Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, "Ukrayna'da çocukların, sivillerin korku ve endişeyle karşı karşıya kaldığı durum yaşanıyor. Bizler kim tarafından yapılırsa yapılsın ve kime karşı işlenirse işlensin her türlü zulmün ve haksızlığın karşısındayız" dedi.
Diyanet İşleri Başkanı Erbaş, Türkiye Diyanet Vakfı Konferans Salonu'nda düzenlenen "Zekat Tanıtım Toplantısı'na katıldı. Burada konuşan Erbaş, dünyanın pek çok yerinde ve özellikle Müslümanların yaşadığı coğrafyalarda insanların savaşlar, yoksulluk, sefalet gibi sorunların kuşatması altında hayata tutunmaya çalıştığını belirtti. Erbaş, "İşte şimdi takip ediyorsunuz; Ukrayna'da çocukların, sivillerin korku ve endişeyle karşı karşıya kaldığı bir durum yaşanıyor. İnsanlık topyekun küresel güçlerin adalet, hakkaniyet ve merhamet tanımaz politikalarının bedelini ödüyor. Bir kez daha altını çizerek ifade edeyim ki, bizler kim tarafından yapılırsa yapılsın ve kime karşı işlenirse işlensin her türlü zulmün ve haksızlığın karşısındayız. Bizim inancımıza göre; ırkı, inancı, coğrafyası, dili, rengi fark etmeksizin herkesin canı ve yaşama özgürlüğü dokunulmazdır. Bizler, barış dini İslam'ın müntesipleriyiz. Merhamet medeniyetinin mensuplarıyız. Bizim inancımızda dinine, ırkına, coğrafyasına ve rengine bakmaksızın muhtaca ve mağdura yardım eli uzatmak vardır" dedi.
'ZEKATI VERMEMEK KUL HAKKINI İHLAL ETMEKTİR'
Ali Erbaş, zekatın sosyal açıdan İslam toplumunun temel taşı olduğunu belirterek, "Zekatın gerek bireysel gerekse toplumsal açıdan birçok hikmet ve hedefi vardır. Bunların bilinmesi, bu ibadetin daha bilinçli ve içten yapılmasına vesile olacaktır. Zekat her şeyden önce Allah'a bağlılığın göstergesidir çünkü zekat vermeyi emreden yüce Allah'tır. Müslüman, Rabb'inin emri doğrultusunda onun rızası için malını infak ederek kulluk görevini yerine getirmiş olur. Zekat bir şükür vesilesidir" diye konuştu.
Zekatın muhtacın, zenginin malındaki hakkı olduğuna işaret eden Erbaş, "Dolayısıyla zekatı vermemek kul hakkını ihlal etmektir, haram yemektir. Farz olan bir şeyi yerine getirmemek haram işlemek anlamına gelmektedir. O yüzden zekat vermemek fakirin hakkını yemek, dolayısıyla harama girmek demektir. Allah ve kul hakkı olması sebebiyle de son derece hassasiyet gerektiren ibadettir. Miktarından cinsine, verilecek yerlerden usulüne kadar her bir aşaması Kur'an ve sünnetle belirlenmiş olan bu ibadetin ifası, büyük bir titizlik ve şeffaflık gerektirmektedir" dedi.