AKP'nin bir sonraki hedefi İBB mi? Özel açıkladı

CHP lideri Özel, Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer’in tutuklanması ve kayyım atanması ile ilgili gerçekleştirdiği değerlendirmede “CHP üzerine ateş toplamaya çalışıyorlar. Sonraki hedef İstanbul Büyükşehir Belediyesi mi diye insanın aklına geliyor," sözlerini söyledi.

Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer, PKK KCK üyesi olma iddiasıyla tutuklandı ve yerine kayyım atandı. CHP Genel Başkanı Özgür Özel, kayyım atanmasını ve normalleşme sürecini değerlendirdi.

Cumhuriyet'ten Sertaç Eş'e konuşan Özel, MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin başlattığı süreçte Meclis’in dışlanması durumunda CHP'nin destek vermeyeceğini belirtti. Özel, "CHP üzerine baskı yapmaya çalışıyorlar. İstanbul Büyükşehir Belediyesi, sonraki hedef mi?" şeklinde yorum yaptı.

ESENYURT BELEDİYESİ’NE YÖNELİK OPERASYON BİR ALGI MI?

"Özel: Bir algı operasyonu olduğu çok belli. Gündemi belirlemek, elde tutmak ve örtmek üstünden bir hazırlık yaptıkları çok belli. CHP'nin üzerine ateş toplamaya çalışıyorlar ki kendileri ibraz görünmesin diye. O yüzden mevcut durumu kötü niyetli bir kurgu olarak görüyorum. Bu sefer bir sonraki hedef daha korumasız kalır. Bunun öncesinden tasarlandığı çok belli. Akın Gürlek’in bakan yardımcılığından o göreve alınması, savcılığın yaptığı açıklama Gürlek’in izni olmadan yapılamıyor. Başsavcı izin veriyor. Başsavcıdan izin almadan yapamıyorlar ya da başsavcının talimatıyla yapmak zorundalar. Akın Gürlek’siz olmuyor bu iş. Gürlek bizim "seyyar giyotin" dediğimiz gereksinim duyulan her mahkemeye taşınan, tüm eleştiri ve siyasi olan kararları alan elverişli bir cellat diyeyim. Yargı celladı. Erdoğan bakan yardımcılığı için bakanlarımız teknik olduğu için siyasetle bakanın bağlantılarını yardımcıları kuracak söylemi var. AKP’nin siyasetle bakanın ilişkisini kursun diye atadığı yardımcısını yargıda çok eleştiri bir göreve getiriyor: Bunun da planlı olduğu çok belli. Bir sonraki hedef İBB mi gibi soruları da çok meşrulaştıran bir tutum bu."

Erdoğan, "Özgür bey çok merak ediyorsan çok yakında öğreneceksin bu adamın neler yaptığını..." diyor. Bu da gizlilik tedbiri uygulanan bir dosyadan Erdoğan’ın haberdar olduğunu veya dosyaya kendisinin bir talimat verdiğini açıkça ortaya koyuyor. Erdoğan’ın yalnız olmadığı, İsmet Büyükataman üstünden MHP’nin de kurumsal olarak hem bilgi sahibi olduğunu, başka belediyeleri de hedef göstermesini düşünürsek Cumhur İttifakı’nın mutabık olduğu bir operasyon olduğu, devamının da gelebileceği izlenimi edindim. DEM de sert tepki verince, "Bunu da bak gördünüz mü bu DEM’in belediyesi aslında" deyip bir tepkiyi, algıyı yapmaya çalışıyorlar.

"İSRAİL TEHDİDİ’ SÖYLEMİ ALGI KOKUYOR…"

"Yaratmaya çalışmış oldukları algı; bir tehlike var. O yüzden kapalı oturuma gel kendin anlat dedim. İki bakan yolladı onu da gittim dinledim. Eğer yeni bir bilgi olursa gereğini yapacağım dedim. Hatta çıktım "oturum anlamsız hale dönüştü" dedim. İkiyüzlülük, maske düştü kapalı oturum marifetiyle. Açık bir şekilde şunu söyledi, demek ki yok böyle bir şey."

SÜREÇTEN ENDİŞELERİNİZ NELER?

"Analar ağlamayacaksa, gözyaşı duracaksa, terör bitecekse bir mesuliyet alırız diye söylüyorum hâlâ. Ama Meclis’te, şeffaflık ve toplumsal mutabakat şartıyla. Net şunu söylemiştim: Şehit annelerinin evlatlarının ve gazilerin yüzüne bakamayacağımız bir işin içerisinde olmayız.

Cumhurbaşkanı süreci diri tutmak istiyor. Bahçeli’nin yolundan gidilirse, bunun zımni gizli bir al ver anlaşması, pazarlık olduğu kanaati güçlenecek. Bundan endişe ediyorum. Böyle bir şeyde de ulusal çıkarları falan filan diye kullanılmasını doğru bulmuyorum. Devletin aklı olmaz, kurumları ve kuralları olur. Milletin aklı olur. Onu da Meclis’te vekiller temsil eder. Türkiye’nin Ortadoğu’da yaşananları çok dikkatli takip etmesi lazım. Bunu doğru analiz etmenin yolu aklıselim ile bu meseleleri tartışmak. Çok uç ve absürt bir önermeyle biz bir şey yapacağız, herkes sussun bizlere uysun demek doğru değil. Bir şey var biz biliyoruz, siz bilmiyorsunuz. Biz bir şey yapacağız siz uyacaksınız, biz bunda yokuz. O oyunun bir parçası olmayız."

MEKAN OLARAK MECLİS’İN GÜNDEME GETİRİLMESİ DOĞRU MU?

"Bahçeli kendi konuştuğu kürsüyü söyledi. Çünkü konuşmayı bitiriyor peşinden DEM Parti başlıyor. Bahçeli diyor ki: Bir gün bu kürsüden ben ineceğim, Abdullah Öcalan çıkacak. Kendi kürsüsünü teklif ediyor. TBMM’de yapılan tüm açıklamalar yasama faaliyeti olarak kabul ediliyor. Bir gün bu mesele bitecekse ve bu en marjinal önermeye varmayı düşünüyorlarsa bile bunun adımlarını gene benim dediğim yöntemle atmaya başlamalılar. Sonuç Abdullah Öcalan’ı ev hapsine almaya kadar da götürülebilir ya da başka bir mutabakatla da bu mesele çözülmüş olabilir. Nezaketle, süreci incitmeden götürmek lazım. Bazı DEM’li arkadaşlardan ‘Çok bekledik. Bu denensin’ sözlerini duyuyoruz. Bir çocuğa senelerce kavuşmayı bekleyen bir anne 6. ayda verin çocuğu derse o çocuk ölür. Adım adım gitmek lazım. Biz de gelsek toplumsal mutabakatla çözülecek. Bu işin kazananı herkes, kaybedenin kimse olması lazım."

‘KÜRTLERİN, TÜRKİYE CUMHURİYETİ’NİN SAHİBİ OLMASI’ SÖZLERİNİZ DOĞRU ANLAŞILDI MI?

"Benim orada kullandığım ifade çok net. Kürtler bir sürü sıkıntıdan bahsediyor. Oy verdikleri partinin eş genel başkanı ki, PKK ile mesafeli olduğu toplumca bilinen, partiyi Türkiye partisi yapmak isteyen Demirtaş 8 senedir içeride. Sorunum var diyorlarsa devletin görevi yok demek yerine onu çözmek. Ya da var olup olmadığına karar vermek. Bunun da yeri Meclis. Ben de diyorum ki ben size devlet vaat ediyorum fakat bağımsız, federe bir devlet değil aksine Türkiye Cumhuriyeti’nin sahibi olmayı... Ben Diyarbakır’a gittiğimde, ‘Senin kadar eşit olmak’ istiyorum dediler. Anayasada yazıyor fakat uygulamada öyle değil. Özgür Özel’in Erdoğan’ın, Bahçeli’nin bu devlet benim dediği noktada DEM’li siyasetçiler ve Kürt seçmen de bunu diyorsa aynı noktaya geldiysek Kürt problemi yok diyebiliriz. Kürtlerin duyguları anlamında ‘devletin sahibi olacaksınız’ dedim."

ANKETLERLE İLGİLİ HABERLERİ NASIL DEĞERLENDİRİYORSUNUZ?

"Bir anket var bizi geçen ay 34 bulmuş, bu ay 26. Biz 9 ana anket firmasını devamlı takip ediyoruz. Gelecek ayki anketlere bakmak lazım. Biz kurultay yaptık. Benim en çok kullandığım "asgari ücret, zam, emekli, işsizlik, enflasyon" iken kurultay zamanı ön seçim, delege, tüzük demişiz. Vatandaş derdi varken ben ne haldeyim CHP ne halde algısını pekiştirdiği için bir o düşüş oldu. Cumhurbaşkanı gelince ayağa kalkma da anketlere olumsuz yansımadı. Ben gelecek ay anketlerinde olumsuzluk beklemiyorum."

GÜNEY KIBRISLI YETKİLİLERİN ABD’LİLERLE GÖRÜŞMELERİNE TÜRKİYE ÖNLEM ALMALI MI?

"Güney Kıbrıs meselesi duyarlı. Eskiden Türkiye’nin soluyla Kıbrıs’ın sağı. Kıbrıs’ın soluyla, Türkiye’nin sağı benzer şeyleri savunurdu. Şimdi iki ülkede de büyük bir mutabakata gereksinim var. Orada hatanın en büyüğü Kıbrıs’ın içişlerine dışarıdan tepkisel yaklaşan Erdoğan’dır. Denktaş’ı bile buradan kovan Erdoğan… Annan Planı’nda plana uygun davranan cezalandırıldı uymayan ödüllendirildi. Ve AB üyesi oldular. Bu temas dikkatle takip edilmeli."

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.