Meclis Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu’nun alt komisyon toplantısında konuşan AKP’li Arzu Aydın'dan tepki çeken ifadeler geldi. Aydın, toplumsal değerlerin ve geleneklerin Anayasa’nın, uluslararası sözleşmelerin, yönetmeliklerin üzerinde olduğunu savundu
TBMM Kadın Erkek Fırsat Eşitliği Komisyonu’nun (KEFEK) Alt Komisyon toplantısı önceki gün gerçekleştirildi. İstanbul Sözleşmesi ile Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un Uygulamasında Yaşanan Sorunlar ve Çözüm Önerileri konulu toplantıda AKP’nin hukukçu milletvekili Arzu Aydın’ın “gelenekçi” söylemleri tepkiyle karşılandı.
Komisyon toplantısına AKP, CHP ve HDP’den milletvekillerinin yanı sıra Prof. Dr. Aysun Bay Karabulut, Prof. Dr. Şevkat Bahar Özvarış, Prof. Dr. Fatma Ayanoğlu Şişman ve Prof. Dr. Gülriz Uygur da katılarak kadın erkek eşitliğine ilişkin atılması gereken hukuki adımları anlattı, milletvekillerine çeşitli öneriler sundu.
Kız çocuklarına yönelen şiddet olaylarını anlatan Prof. Dr. Özvarış, ev içi şiddetin dışında cinsel taciz, cinsel saldırı, zorla evlendirme, sözde namus adına işlenen suçlar ve toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin sıklıkla görüldüğünü ifade etti.
Bilimsel ve hukuki değerlendirmelerin ardından AKP Bolu Milletvekili Arzu Aydın, “Hukukçuyum ama bunun ötesinde bu ülkenin bir vatandaşıyım” şeklinde başladığı değerlendirmesinde tepki çeken ifadeler kullandı. Aydın, “Eyvallah, hukuken yönetmelik, tüzük, Anayasa, uluslararası sözleşmeler, bunların biçimsel olarak elbette bir hukukçu olarak farkındayız ama hiçbir uluslararası sözleşme ya da hiçbir kanun toplumsal değerlerin üzerine geçmez. Bir topluluğu millet yapan üzerindeki kıyafetlerdir, geleneğidir, göreneğidir, örfü, adetidir” dedi.
KADIN OKUMASA DA OLUR MU?
Aydın’ın bu ifadelerinin ardından milletvekilleri ve akademisyenler söz alarak eleştirilerini dile getirdi. Prof. Dr. Özvarış, “Değer yargılarında ‘Kadın okumasa da olur’ var. Bunu kabul edebilir miyiz” diye sordu.
MÜCADELENİN ÖNÜNDEKİ EN BÜYÜK ENGEL
CHP’li Gamze Taşcıer de AKP’li Aydın’ın açıklamalarına tepki gösterdi. Taşcıer, “Kadına yönelik şiddet fiillerinde kültür, töre, din, gelenek veya sözde ‘namus’ gibi gerekçelerin, şiddeti haklı kılan gerekçeler olarak kullanılması asla kabul edilemez. Maalesef toplumsal cinsiyet eşitsizliğini körükleyen bu bakış açısı kadına yönelik şiddet ile mücadelenin önündeki en büyük engellerdendir” dedi.