Ali Kaya Soysal
ABC deki son "Ulusal Maçlar Sonrası" yazımdan sonra oynanan ilk Beşiktaş-Alanya maçı için bu başlığı kullandım, o satırlarımı okuyanlar aslında ne demek istediğimi daha iyi anlarlar...
Amacım, kesinlikle Beşiktaş'ın Alanya'yı 1-0 ile geçmesini aşağılamak değil. Zaten benim yazılarımı eskiden beri izleyenler Beşiktaş camiasına ait olduğumu bilirler..
Bu satırları yazarken gözümün bir ucuyla Sevilla-Barcelona maçını seyrediyorum ve üzülüyorum, futbola milyarlarca dolar yatıran bir ülkenin vatandaşı olarak.. Çünkü 19.00'da başlayan Beşiktaş- Alanya maçı eğer bir futbol karşılaşmasıysa, 21.45'de başlayan ve tüm dünyanın seyrettiği bu maç nedir, "eishockey" mi, "cricket" mi?
Aramızda bu kadar fark var sevgili ABC okuyucuları, maalesef...
Alanım spor olduğu için, farklı konulara pek girmek istemiyorum..
Ama, şunu kaleme getirebilerim; bu fakir ülkenin paraları boş yere harcanıyor, her alanda olduğu gibi.. Türkiye Futbol Federasyonu'nun (TFF) son verilerine göre, Galatasaray' ın menejerlere verdiği para 3.5 milyon Euro, Fenerbahçe 1. 250 milyon, Trabzon 1.200 milyon... Beşiktaş ise çok az..
Önemli değil, biz dün geceki maça bakalım, 45 inci saniyede sağbek Gökhan'ın avuta giden şutuyla başlayan ilk dakikalar devre arasına kadar Beşiktaş'ın pozisyon zenginliğiyle geçti.. 9 da M Billa'nın ve 40. dakikada Emre'nin tehlikeli şutları, Mesut Bakkal'ın umutlarıydı. Belki de boşa geçen eski antrenörleri Hikmet Karaman'ın yanlışlarıydı..
Yeri gelmişken, Türkiye'de Futbola emek veren Ahmet Suat'lardan, Hamdi Serpil'llere, Metin Türel'lerden Özkan Sümer'lere ve hayatta olmayan diğerlerine kadar... Tümünü şükranla anıyoruz.