AKP MKYK Üyesi Orhan Miroğlu, partisinin yerel politikalarının, özellikle jakobenizmin etkisi altında olduğunu ve bunun Kürt seçmeni AKP'den uzaklaştırarak, DEM Parti'nin siyasi faaliyetleriyle güçlenen bir "ulusal psikoloji"ye yakınlaştırdığını iddia etti. Miroğlu, "Davul AK Parti'nin omuzlarında, ancak tokmağa doğru vurulmazsa, hesap edilemeyen bir zamanda askeri darbelerin dahi ‘çare’ haline geleceği bir Türkiye’yle karşı karşıya kalınması hiç sürpriz olmaz" diyerek, ülke içindeki siyasi istikrarsızlık ve demokrasiye yönelik tehditlere dikkat çekti. Ayrıca, "Demokrasi ve sivil siyasetin raydan çıkmasının bedeli, TBMM’yi bir iki yıllığına kapatmakla ödenmez; bedeli çok ama çok ağır olur, belki de bölünme dahil" diyerek, Türkiye’nin geleceği için kaygılarını paylaştı.
Miroğlu, AKP'nin son seçimlerde yaşadığı kayıpların en önemli sebeplerinden birinin, yereldeki siyasi iradenin zayıflaması ve jakobenizmin parti içindeki etkisinin artması olduğunu belirtti. Bu durumun, özellikle yerel seçimlerde partisinin kan kaybetmesine yol açtığını vurgulayan Miroğlu, "Bu jakobenizmin, tarihin bu en kırılgan sürecinde siyasi işleyişe egemen olması" ifadesini kullandı. Ayrıca, AKP içindeki istişare mekanizmalarının işlemediğini ve milletvekilleriyle MKYK üyelerinin görüşlerinin dikkate alınmadığını öne sürdü. "Teşkilatların siyasi görüş ve iradelerinin kayda alındığı, milletvekillerinin ve MKYK üyelerinin görüşlerine başvurulduğu, istişare mekanizmalarının kimseyi dışarda bırakmaksızın işlediği dönemler geride kaldı" diyen Miroğlu, bazı il başkanlarının atanma sürecine de eleştirilerde bulundu. Bu atamaların hangi kriterlere göre yapıldığının belirsiz olduğunu ve bu durumun partinin iç işleyişine zarar verdiğini savundu.
Miroğlu, sosyal medya üzerinden yaptığı paylaşımda, özellikle AKP’li Kürtlerin mevcut işleyişten olumsuz etkilendiğini ve bu etkilenmenin, batıda ve doğuda DEM tabanıyla iç içe yaşayan Kürtleri daha fazla etkilediğini belirtti. "AK Parti’nin Kürt seçmeni, genel seçmen davranışından farklı düşünme biçimlerine yöneliyor" diyen Miroğlu, DEM Parti’nin siyasi eylemleriyle güçlenen bu "ulusal psikoloji"nin AKP’li Kürtleri etkilemeye devam ettiğini savundu. Bu atmosferin daralmış bir siyasi alan yarattığını ve "steril" teşkilatlar ile daraltılmış siyaset alanının normalleştirilmesinin mümkün olmadığını vurguladı.
Ayrıca, CHP’ye de sert eleştirilerde bulunan Miroğlu, partinin Kürtlerle yeni bir siyasi deneyim yaşama arzusunun olmadığını, yalnızca AKP’yi devirmek için Kürtlerin oylarına talip olduklarını belirtti. Miroğlu, CHP’nin Kürt seçmeniyle ilgili seçim stratejisinin sadece Mardin ve Edirne gibi illere yapılacak birkaç ziyaretle sınırlı kaldığını ifade etti.
Miroğlu, Türkiye’deki siyasi istikrarın kırılganlığını ve demokrasiye yönelik tehlikeleri de gündeme getirdi. "Davul AK Parti'nin omuzlarında" ifadesini kullanarak, Türkiye’deki siyasi gerilimin büyümesi durumunda askeri darbelerin "çare" haline gelebileceğine dikkat çekti. 12 Eylül askeri darbesine dair hazırladığı bir belgeseldeki bulgularına da atıfta bulunan Miroğlu, dönemin darbe gerekçelerini hatırlatarak, "Kenan Evren’in, siyasetin görevlerini yapmadığını ve demokrasiyi raydan çıkardıklarını söylediği konuşmalarını dinledikçe ‘yine mi?’ demekten kendimi alamıyorum" ifadelerini kullandı. Miroğlu, siyasilerin görevlerini yerine getirerek, demokrasinin raydan çıkmasını engellemesi gerektiğini vurguladı.
Son olarak, Miroğlu, Türkiye’nin geleceği adına kritik bir uyarı yaparak, "Demokrasi ve sivil siyasetin raydan çıkmasının bedeli çok ağır olur, bu defa bölünme dahil çok ama çok ağır olur" diyerek, siyasi krizlerin Türkiye’nin bölünmesine yol açabileceği konusunda uyarıda bulundu.