Anksiyete bozukluğuna dikkat! Sürekli endişeli hissediyorsanız, bu belirtileri göz ardı etmeyin

Medipol Mega Üniversite Hastanesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü'nden Doç. Dr. Taha Can Tuman, yaygın anksiyete bozukluğunun yaşam kalitesini olumsuz etkileyen önemli bir hastalık olduğunu belirtiyor.

Medipol Mega Üniversite Hastanesi Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Bölümü'nden Doç. Dr. Taha Can Tuman, yaygın anksiyete bozukluğunun yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyen bir hastalık olduğunu vurgulayarak, belirtilerini açıkladı. Kaygı bozukluğunun genellikle orta yaş ve yaşlılarda, kadınlarda, ek hastalıkları olanlarda ve yalnız yaşayanlarda daha sık görüldüğünü belirten Dr. Tuman, fiziksel etkilerine dikkat çekti.

BELİRTİLER VE FİZİKSEL ETKİLER: KAYGI BOZUKLUĞU NEDİR?

Doç. Dr. Tuman, yaygın anksiyete bozukluğunu, hemen her gün ortaya çıkan olaylarla ilgili aşırı kaygı ve endişe duyma, kontrol etmekte zorlanma, huzursuzluk, gerginlik, kolay yorulma, odaklanma güçlüğü, uykuya dalma ve sürdürmekte güçlük gibi belirtilerle tanımladı. Özellikle baş, boyun ve sırt ağrıları, kas gerginliği, terleme, çarpıntı, nefes darlığı, ağız kuruluğu gibi fiziksel etkilerin sıkça görüldüğünü ifade etti. Tuman, "Yaygın anksiyete bozukluğu, yaşam kalitesini bozan ve günlük işlevselliği ciddi düzeyde etkileyen önemli bir hastalıktır. Orta yaş ve yaşlılarda, kadınlarda, ek hastalıkları olanlarda, sosyoekonomik düzeyi düşük olanlarda, yalnız yaşayanlarda daha fazla görülür. Yaygın anksiyete bozukluğu olan kişilerde baş, boyun ve sırt ağrıları, kas gerginliği, sıcak basması, çarpıntı, nefes darlığı, terleme, titreme, ağız kuruluğu, sıcak basması, mide bağırsak yakınmaları, uyuşma, karıncalanma gibi bedensel belirtiler sık görülür. Hastalığın yaşam boyu görülme sıklığı yüzde 5 civarındadır. Uzun süredir devam eden endişe nedeniyle bu hastalarda depresyon ek tanısı sıklıkla görülebilir. Bu hastalarda içinde bulunulan durum ve şartlara göre orantısız ve aşırı bir kaygı hali vardır. Endişe konuları iş, ekonomik durum, sağlık, aile, çocuklar gibi günlük pek çok durumla ilgili olabilir. Sıklıkla birçok konu hakkında endişelidirler. Temel sorun, endişeleri kontrol etmekte güçlük çekmektir." dedi.

TEDAVİ VE TERAPİ: YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU NASIL ELE ALINIR?

Tedavide ilaç ve bilişsel davranışçı terapinin uygulanabildiğini belirten Dr. Tuman, terapide belirsizliğe tahammülsüzlük konusuna odaklanıldığını ve hastaların endişeleriyle baş etme becerilerini geliştirmeye çalışıldığını ifade etti. Ayrıca, çocukluk dönemine dair yaşantıların, kaygılı bir ebeveynin etkilerinin ve kaçınma davranışlarının tedavi sürecinde ele alındığını belirtti.

Tuman sözlerine şöyle devam etti:

"Terapide belirsizliğe tahammülsüzlük ele alınır. Belirsizliğe tahammülsüzlük endişenin uzun süre devam etmesine neden olur. Bu hastalarda endişenin kişiyi tehlikelere karşı koruduğu, endişelenmezse bazı şeylerin kontrolden çıkacağı, endişelenirse her şeyin yolunda gideceği şeklinde bilişsel çarpıtmalar olabilir. Yani endişeyle ilgili pozitif inançlar ele alınır. Bu inançlar endişeleri tetikleyebilir. Yaygın anksiyete bozukluğu olanlar genelde olumsuz olaylar karşısında tehdidi yüksek olarak algılarken, sorun çözme ve baş etme becerilerini küçümserler. Endişelenmeyi, sorunlarla baş etme yöntemi olarak kullanırlar. Bu durum, bireyin sorun çözme becerilerinin sağlıklı çalışmasını engeller. Ayrıca endişe içerikli düşüncelerin kontrol altına alınmaya ya da baskılanmaya çalışılması bu düşüncelerin daha da artmasına neden olur. Çocukluk dönemindeki yaşantılar, kaygılı bir ebeveyne sahip olma ile dayanıksızlık şemaları gelişmiş olabilir. Kaçınma ve güvelik sağlayıcı davranışlar kaygının sürmesine neden olur. Terapide bu bileşenlere yönelik müdahaleler yapılır"

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.