Türkiye Büyük Millet Meclisi‘nde (TBMM) 2021 yılı bütçesi görüşmeleri devam ederken, TİP Genel Başkan Yardımcısı ve Hatay milletvekili Barış Atay’ın çarpıcı konuşması sosyal medyada gündem oldu.
"ALIN SİZE KAYNAK"
Atay’ın konuşması şöyle:
“Her gün yeniden onurlu bir yaşam mücadelesi veren emekçi halkımızı selamlıyorum.
AKP’nin 19. bütçesini yapmasıyla övündüğünü görüyoruz. AKP; 19 yıldır işçiye emekçiye gram yararı olmayan bir bütçe yapıyor. 19 yıldır yapılan bu bütçelerle, sadece yandaş firmalarınızı, holdinglerinizi zengin ettiniz.
Grup başkan vekillerinizden biri diyor ki “Gönül isterdi ki asgari ücreti arttıralım. Hep eleştiriyorsunuz biraz da öneride bulunun.” Şu cümleyi duyunca gerçekten şöyle uzun uzun baktım. Bu ülkede yaşayan insanların, insanca yaşayabilmesi için neler yapılabileceğine dair defalarca anlatmamıza rağmen, böyle bir şey söylenmesi en hafif tabiriyle gülünç .
Örneğin bu yeni yaptırdığınız Ahlat Sarayı. Diyorsunuz ki, Malazgirt Zaferi’nin anısına Alparslan için dikildi. Enteresan! Alparslan’ın kendisi zaferi kazandığında kendine saray yaptırmamış. 1000 yıl sonra bilmem kaç milyon liraya siz yaptırdınız. Alın size kaynak.
Binlerce defa söyledik, sizin bütün kamu ihalelerini verdiğiniz, milyonlarca lira vergi borcunu sildiğiniz beşli çete ve yandaş patronlar… O kadar çok vergi borcu sildiniz o kadar çok kamu ihalesi verdiniz ki adam kendine jet aldı. Alın size kaynak.
Milyarlarca lira geçiş garantisi verdiğiniz köprüler, kira ödediğiniz şehir hastaneleri. Alın size kaynak. Tabii bunları bilmiyor değilsiniz zaten ben de hepsini baştan tek tek saymayacağım.
Bu bütçe döneminde de anlıyoruz ki bu bütçe yine, günde 39 lira değer gördüğünüz halkın değil. Bu bütçe; salgın döneminde her gün bir arkadaşlarını yitiren, bir dilim kaşar ekmek reva görülen sağlık emekçilerinin değil, halka yalan söyleyen hastane patronu bakanın bütçesi.
Bu bütçe, 2020 yılında iki kilometrelik ekmek kuyruğunda, çorba kuyruğunda beklemek zorunda kalanların değil, kuru ekmek yiyebildikleri için “aç değillermiş diyen” milletvekilinin bütçesi. Bu bütçe yoksul oldukları için okuma imkanı ararken tarikatların eline düşen tacize uğrayan, yangında ölen çocukların değil, bizzat tarikatların, cemaatlerin, özel okul zinciri sahibi bakanın bütçesi. Bu bütçe emeklilerin emeklilikte yaşa takılanların değil, genç yaşında AKP sayesinde milyonlarca emeklilinin parasını servet yapan genç yandaşların bütçesi. Bu bütçe dokuz yaşında işporta tezgahı açmak zorunda kalan ve belediye zabıtalarınca çocuğa değil, dinozor parkı yapmaya çalışan ve 750 milyon $ yolsuzluk yapan belediye başkanlarının bütçesi. Bu bütçe Atlasjet işçilerinin değil, bu bütçe bakanın kardeşinin bütçesi.
Bu bütçe Ermenek’te Soma’da insanca mücadele için haykıran, jandarma saldırsına uğrayan işçilerin değil onları madenlere gömen patronların, patronları koruyan alay komutanının bütçesi. Bu bütçe şu an eylemde olan Bimeks, Ekmekçioğulları işçilerinin değil, onlara sadece devletin zor gücünü gösteren sizlerin bütçesi.
Bu bütçe kendini köprüye asan işçinin, oğluyla arabada yaşamak zorunda olan ama üzerine ceza kesilen babanın değil, karantinada spor yaptığı yalı bahçesini, büyüklüğünden, bizim sahil şeridi sandığımız holding sahibinin bütçesi. Bu bütçe kira borçları, vergi borçları yüzünden salonlarını kapatmak zorunda olan tiyatroların, 58 yıllık AST’ın, yaşamaya çalışan tiyatrocuların, müzisyenlerin değil, dokuz ay için 1000 TL teklif etmek cüretini gösterebilen otel zinciri sahibi bakanın, iktidara yakın oldukları için 35 milyon TL’ye internet konseri verdirilenlerin bütçesi.
“SİZİN VİCDANINIZ OLDUĞUNU DÜŞÜNMÜYORUM
Bu örnekler saymakla bitmez. Görmek isteyene bu örneklerin içinde bir çok kaynak var. Görüyorum bazı arkadaşlarımız bütün iyi niyetleriyle sizin vicdanınıza sesleniyor. Ben vicdanınıza falan seslenmiyorum. Ben sizin bir vicdanınız olduğunu da düşünmüyorum. Aslında içinizdeki her şeyi böyle açık açık söylemenizi iyi de buluyorum. Ben de bundan yanayım. Karşılıklı olarak açık açık konuşalım. Siz her konuştuğunuzda, karşılıklı taraf olduğumuzu bir kez daha bir kez daha hatırlatıyorsunuz. Ben sizin yaptığınız gibi size hakaret falan edecek değilim. Öyle karşısındakine “ahlaksızlar haysiyetsizler” demek, sizin için kolay olduğu kadar kolay değil benim için. Kaldı ki bana ne başkasının ahlakından, haysiyetinden.
Ben konuşalım ki taraflarımız bir kez daha netleşsin istiyorum. Bize terörist diyeceksiniz diye lafımızı sakınacak değiliz. Biz halktan tarafız siz bir günde 2 bin 500 asgari ücretlinin parasını harcayan Cumhurbaşkanından tarafsınız. Biz halk için mücadele eden Mahir’in, bağımsız Türkiye diyerek ipe yürüyen Deniz’in, Yusuf’un, Hüseyin’in, işkencede parçalanan İbrahim’in tarafıyız, siz pusu kuranların, idam için çift el kaldıranların, cenazesini babasına çuvalda verenlerin tarafısınız. Biz 72 millete bir gözle bakan Hallac-ı Mansur’un tarafıyız, siz Türklerden başka herkes düşman diyen Nihal Atsız’ın tarafısınız. Siz mevki, güç için erke biat eden Hızır Paşa’nın tarafındasınız, biz “dönen dönsün ben dönmezsem yolumdan” deyip ilmeği boynuna geçiren Pir Sultan Abdal’ın yolundayız.
O yüzden son sözüm;
Yürü bre Hızır Paşa
Senin de çarkın kırılır
Güvendiğin padişahın
O da bir gün devrilir… “