Yeni araştırmalar, sosyal etkileşim yoluyla stresin bulaşıcı olabileceğini ve fareler üzerinde yapılan çalışmaların, duygusal bulaşmanın beyin fonksiyonunu uzun süre etkileyebileceğini gösterdiğini ortaya koyuyor. Bu bulgular, anksiyete üzerine daha derin bir anlayış sağlayarak potansiyel tedavi hedeflerini belirlemeye yönelik umut veriyor.
YENİ ÇALIŞMALARLA ANKSİYETE BULAŞICI
İnsanların ve kemirgenlerin sosyal etkileşim kanalıyla stresi partnerlerine aktarabildikleri bilinmektedir. Ancak, gerçek stresten farklı olabilen, dolayısıyla iletilen stres ve ilişkili kaygıdan kaynaklanan sosyal etkileşimin benzersiz sinir mekanizmalarını ortaya koyan ve iletilen strese ilişkin kapsamlı bir anlayış eksik olduğu anlaşılmaktadır.
ANKSİYETE VE SOSYAL ETKİLEŞİM: YENİ ARAŞTIRMA BULGULARI
Araştırmanın baş yazarı Jinxiang Jiang ve meslektaşları, "Hayatın erken dönemlerinde yaşanan ciddi stres örnekleri (ELS), yaşamın ilerleyen dönemlerinde anksiyete gibi nöropsikiyatrik hastalıkların gelişmesi için bir risk faktörüdür" dedi.
FARELER ÜZERİNDE YAPILAN ARAŞTIRMA: ANKSİYETE BULAŞICI OLABİLİR
Fareler üzerinde yapılan yeni araştırmalara göre anksiyetenin bulaşıcı olduğunu gösterdi.
DUYGUSAL BULAŞMA VE BEYİN FONKSİYONU
Fiziksel ve sosyal acıyı kodlayan ön singulat korteksteki bir nöron popülasyonunun yanı sıra kaygı benzeri davranışların aktarımında sinaptik güçte önemli değişimler buldular. Bulgular, duygusal bulaşmanın beyin fonksiyonu üzerinde ciddi bir etkiye sahip olduğunu ve iletilen kaygının tedavisi için potansiyel bir hedef belirlediğini gösteriyor.