Gazeteci Mehmet Y. Yılmaz İktidarın üniforma sevdasını kalame aldı. Siyasal İslamcıların bir dürtünün etkisiyle, askeri üniformayla dolaşmaktan belirgin bir haz aldığını belirten Yılmaz, Kayseri'de asılan üniformalı Erdoğan afişlerini eleştirdi.
T24 yazarı Gazeteci Mehmet Y. Yılmaz son yazısında, iktidarın üniforma sevdasını eleştirerek: ''Askeri giysili devlet yöneticilerine, normal demokrasilerde rastlamayız'' ifadesini kullandı.
İşte Yılmaz'ın o yazısı:
Memleketin siyasal İslamcıları ise belli ki bilinçaltı bir dürtünün etkisiyle, askeri üniformayla dolaşmaktan belirgin bir haz alıyorlar.
Afişin üzerinde “Başkomutanımız Kayseri’de” yazıyor. Sağ üst köşesinde Cumhurbaşkanlığı forsundaki yıldızlar, sağ alt köşesinde ise AKP’nin ampullü amblemi var. Tarih, yer ve saat, “Başkomutanımız Kayseri’de” yazısının altına sıralanmış.
Afiş, Recep Tayyip Erdoğan’ı askeri kamuflaj giysileriyle çektirdiği bir fotoğrafın üzerine yapılmış.
Sağ elini bize doğru sallıyor. Göğsünde “Erdoğan” yazılı bir isimlik var. Apoletleri boş ama daha önceden biliyoruz ki sol kolundaki armada bir Cumhurbaşkanlığı forsu var.
Çakı gibi bir asker görüntüsü bu!
“Kuzey Suriye Fatihi” de yazabilirlerdi ama tevazu göstermişler, yazmamışlar. Onu belli ki Burhan Kuzu gibi tiplerin atacağı mesajlara bırakmışlar.
Afiş ile vermeye çalıştıkları mesaj çok açık.
Kuzey Suriye operasyonu ile birlikte yükselen milliyetçi dalganın üzerinde sörf yapma isteğinin bir tezahürü bu.
Harekattan hemen önce Dışişleri Bakanı da kamuflaj giysili bir fotoğrafını paylaşmıştı.
Bu köşede bunun iyi bir iletişim fikri olmadığını hatırlatmıştım.
İnsanın aklına Saddam’ın Dışişleri Bakanı Tarık Aziz’i getiriyor ki sivil bir siyasetçi için olumlu bir imaj yaratmıyor diye yazmıştım.
Cumartesi günü Kayseri’de yapacağı “toplu açılış töreni” için bastırılan afişlerde de Erdoğan’ın kamuflaj giysili fotoğrafları kullanılınca, bu “askeri üniforma tutkusunun” nereden kaynaklanıyor olabileceği aklıma takıldı.
Turgut Özal’a kadar bütün Cumhurbaşkanları asker kökenliydiler. Celal Bayar, İttihatçı kökenden gelse de sivil cumhurbaşkanıydı, onu bir parantez olarak ayırıyorum.
Asker ya da sivil, bu Cumhurbaşkanlarının hepsi Anayasa’ya göre “Başkomutan” sıfatını da haizdiler ama Cumhurbaşkanlığı makamına çıktıklarında “sivil görünmeye” dikkat ettiler.
Kurtuluş Savaşı’nın muzaffer komutanları Mustafa Kemal ve İsmet İnönü de dahil olmak üzere!
Memleketin siyasal İslamcıları ise belli ki bilinçaltı bir dürtünün etkisiyle, askeri üniformayla dolaşmaktan belirgin bir haz alıyorlar.
Bunun da ötesinde askeri üniformayla görüntü vermek aynı zamanda bir güç gösterisini kitlelerin beynine de çakmak isteğine karşılık geliyor.
Bunun, Siyasal İslamcıların zihnindeki kökenlerini “askeri vesayet döneminde” mi aramalıyız.
Alman filozof Adorno (1903 – 1969), şöyle yazıyordu:
“Baskı belli bir yoğunlukta, sürekli olursa mazlumun tek kurtuluşu zalime aşık olmak olur.”
Ben sıradan bir gözlemciyim.
Ancak, memleketin siyasal İslamcılarının güce tapma ile ilgili bir sorunları olduğunu, bunun yetiştikleri ailelerdeki otoriter baba figürüne boyun eğişle başlayan bir sonuç olduğunu düşünmem için çok nedenim var.
Bütün yaşamını iletişim mesleğinin içinde geçiren bir sıradan gözlemci olarak şunu tekrar söylemeliyim ki Orta Doğu’da, sivil politikacıların, askeri giysiler içinde poz vermeleri, herkeste BAAS çağrışımı yaratır.
Askeri giysili devlet yöneticilerine, normal demokrasilerde rastlayamayız.
Ne tür rejimlerde bunun mümkün olduğunu burada sıralamayacağım. İzlediğiniz tarihi filmleri gözünüzün önüne getirin, hepsine rastlayacaksınız.