İşte Koç’un açıklamaları;
Güzel haberle başlayalım. Biraz evvel Bayram Malkar kardeşimiz olimpiyat kotasını aldı. Rakamımız 19’e çıktı. 25 diyorlar, 22’ye razıyız. Zaten rekor kırdık
Biraz önce iki ihraç gündeme geldi. İkisi ihraç edildi. Yönetime geldiğimde ihraç edilen kongre üyelerinin camiaya geri kazandırılmasıydı. Benim aldığım terbiyeye göre hayatta affedilmeyecek bir şey yoktur. . Herkes minimum ikinci şansı hak eder. Ben böyle bir affedilme konusuna karşı değilim.
İhraç konusunda ne yaptık? Geldiğimizde çok çok dosyalar vardı. Eften püften nedenlerden dolayı da ciddi nedenlerden de ihraçlar vardı. Bizim yönetim anlayışımızda kongre üyemizi ihraç etmek değildi. Bizim dönemimizde sadece iki adet ihraç oldu. Bizim yaptığımız şikayet vardı. O da soruşturması başlamadan istifasını verdi.
30-35 sayfa konuşma metnim vardı; ancak belirli konulara hiç girmeyeceğim.
3 sene önce burada büyük bir coşkuyla Fenerbahçe tarihinde hatta Türk spor tarihinde en yüksek katılımla, bir statta en yüksek sandık sayısıyla bir seçim yapıldı. 20 yıllık bir başkanlık ve yeni bir aday vardı. Sizlerin sayesinde bizler kaçandık. Demokrasi açısından çok iyi bir sınav verdik. Sizlerin çok büyük beklentileri vardı, inançları vardı. Bizim de hedeflerimiz, planlarımız vardı. Bu geçirdiğimiz üç senede niyetlerimizin, emeklerimizin, çabalarımızın her şeyden önce kalbimizin karşılığını futbolda alamadık. Diğer branşlara girmeyeceğim. Futbol dışındaki branşlarda çok çok başarılı olduk lakin karşılaştığımız rakipler ve corona nedeniyle de istediğimizi yakalayamadık. Ancak diğer rakiplere göre biz orada elimizden gelenin en iyisini yaptığımızı düşünüyorum. Olimpiyat kotasına baktığımızda da iyi işler yaptık.
“SİZİ MAHÇUP ETMEYECEĞİZ”
Ancak futbolda istediklerimiz, seçtiğimiz hocalar, onlarla sağlamak istediğimiz sinerji, uyum istediğimiz gibi olmadı. Beklenti çok yüksekti. İlk sene yaşadığımız hayal kırıklığı arayı çok açtı. Sizlerin ve bizlerin çileler çekmesine sebebiyet verdi. Gerek Fenerbahçe başkanları olsun, gerek diğer kulüplerde kötü bir süreç. Arka arkaya şampiyon olamadık. Bunu en kısa sürede telafi edeceğiz. Bugüne kadar söz vermedim lakin şimdi veriyorum. Yepyeni bir sayfa açıyoruz. Sizi mahçup etmeyeceğiz.
Yepyeni bir sayfa açıyoruz. 3 yılın kazandırdığı tecrübeler, yaşattığı acılar çok şey öğretti bize. Tam anlamıyla yepyeni bir sayfa açıyoruz. Her zamankinden daha inançlı, dirençliyiz. Bu güne kadar hedefler, planlar doğrudur lakin uygulamada bunu yakalayamadık. Önümüzdeki dönemlerde şampiyonluklar geldiğinde, herkesin iyinin doğrunun başarılı olduğunu göstereceğiz.
Çok yumuşak, yumruğunuzu masaya vurmuyor ve kurullara adam sokmuyorsunuz diye suçluyorsunuz. Haklı olabilirsiniz. Ancak Sivasspor maçını kazansaydık bunun aksine, doğru bir şekilde şampiyon olabildiğimizi gösterecektik size. Daha gidecek çok yolumuz var. Türk futbolunun sadece sahada yakalandığını göreceğiz. değişim başlamıştır. Eskisi gibi değildir. Belli başlı kulüplerin istediği gibi cirit atma, eskisi kadar kuvvetli, talepkar değillerdir. Bunu görüyorum. Ama gidecek çok yolumuz var.
Samandıra bambaşka olacak. Öyle bir ruhu oraya aşılayacağız ki bu sahaya yansıyacak.
İlk sene çok çok kötüydü. 2. sene 22. haftaya kadar ligin favorisiyiz. Kalan haftalarda 21 puanın 18’ini kaybettik. Nasıl kaybettiğimizi çok çok iyi biliyorsunuz.
Bu sene 2 puanla şampiyonluğu kaybettik. Burada Sivas maçını kazansaydık, üçüncü senemizde şampiyon olsaydık ne dünkü gibi konuşmalar olurdu, ne de önümüze bakarken karamsarlıkla karşı karşıya kalırdık.
Bu ekilen tohumların meyvelerini toplama zamanı. Önümüzdeki sene şampiyon olmak zorundayız ve Allah’ın izniyle şampiyon olacağız.
Sayın Aziz Yıldırım’a hiçbir zaman saygısızlık etmedik. Hiçbir konuşmamda başkanımızdan bahsederken eski lafını kullanmadım. Saygıda kusur etmedik. Göreve geldiğimiz ilk günden itibaren iletişim kurmaya çalıştık. 3 Temmuz ile ilgili istişare etme ihtiyacı duyduk. Sayın Fethi Pekin ve avukatlarımız bir yere kadar yapabildiler. Karşı taraf bu ilişkiyi götürme lüzumu görmediler. Şekip Mosturoğlu ve Fethi Pekin iki avukat olarak görüşebildiler.
Dünden beri büyük bir ikilem yaşıyorum. Fenerbahçe TV’de konuşmanın hepsini hiçbir şekilde kesmeden yayınladık. Bu sadece saygının değil kendimize duyduğumuz özgüvenin de işaretidir. Sayın Eyüp Yeşilyurt’u son bir hafta içinde tanıdım. Yüreği temiz ve benim Fenerbahçe için varolanlar diye tarif ettiğim bir taraftar. Kendisi bir gün anlatır. Amma velakin çekilme esas sebebi yaşadığı bu süreçte Ali Koç nefretiyle onu kullanarak benim arkadaşlarımı zayıf kılmak için hamleler. Çıkın karşımıza çıkmıyorlar. Esas hedef, yıpratalım, yıpratalım, yıpratalım. Bir sene dayanamaz ve kongreye gideriz.
Fenerbahçe’de de bir PYK var. Bu nedir derseniz Paralel Yönetim Kurulu.. Federasyona gittiklerinde çok sevdikleri TFF başkanıyla görüştüklerinde Fenerbahçe’nin 28 şampiyonluğuyla ilgili bir şey söylüyorlar mı? Arka arkaya sistematik bir şekilde sahada hakkımız yendiğinde herhangi bir tepkide bulunuyorlar mı? Aman 28 şampiyonluğu onaylamayın, biz gelince onaylarsınız mı diyorsunuz? Nasıl bir anlayıştır.
İkilem yaşıyorum dedim. Bu hafta seçimimiz olduğu için şehir dışından üyeler geldi. Bir taraf diyor ki “Gereken cevabı vermezseniz hakkımızı helal etmeyiz.” Bir taraf da “Kendinizi o seviyeye indirmeyin oyuna gelmeyin. Aklını yitirmiş insanlar için Fenerbahçe’yi küçük düşürmeyin.” Hala ikilemdeyim.
Kırgın değilim, kızgınım. Aziz Yıldırım hala beni kızdırmanın nelere malolacağı görememiş durumda. Sayın Aziz Yıldırım’ın yanındakiler onu bence kandırıyorlar, yanlış yönlendiriyorlar. Buraya gelme nezaketini hatta cesaretini göstermesini çok isterdim.
Otopark meselesi. Fenerium’a tahsis ettik. İstiyorsanız da tribünde size yer ayıralım dedik. Bu 1907 tribünü olur, protokol tribünü olur. Abdullah Bey yürüyemiyormuş. Onun yürüyemeyeceğini ifade ederek, nezaketsizlik diyerek gelmediler. Abdullah Bey’in gelmesi şart mı? Abdullah Bey ile her türlü sıra gecesine, lokantaya gidebiliyorsunuz. Sizin bir aradada ne işiniz var. Birbirinize bu kadar haraketten sonra.
Hep saygı gösterdim. Bilhassa rakip olup kazandıktan sonra da. Niye saygı gösterdim. 2015’ten sonra çok ciddi görüş ayrılıklarına rağmen başkanlık yaptığı için. Bir forma alanı sırtımda taşırım. Ama artık bu yaklaşım geride kalmıştır. Benim için sadece Aziz Yıldırım’sınızdır. Çünkü siz, kendinizi Fenerbahçe’nin sahibi görüyorsunuz. Hepimizin üstünde görüyorsunuz. Siz olmasanız, Fenerbahçe neredeyse olmayacak gibi görüyorsunuz. Zarar veriyorsunuz. 3 sene önce buradaki seçim sonuçlarını hazmetmeniz lazım.
Beni küçültmek için yaptıklarınız önce sizi ve Fenerbahçe’yi küçültüyor. Artık haddinizi aştınız.
Kızgınım, çünkü biz rakiplerle mücadele ederken ne yazık ki sizlerle de mücadele ediyoruz. Gerçekleri söylemediğinizi 3 sene önce söylediniz. Dün kendini bilmez açıklamalar, tutarsız, küstah, intikam hisleriyle bezenmiş, tehditkar, rakiplerimizin sosyal medyada şölen yapacak ifadeler, eksik yanlış bilgiler, parmak sallamalar… Unutmuştuk bunları, tekrar hatırladık!… Sayın Aziz Yıldırım…
Benim içime Aziz Yıldırım ve arkadaşları kaçmış ya, aynı cümleyi aynaya bakarak yapın. Bana düşmanlığınız kulübe zarar veriyor. Koskoca efsane başkanımız SPK ile bizi tehdit ediyor. Abdullah Kiğılı bahsetti ya, Fenerium’un değeri şu kadar diye ya… Geldiğimizde SPK’nın soruşturmasına maruz kaldık “değerini şişirdiniz” diye.
“İntikamımı almadan ölmeyeceğim” dediniz ya, şakayla karışık demiş olabilirsiniz dedim lakin değilmiş. Yaptığınız özel toplantılarında bir FETÖ projesi olduğumu söylediniz. Yazıklar olsun size.
Sizinle havada karada her yerde mücadele ederim. Keşke akil insan olsaydınız. 3 Temmuz’da birlikte mücadele etseydik. Sizin şansi çıkarlarınız kulübün üstünde. Sivasspor maçından sonra üzüldünüz mü, sevindiniz mi? Dün konuşan kişiler sevinmiştir.
Görünen o ki; önümüzdeki sezon her kötü sonuçtan sonra taraftarı kışkırtacaksınız. İşinize geldiğinizde taraftar iyi, işinize gelmediğinde taraftarın kombinesini iptal edin. Birleştirici olacakken bölünmeler olsun diye fitili ateşliyorsunuz.
TFF’ye Mesut Özil için 1 kuruş ödememişiz. Bonservisi yok. Olmayan bir şeyi nasıl TFF’ye verelim. İrfan’ı 11 milyon Euro’ya almışız. Belgeleri varmış. Açıklasın. Siz değil miydiniz Fenerbahçe’yi şikayet etmeyin diyen?
Beni mahkemeye vermezseniz, adam değilsiniz. 150 milyon liralar, Euro’lar, Dolar’lar hepsi birbirine karışıyor. Biz sayın Aziz Yıldırım ile yüz yüze geleceğiz. Siz bana gelmezseniz ben size geleceğim. Kaçmak yok. Lütfen camiamızı kavganın içine çekmeyin. Camiamızı kışkırtmayın. Efsane başkan olarak kalmak istiyorsanız, sizden bekleneni yapın.
Ailemi seviyorsunuz, sevindim. Ağabeyim Mustafa Bey’i, baban Rahmi Koç’u… Dün de repertuara dedem Vehbi Bey’i dahil ettiniz. Babam Rahmi Koç’un bir sözü var. “Yaydan çıkan ok, geçen zaman, kaçan fırsat, ağızdan çıkan söz geri gelmez.” Siz o sözleri ettiniz ve bunun da hesabını vereceksiniz. Beni değil siz, hiç kimse tehdit edemez. Bunu kafanızın bir köşenize yazın. Size başkan “Süper konuştun” demişlerdir. İnanmayın, hiç inanmayın. Yoksa kandırılmaya devam edersiniz.
Sizden bir ricam var; Fenerbahçe ile ilgili bir şey konuşacaksanız benim ailemin adını ağzınıza almayın, rica ediyorum; rica yetmezse de şiddetle tavsiye ediyorum.
“Bu külübü sattırmam” dediniz. Biri bu külübü satışa çıkarırsa 3 Temmuz’da olduğu gibi taraftar ayağa kaldırır ve sattırmaz. Fenerbahçe’yi kimse tehdit edemez! Bunun dışında olmayan gündemi ortaya çıkarıp, sonra spekülasyon yapıp kurtarıcı rolüne giriyorsunuz. Kulübü satan yok. Böyle bir şey yok.
Mali tabloda bizi neredeyse borçlu çıkardınız. Kulübün hangi yöneticinize kasa kolaylığı yaptığını orada konuşacağız. Bir şirketten 8.6 M$ kredi alıp, 100 gün içinde 9.6 M$ faizi neden verdiğinizi anlatacaksınız! Bu kulüp nasıl yönetici kasa kolaylığı sağlar? Kulüp yöneticilerine değil… Dolayısıyla konuşacaklarımız var.
Beni taraftarla yollayacaksınız. Taraftar bu kulübün gerçek sahipleri. Zaten istenmediğim an giderim. Ancak o taraftar sizi buraya getirmedi. Konuştunuz, ondan sonra bir otopark mazeretiyle gelmediniz.
Fenerbahçe ne zaman sizin tekelinize girdi. Fenerbahçe kimsenin tekeline girmedi. Bu camia kendi içinden kendi evlatlarını çıkarıp, kendine hizmet ettirecek insan kaynağına sahiptir. Yok sahaya dönmüşsünüz, gözleriniz bizde olacaksınız. Hadi!…
Fenerbahçe’yi Fenerbahçe yapan değerleri ne çabuk unutmuşsunuz. Kim düşünebilirdi, sayın Aziz Yıldırım’dan sonraki başkanların “Aziz Yıldırım gibi dostunuz varsa, düşmana ihtiyacınız var” sözünü kullanacak. Aziz Yıldırım’ın konuşmalarında bazı yerlerde doğruluk payı da var. Bazı bilgiler yanlış ancak bu tarzla kendinizi dinletemezsiniz. Beni hala tanımamışsınız. Tanışacağız.
Sizlere Allah’ın izniyle hak ettiğiniz şampiyonlukları yaşatacağız. Hiçbir Fenerbahçe başkanı Fenerbahçe’nin başarısız olmasını istemez. Olduğunda da keyif almaz. Allah bana bu günleri göstermesin.
Yıllar önce kulüpten ayrılmışım. Başka bir kulübün yöneticisi bana gelip “Kulübün başarısız olmasını istiyorsun değil mi?” dedi. Ben “Hayır, bizde bu olmaz” dedim.
Kaçmışım öyle mi? Kaçmışsam bu kulübe nasıl yardım etmişim. Bir de sizin yanınızda oturanlara bakın. Kulüpte finansal sorunlar var. Aldığınızda UEFA, Avrupa’nın en kötü kulübü diye rapor yayınlamış. Üstüne bizim hatalarımız, talihsizlikler, şanssızlıklar ve bu günlere geldik. Açık ve net bir şekilde söyleyebilirim. İyi yoldayız.
Transferleri nasıl yaptın diyorlar. 52 transferden söylüyorlar. Biz bunları denk bütçeyle yaptık. 3 yılda 52 oyuncu aldık eksi bir kuruş yok. Sattığımız kadar aldık. Sizin dönemde neden 6 yılda 100 milyon Euro’luk transfer zararı var.
Gayrimenkulleri de konuşmak istiyorum lakin detaylı. Bazı gayrimenkulleri nakte çevirme çok sınırlı. Pek çok gayrimenkul alınmış borçla. Zaten borçlar gayrimenkulün değerine yaklaşmış. Hepsi ipotekli.
Basketbol konusu var. Dikkatimi çekti. Basketbol önerimiz. Düşünülmüş, kurgulanmış, iyi senaryo kötü senaryo, analizi yapılmış bir fikir mi?
Basketbolu bize verin, 35 milyon Euro bütçemiz var, para bol diyorsunuz. Kulübün içinde de olmadan destek sağlayabilirsiniz. Fener Ol’a bir kuruş para vermediniz. Üniversite için 7 mektup yolladınız. Üniversite için 1 TL bağış yapmadınız. Mangalda kül bırakmıyorsunuz. Vefa Bey (Küçük) bilir. Bir tek kendi hibede bulundu.
Basketbol teklifinizi değerlendirmek istiyoruz lakin emin olmak istiyoruz. Ama bizi ikna etmeniz lazım. 1 sezon mu, 2 sezon mu? Ne şekilde karşılayacaksınız? Bilmek istiyoruz. Hakkımızdır!