görüldüğü gibi Mardin’e, ve Edirne’ye bir iki ziyaret yapmayı yeterli görüyorlar!
'ASKERİ DARBE' UYARISI
Davul AK Partinin omuzlarında, ve tokmağa doğru vurulmazsa, hesap edilemeyen bir zamanda, askeri darbelerin dahi ‘çare’ haline geleceği bir Türkiye’yle karşı karşıya kalınması hiç sürpriz olmaz!
Bir 12 Eylül belgeseli yapıyorum ve işim gereği arşivlere epey zaman harcıyorum. Kenan Evren’in "siyasetçilerin görevlerini yapmadıklarına ve demokrasiyi raydan çıkardıklarına" dair sıraladığı darbe gerekçelerini ihtiva eden çeşitli konuşmalarını dinledikçe, ‘ gene mi ‘ demekten kendimi alamıyorum doğrusu!
'BEDELİ ÇOK AMA ÇOK AĞIR OLUR'
Siyasiler görevlerini yapmalı ve demokrasi treninin raydan çıkmaması için sorumluluklarının bilincinde olmalıdır. Demokrasi ve sivil siyasetin raydan çıkmasının bedeli TBMM’yi bir iki yıllığına kapatmakla ödenmez bu defa, bedeli, bu defa bölünme dahil çok fakat çok ağır olur!"