Kaz Dağları'nda altın madeni çıkarma uğruna yapılan doğa katliamına Alevi Kurumlarıda sessiz kalmadı. Bir doğa harikası , Türkiye'nin oksijeni en bol yöresi kabul edilen Kaz Dağları'ndaki toplumsal itiraza Aleviler de katıldı.
ABC Gazetesi | Mehmet Tanlı
Alevi toplumununda verdiği destekle Çanakkale ve çevresinin içme suyu kaynağının olduğu bu bölgede açılması planlanan altın ve gümüş madeni için ağaç katliamı yapılmasına protestolar güçlenerek artıyor.
Konuyla ilgi Alevi Kanaat Önderleri ve Kurumlarının açıklaması aşağıdaki şekildedir:
KAZ DAĞLARI İÇİNDE BARINDIRDIĞI CÜMLE ZENGİNLİĞİ İLE BİRLİKTE KORUNMALIDIR
“Yeryüzü etim, tenim, akarsulardır kanım…” Said Emre Kaz Dağları Tahtacı Alevilerinin kutsal kabul ettiği, önemli ziyaretgâhlarından biridir. Burada yapılan doğa kıyımları doğanın, çevrenin yok edilmesinin yanı sıra, inancımıza yönelikte bir yok etme projesidir. Tahtacı Alevilerinin yüzyıllardır sürdürüp geldikleri yaşamları, kültürleri, inançları; maden, mermer, altın aramaları amacıyla, Kaz Dağları'nda açılan yaralarla yok edilmenin eşiğindedir.
Bu bölgede yaşayan Tahtacı Alevileri, içinde yaşadıkları doğaya saygı duymuş, onunla barışık yaşamış ve ağaçları kurumadan kesmeyen bir inancı sürdürmüşlerdir. Kesecekleri ağaçtan bile rızalık isteyen bir yolun talipleridir.
Alevilik inancı; bireyin kendisi ve çevresiyle, doğayla, cümle varlıklarla barışıklığını esas alan bir inançtır. İnsan doğanın hakimi değil bir parçasıdır. İnsan içinde bulunduğu doğanın, çevrenin, toplumun, hayvanların cümle mahlûkatın rızalığı ile yaşamını kurmalıdır. İnsanlığın ve çevrenin barışına hizmet etmeyen, rızalığı gözetmeyen her eylem, hak yolundan sapma anlamına gelmektedir.
Öte yandan, Alevilerin çeşitli kutsalları vardır. Pirlerin dergâhları, makamları ve ziyaretgâhlarımızla birlikte; kutsal olan dağlar, ağaçlar, sular, taşlar vardır. Kaz Dağları ve çevresinde de Alevilerin kutsal mekânları yer almaktadır.
Biz varlığın birliğine inanırız. Hak yarattıklarının bir parçasıdır. Her varlık evrende üzerine düşen hizmeti yapar. Bunun dışında o varlığın soyunu, geleceğini yok etmek, hiçbir nedenle kabul edilemez bir suçtur.
Bununla birlikte sorunu sadece Alevililerin bir sorunu olarak görmüyoruz. Kaz Dağları ülkemizin en önemli değerlerinden biridir. Doğasıyla, havasıyla, suyuyla, hayvanıyla, insanıyla; bugüne kadar getirdiği kültürü inancıyla bir bütündür. Yok edilmesine göz yumulması akla, vicdana, adalete, insanlığa sığmaz.
Kaz dağları içinde barındırdığı cümle zenginliği ile birlikte korunmalıdır. Hiçbir şey için zaman geçmiş değildir. Bugün bile bu insan eli ile yaratılan felakete/saldırıya son verildiğinde; doğa kendi yarasını onarabilir. Yeter ki, o yarayı daha fazla kanatmayalım.
Yetkilileri bir an önce bu kıyımı durdurmaya davet ediyoruz.''