Demokrasi ve Atılım (DEVA) Partisi Genel Başkanı Ali Babacan; Suriye'de güvenliğin sağlanması ve Suriye vatandaşlarının ülkelerine dönebilme şartlarının oluşturulması için başta Şam yönetimi, Rusya, ABD, Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler olmak üzere herkesle görüşeceklerini söyledi.
Babacan, parti genel merkezinde düzenlediği basın toplantısında, 'Sığınmacı Sorununun Çözümü ve Düzensiz Göçün Önlenmesi Eylem Planı'nı açıkladı. Hükümetin bir göç politikasının olmadığını söyleyen Babacan; göç sorununa hukuk devleti ciddiyetiyle ve temel insan hakları perspektifiyle yaklaştıklarını kaydetti.
Babacan, göç yönetiminde Türkiye'nin güçlü bir kurumsal yapıya ve nitelikli personele ihtiyacı olduğunu belirterek, kaçak geçişlerin önlenmesi gerektiğini ifade etti.
Düzensiz göçmenleri kendi ülkelerine veya Türkiye'ye giriş yaptıkları sınır komşusuna sınır dışı edeceklerini, başka bir kimlikle ülkeye girmek isteyenleri de biyometrik kayıtlarla tespit edip engelleyeceklerini söyleyen Babacan, "Suriye'de güvenliğin sağlanması, Suriye vatandaşlarının ülkelerine dönebilmelerinin şartlarının oluşturulması için başta Şam yönetimi, Rusya, Amerika, Avrupa Birliği ve Birleşmiş Milletler olmak üzere herkesle görüşeceğiz" diye konuştu.
Babacan, Suriye'de güvenliğin sağlanmasıyla Suriyelilerin geçici koruma statülerine son vereceklerini belirtti.
"Kimseye mevzuata aykırı vatandaşlık vermeyeceğiz"
Türkiye'nin hukuk sistemine göre geçici koruma altındakilerin vatandaşlığa başvuru hakkının bulunmadığını belirten Babacan, seçmen veri tabanının analizini yaptıklarını ve ciddi sayıda Suriyelinin vatandaş yapıldığını, gelecek seçimlerde de seçmen olduklarını söyledi.
Rastgele vatandaşlık uygulamasının, Suriyelilerin geri dönüş motivasyonunu azalttığını, kimseye mevzuata aykırı vatandaşlık vermeyeceklerini bildiren Babacan, yabancıların izinsiz, ruhsatsız, kayıt dışı ve vergisiz çalışmalarının ve iş yeri açmalarının da önüne geçeceklerini kaydetti.
Babacan, açıklamasının ardından bir gazetecinin, "İktidarın Esad yönetimiyle ya da Şam yönetimiyle doğrudan temas mesajlarını nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu üzerine, "Bahsettiğiniz birkaç kişinin Şam'a gitmesinin bana göre hiçbir anlamı yok. Eğer bunlar hükümet ortağıysa Sayın Erdoğan çıksın açıklasın. Burada bizim kastımız hem diplomatlar arasında hem de siyasi pozisyona sahip olan insanlar arasında bir diyaloğun ve çözüm odaklı görüşme trafiğinin başlamasıdır" dedi.