Işın Toymaz / Heidelberg
Türk kökenli avukat ve siyasetçi Memet Kılıç, gazetemize yaptığı özel açıklamada sabah saatlerinde başlayan seçimlere gölge düştüğünü ve usulsüzlük ve hak ihlallerine ilişkin haberlerin art arda sosyal medyada ve gazetelerde yer bulduğunu kaydeden Kılıç “Bu sefer başaramayacaklar. Oy hırsızlığı yapanların karşısında halk ve muhalefet kenetlenmiş durumda” dedi.
“AVRUPA MUHALEFETTEN DAHA FAZLA MUHALEFET YAPAMAZDI”
Birlik’90 / Yeşiller Partisi Federal Meclis E. Milletvekili Memet Kılıç 24 Haziran seçimlerinin tüm seçimlerden farklı olduğuna işaret ederek 16 Nisan seçimlerinde muhalefetin mühürsüz oyları tanıması ve ‘yüzde 49’ın kakkına riayet ediniz’ açıklamasından sonra Avrupa’nın Türkiye muhalefetinden daha fazla muhalefet yapması elbette düşünülemezdi. Ama şimdi durum çok farklı.
“BU KEZ MUHALEFET AMANSIZ BİR MÜCADELE İÇİNDE”
Bu kez son derece mücadeleci bir muhalefet var. Muharrem İnce, Meral Akşener ve Millet İttifakı’ndaki diğer liderler ve hatta cezaevinden Selahattin Demirtaş kıyasıya bir mücadele içindeler. Aynı şekilde geniş kesimlerin, halkın demokrasiye ve geleceğine sahip çıkmak için amansız bir mücadele içinde olduğunu görüyoruz. Bu durumda şaibeli bir zaferi dayatırlarsa işte o zaman Avrupa Birliği ülkeleri bu kez Erdoğan’a ve AKP’ye destek vermeyecektir” dedi.
Yeşiller'den Alman siyasetçi Memet Kılıç,
“OHAL ALTINDA SEÇİM ‘BİZ BU İŞİ BECEREMİYORUZ. SEN AL’ DEMEKTİR”
Türkiye’deki muhalefetin baskı ve adil olmayan koşullarda seçimlere gittiğine işaret eden hukuk adamı Kılıç özetle şunları söyledi:
“Bir ülkede demokratik seçimler yapılıp yapılmamasına ölçü sadece oy sayılması olmaz. Seçimlerin hangi koşullarda yapıldığı da önemlidir. İki yıldır OHAL uygulanıyor. Bu aslında demokratik bir ülkede hükümetin ‘Biz bu işi beceremiyoruz, güvenliği sağlayamıyoruz, alın iktidarı demektir’ dedi.
Muhalif medya susturuldu. Muhalefete kamu medya organlarında da yer verilmedi. Bu da demokratik seçim ilkelerinin ihlalidir. Muhalefet partilerinin CHP’nin HDP'nin milletvekilleri hapiste, eş başkanları hapiste, binden fazla yerel siyasetçisi hapishanede, belediye başkanları görevden alındı, müşahitleri sürekli tutuklanıyor.
“SANDIK GÜVENLİĞİNİ SAĞLAMAK ŞÖYLE DURSUN BİZZAT KALDIRIYORLAR”
Türkiye sandık güvenliğini sağlayamadığı gibi kaldırmak için elinden geleni yapmaktadır.
Hükümet bütün imkânlarını muhalefeti yok etmek için kullanıyor. Kamunun tüm olanaklarını kullanan bir iktidar var Türkiye’de.
“TÜRKİYE’DEKİ MÜCADELEYİ TAKDİR EDİYORUZ”
İşte bu noktada halkın ve muhalefetin sahip çıkmasını ve mücadelesini takdir ediyoruz.
“AKP - MHP EVET İTTİFAKI ZAMANANINDA DA KAYBETMİŞTİ”
Aritmetik ortada. Aslında sonuçlar çok açık ortada. Seçim sonuçları sandığa adil bir şekilde yansırsa ne AKP-MHP’nin ne de Erdoğan’ın şansı var. Bunlar zamanında ‘evet’ ittifakıydı. Bu ittifak 2,5 milyon mühürsüz oy geçerli sayıldığı halde ancak yüzde 51 oy alabildi. Bir de dönüp bugüne bakalım. Daha kötü durumdalar. Ortada MHP yok, gerçek MHP’liler yani yüzde 80’i İYİ Partiye gitti. Saadet Partisi’nin ise % 2 ile 3 gibi ciddi potansiyeli var. Bu durumda ne Erdoğan'ın ne de AKP MHP’nin kazanması mümkün değil. Buna rağmen kazanırlarsa şaibe karıştırıldığı net ortaya çıkmış olur. Ki bu kez AB ülkeleri bu sonuca itimat etmez.
“MUHALEFET VE HALK EL ELE TÜRKİYE’NİN GELECEĞİNE SAHİP ÇIKIYOR”
16 Nisan Anasaya Referandumu’nda ise Almanya’daki Hükümetin Türkiye’deki muhalefetten daha muhalefet olması beklenemezdi. O dönemde muhalefet mühürsüz referandum sonuçlarını bizzat kabul etti ve Erdoğan’ı da Cumhurbaşkanı olarak gördü. ‘Yüzde 49’un haklarına riayet edin’ dendi ve seçim sonucu kabul edilmiş oldu. Almanya olarak ne diyebiliridik ki. Türkiye’deki ana muhalefet partisi Erdoğan’a Sayın Cumhurbaşkanı diyorsa e biz de başımızın tacı ederiz çünkü silah satarız.
“ŞAİBE KARIŞIRSA BU SEFER GÖZ YUMMAYIZ”
Bugün ise mücadeleci bir muhalefet karşımızda. Muharrem İnce var. YSK’nın önünde olacağım diyen bir muhalefet lideri. ‘Beni seçimlere sokmamak nedemek. Beni YSK’nın önünden ancak jiletle kazırsınız’ diyen Meral Akşener var. Canla başla çalışan muhalefet var, siyasetçiler var, halk da ciddi bir mücadele içinde. Eğer seçimlere şaibe karışırsa biz de antidemokratik seçimleri kınarız ve Türkiye ile AB ülkeleri olarak ilişkilerimizi asgari düzeye indiririz. Bu sefer göz yummayız.”