Habertürk yazarı Kübra Par, “İstanbul Sözleşmesi'ni savunan AK Partili kadınlar çok yalnız” başlıklı bir yazı kaleme aldı.
Par, İstanbul Sözleşmesi’ni destekleyen başörtülü kadınların, baskı altında olduğunu aktardı.
Kübra Par, şu ifadeleri kullandı:
“İstanbul Sözleşmesi’nin kaldırılmasını kafaya takan bir grup var. Ne toplumsal cinsiyet eşitliği yani ‘gender equality’ kavramının gerçek manasını biliyorlar ne de sözleşmeden çekilmenin AK Parti’nin imajına vereceği derin zararın farkındalar.
Oysa parti içinde ve çevresinde sözleşmeden çekilmenin mahsurlarının idrakinde olan çok akıllı kadınlar var.
Karşılarındaki linç çetesi ve onların istikbal sevdalısı bazı kadın destekçilerine karşı sessiz bir mücadele yürütüyorlar.
İstanbul Sözleşmesi korunabilirse işte bu kadınlar sayesinde korunacak çünkü Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı ikna edecek asıl isimler onlar.
Her biri iyi eğitimli, bulunduğu konuma tırnaklarıyla kazıyarak gelmiş güçlü kadınlar.
Ve çok yalnızlar. Ne kendi mahallerinden destek görebiliyorlar ne de seküler kesimin kadınları yanlarında duruyor.
Dün onların arasından Türkiye’nin en iyi üniversitelerinden birinden mezun olmuş, yönetici konumundaki başörtülü bir kadın arkadaşımla bu konuyu konuştuk.
Söylediklerini aynen aktarıyorum:
‘İstanbul Sözleşmesi’ni savunduğum için sosyal medyada dindar erkek linçi yemekten o kadar daraldım ki... Organize değiliz ve çok güçsüzüz. Derdimiz çok büyük Kübracım, kazanımlarımızı kaybediyoruz. Resmen geriye gidiyoruz. Bizler ‘seküler’, ‘dindar’ şu bu demeden kadın konsensüsü oluşturamazsak herkes bin parçaya dağılacak. KADEM’e çok ağır bir şekilde saldırıyorlar. Hemşeri derneklerini gezerek taraftar toplamaya çalışıyorlar. Çete gibiler. Erkeklerin onayını almaya bayılan bazı kadın arkadaşlarımız da maalesef onlara destek veriyor. İstisnalar hariç AK Partili kadın milletvekillerinin de sesi çıkmıyor. Sesi çıkan da çok ağır linç yiyor. Biz de bu çamurlara değmeden meseleyi sessizce içeride çözmeye çalışıyoruz.’
Arkadaşımın söylediği gibi biz kadınlar ‘seküler’, ‘dindar’ şu bu demeden kadın konsensüsü oluşturamazsak herkes bin parçaya dağılacak.
İşte bu yüzden sosyal medyada başlayan kampanyaya her kesimden kadının katılmasını çok anlamlı buluyorum.”