Alp Buğdaycı Metris cezaevinde ölü bulundu

52 yaşındaki eski haber spikeri Alp Buğdaycı kaldığı cezaevinde ölü bulundu.Edinilen bilgiye göre Buğdaycı 1,5 ay önce girdiği cezaevinde dün 15.00 sıralarında rahatsızlandı. Buğdaycı, cezaevi revirinde yapılan ilk müdahalenin...

52 yaşındaki eski haber spikeri Alp Buğdaycı kaldığı cezaevinde ölü bulundu.

Edinilen bilgiye göre Buğdaycı 1,5 ay önce girdiği cezaevinde dün 15.00 sıralarında rahatsızlandı. Buğdaycı, cezaevi revirinde yapılan ilk müdahalenin ardından Bayrampaşa Devlet Hastanesi'ne kaldırıldı. Hastanede yapılan tüm müdahalelere rağmen Alp Buğdaycı kurtarılamadı. Buğdaycı'nın cenazesi otopsi için Adli Tıp Kurumu morguna götürüldü. Cenaze Adli Tıp Kurumu'ndaki incelemenin ardından ailesine teslim edildi.

1995 YILINDA BAŞLAYAN " O DAVA" YILLAR SONRA SONUÇLANDI

Alp Buğdaycı, Metin Kaçan ile bilikte 1995 yılında görülmeye başlanan ve uzun süre kamuoyunun gündeminden düşmeyen " tecavüz davası" sanığı olarak yargılanmıştı. Bir süre tutukluluktan sonra serbest kaldı ama yargılama sürdü. Söz konusu hukuki süreç yıllar sonra noktalandı. Mahalli mahkemenin kararı sanıkların aleyhine 2 kez bozuldu. Avukatının verdiği bilgiye göre karar kesinleşince Buğdaycı'ya yeniden cezaevi yolu göründü. Kaçak duruma düşen Buğdaycı Beyazıt'ta yapılan bir kimlik kontrolünde yakalandı ve cezaevine konuldu.

AVUKATI : KALP KRİZİ ŞÜPHESİ VAR
Buğdaycı'nın cenazesini aile yakınları aldı. İşlemleri izleyen Buğdaycı'nın Avukatı Haydar Yalçınoğlu, kalp krizi şüphesi bulunduğunu belirtti, vucüdun kulak ve alın bölgesinde kan olduğunu kaydetti.Avukat Yalçınoğlu "Bu davada iki insana da toplumsal bir linç uygulandığından dolayı, toplum kendi ahlakçı yapısını bunların üzerine kusup, büyük bir cinnet derecesinde baskı uyguladı. Metin Kaçan bunun sonunda köprüden atlayarak intihar etmişti. Alp Buğdaycı da cezanın kesinleşmesi üzerine Metris Cezaevi'ne girdi. Fakat dün kalp krizi nedeniyle hastaneye kaldırıldı. Orada vefat ettiğini öğrendik. Fakat hiç bir doktora gitmişliği bile yoktu. Bugüne kadar hiç bir şekilde kalp problemi olmadı. Nedenin tam olarak bilemiyoruz. Adli Tıp'ın raporunun 3 ay içerisinde açıklanacağı söyleniyor." dedi.

"BEN YİRMİ YILDIR TANIYORUM. 20 YILDIR SOKAĞA ÇIKAMADILAR"
Yalçınoğlu konuşmasını şöyle sürdürdü: " Fakat her halükarda toplumsal baskının getirmiş olduğu bir cinnet, yaratmış olduğu stres ve bu buhran neticesinde iki insanın da sağlık durumu bozuldu. İçeride kendi vadesi ile mi öldü yoksa başka nedenlerle mi onu bilemiyoruz. Fakat bu konuda bir takım kuşkularımız vardır. Çünkü kulağında kan izleri ve yüzünde kan izleri olduğu bilinmektedir. Kesin birşey söylenemiyor. Bu toplumsal baskının getirmiş olduğu bir infaz biçimidir bu. Eğer bazı davaları toplum infaz edecekse yargılamaya gerek yoktur. Ve devlet bu tür suçlarda, ahlaki suçlarda içeri aldığı insanları asla korumamaktadır. Bir mahkum bir devletin namusudur. Ve bunu koruyamıyorsa ceza yargılaması yapmadan toplumun linç etmek üzere önüne bırakmalıdır. Bu iki insan da tamamen bu vicdansızlığın eseri öldüler. Zaten Metin Kaçan öldüğünde ağabeyinin söylediği çok açıktır. 'Seni bu çiyanlar öldürdü' diye. Yargılama sürerken aleyhlerinde 2 bin tane yazılar yazıldı. Her köşe yazarından , spor köşe yazarlarına kadar linç edilmeliler, yok edilmeliler bunlar ortadan kaldırılmalıdır. Canavarca insanlar. Böyle insanların bu toplumda yeri yoktur gibi. Ben yirmi yıldır tanıyorum. 20 yıldır sokağa çıkamadılar."

TECAVÜZ İDDİASI İLE GÜNDEME GELMİŞTİ

Boğaz Köprüsü'nden atlayıp intihar eden yazar Metin Kaçan'la, 18 yıl önce Güneş K.'ya tecavüz edip şiddet uyguladıkları iddiasıyla yargılanan eski spiker Alp Buğdaycı o geceyi şöyle anlatmıştı: "Beyoğlu'nda hızlı bir geceden sonra Taksim'de evi müsait olan birine, gece yarısı konaklamaya gelen 4 kızdan ve 2 erkekten bahsediyoruz. Uslu durulan bir gece değildi, ama vahşet tiyatrosu da değildi. Gece kulüpleri, uyuşturucu hap, alkol ve seks vardı. Sabaha kadar, orta sınıf ahlakına ters gelebilecek başka zevkler de yaşandı. Ama 1 kadın ve 2 erkek arasında tecavüz söz konusu değildi.

"İŞKENCE DE TECAVÜZ DE YOKTU"

Devamında bağırışlı çağırışlı, kavgalı, itişmeli kakışmalı bir geceye dönüştü, ama işkence de tecavüz de yoktu. O dönem hakkımdaki 'profesyonel cani' portresi, homoseksüellik, sapıklık, işkence, vücutta söndürülen sigaralar, sadizm gibi etiketleri içeriyordu. Kamusal edep dairesinin dışında bir hayatım vardı ve kamunun kanlı vicdanı, yüzüme ve ruhuma jilet atarak beni cezaevine tıktı. Bu, tüm hayatımı ayaklar altında çiğneten bir linçti, hâlâ da devam ediyor."

ALP BUĞDAYCI KİMDİR?

21 Temmuz 1964 Diyarbakır doğumlu Buğdaycı, seslendirme kariyerine başlamadan önce, uzun yıllar medyanın farklı alanlarında çalıştı. 1982-88 yılları arasında, Bâb-ı Âli'deki çeşitli gazete ve haber ajanslarında muhabirlik yaparak başladığı kariyeri, 1989'da TRT'nin açtığı spikerlik sınavını kazanmasıyla farklı bir yön aldı. Buğdaycı, hem TRT radyolarında görev yaptı, hem de TRT-1'de program sundu. 1990 yılında Türkiye'nin ilk özel televizyon kanalı Star 1 (Magic Box) ekranında haber spikerliği yaptı. 1991 yılında Show TV'ye geçerek Güne Merhaba adlı bir sabah haberi sundu. Körfez Savaşı sırasındaki canlı yayın performansıyla dikkat çeken Buğdaycı, 1994'te özel televizyonlardaki deformasyondan rahatsız olarak mesleği bıraktı. Metin Kaçan ile birlikte Güneş K. isimli kadına tecavüz ve işkence ettikleri gerekçesiyle yargılandılar, ceza aldılar.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yaşam Haberleri

Mehmet Ali Erbil Arap turistlerden para topladı ve dans etti! Mekanı adeta karıştırdı!
Kum temizleyen kediler arasındaki 3 farkı yalnız yüksek IQ’lular 9 saniyede buluyor!
8 Mayıs Çarşamba günü Boğa burcunda yeni ay: Fırsatlarla, şanslarla ve yeni başlangıçlarla geliyor
Cilt tipine uygun güneş kremi nasıl seçilir?
Dizi sevenlere kötü haber: Ekonomik kriz onları da vurdu!