Artı TV’de protokol krizi

Almanya merkezli Artı TV ve Artı Gerçek'in İstanbul bürosunda protokol krizi yaşandı. Disk Basın İş, kurumun protokole bağlı olmayarak işten çıkarmaya yapıldığı, Artı TV yönetimi ise durumu anlamaya çalıştıklarını ifade etti.

DİSK Basın-İş, Artı TV ve Artı Gerçek’in Toplu İş Sözleşmesi (TİS) yetkisi olmamasına karşın, kurumla sözleşme imzalamayı başarmıştı. Konuyla ilgili TELE1'in ulaştığı Artı TV Genel Yayın Yönetmeni Celal Başlangıç, iki gazeteciyle yollarını ayırdıklarını söyledi. Sendikanın açıklaması sorulan Başlangıç, "Durumu anlamaya çalışıyoruz" dedi. DİSK Basın İş'ten yapılan açıklamada, ise "İşten çıkarmalara karşı tutum belirlemeye çalışırken, Artı yönetimi akıl almaz bir kararla hukuki ve fiili mücadeleye hazırlanan sendikamıza söz konusu şirketlerle sözleşmesini feshettiğini deklare etti." denildi.

"50'DEN FAZLA ÇALIŞAN İŞSİZ KALABİLİR"

Sözleşme feshiyle 50’den fazla çalışan işsiz kalacağı belirtilen DİSK Basın-İş açıklaması şöyle: "Sözümüz bu kez net... Doğrudan Artı TV yönetimine; Celal Başlangıç, Ragıp Duran, Ayşe Yıldırım, Kenan Azizoğlu, Emin Arslan, Dilhun Gençdal ve Fatih Yapıcı’ya... Değersizleştirme, mobbing ve zamsız geçen 4 yıl... Bütün bunlar bıçağın kemikte olduğu bir vakitte iş bırakma eylemiyle ‘dolaylı’ dile getirildi. DİSK Basın-İş’in de devrede olduğu hak arayışı sürecinde, Artı TV’nin ‘sessizlerin, ezilenlerin, kadınların, halkların, işçilerin, LGBTİ+’ların' sesi olduğu gerçeğinin yarattığı değere saygı duyarak müzakerelerle protokol imzalatmayı başardık. İmza atılmasını yönetimin ‘iyi niyeti’ olarak okuduk. Meğer büyük bir yanılgıymış! ‘Hak’ arayışında öne çıkanlar teker teker işten çıkarılmaya başlandı çeşitli bahanelerle... Daha protokolün ruhu Artı'da dolaşmaya başlamamıştı bile... Son olarak da DİSK-Basın İş işyeri temsilcisi arkadaşımız Cenk Kolçak ‘hiyerarşiyi gözetmeme’ bahanesiyle ücretsiz izne çıkarıldı. Bu yönetim anlayışı için bu ‘kefaretin’ yetmeyeceği açıktı. İşten çıkarmalara karşı tutum belirlemeye çalışırken, Artı yönetimi akıl almaz bir kararla hukuki ve fiili mücadeleye hazırlanan sendikamıza söz konusu şirketlerle sözleşmesini feshettiğini deklare etti.

"BASIN EMEKÇİLERİNE DEMİRÖRENVARİ BİR YANIT..."

Bu karar, şirketlerde çalışan herkesin işsiz kalması demek! Bu karar, hak arayan, haksızlığa sessiz kalmayan basın emekçilerini açlıkla, işsizlikle cezalandırmak demek! Bu karar, 4 yıldır zamsız çalıştırılan, mobbing ve baskı ortamında işini yapmaya zorlanan, itiraz hakkı istifa baskısı ile elinden alınan ve tüm bunlara karşı sendikalaşma hakkını kullanan basın emekçilerine Demirörenvari bir yanıttır. İspiyon, jurnalleme, dedikodu mekanizmalarıyla karar veren yönetimin kararını tanımıyoruz. Yönetimin ‘iyi niyeti’ olarak da kamuoyuna duyurduğumuz protokole aykırı davranışını çalışanların, sendikanın ve kamuoyunun aklıyla alay etme olarak görüyoruz. Artı yönetimi, imzaladığı sözleşmeyi yok saydı! Israrla 'Burası patronsuz işyeri' beyanlarının yalan olduğunu kendileri açık etti! Son 1 ayda neler oldu? 4 Mart’ta protokol imzalandı. Protokol öncesi ve sonrası 'hiyerarşiye uymamak' veya 'üslubunuz sorunlu' gibi muğlak gerekçelerle 7 kişi ya istifaya zorlandı ya da işten çıkarmanın pandemi dilinde 'ücretsiz/ücretli izne' çıkarıldı. Şimdi ise ‘sözleşme feshi’ ile 50’den fazla çalışan işsiz kalacak. Dile kolay, 50’den fazla hayat, Artı yönetiminin kararı ile alt üst olacak! Gerekçe ‘küçülme’, ‘parasızlık’, ‘pandemi’ vs olacak. Buna inanmamız için tek bir neden gösterebilirler mi? Artı yönetimini işçi düşmanı, sendika düşmanı bu tutumdan vazgeçmeye çağırıyoruz. Artı Tv’de program yapan, Artı Gerçek’te yazı yazan tüm gazeteci, yazar ve aydınları, okurları, izleyicileri ve tüm kamuoyunu bu kitlesel emek kıyımına karşı dayanışmaya çağırıyoruz" ifadelerini kullandı.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.