At gözlüğü takmış kulüp taraftarlarının dikkatine..

Ali Kaya SoysalÜlkemizin siyasi açıdan ortadan karpuz gibi bölündüğü bir ortamda , sporun kardeşlik , dostluk olduğu "klişesine"  dikkat çekmek amacıyla bir şeyler  yazma gereği duydum..Ben, Fenerbahçe’nin Can Bartu, Nedim...

Ali Kaya Soysal

Ülkemizin siyasi açıdan ortadan karpuz gibi bölündüğü bir ortamda , sporun kardeşlik , dostluk olduğu "klişesine"  dikkat çekmek amacıyla bir şeyler  yazma gereği duydum..

Ben, Fenerbahçe’nin Can Bartu, Nedim Doğan , Ziya Şengül’lerin  kaptanlık yaptığı dönemi yaşadım, tıpkı Galatasaray’ın Ayhan Elmastaşoğlu, Muzaffer Sipahi ve Metin Kurt’lar, Beşiktaş’ın Sanlı Sarıalioğlu, Vedat Okyar ve Sabri Dino’ların "pazu bandı" taktığı dönemler gibi. Eskişehir’in Fethi Heper’lerini, Trabzon’un Necati Özçağlayan’larını, Göztepe’nin Fevzi Zemzem’lerini, Bursa’nın Gürsel ve Sedat Üç’lerini, İstanbulsporlu Kasapoğlu’larıı ve nicelerini  yaşadığım gibi..

Yaşları daha büyük olanlar, Küçük Fikret’i, Turgay Şeren’i, Recep Adanır’ı, Adanalı Füze Selami’yi, Beykozlu Kelle İbrahim’i izlemişlerdir mutlaka. Şu anda 45-50’li yaşlarında olanlar Cüneyt Tanman, Selçuk Yula, Samet Aybaba’ları tanırlar. 30-35’likler  Sabri, Alex, Tayfur ve Hami’yi hatırlarlar, yeni yetmeler ise Selçuk, Mehmet Topal ve Oğuzhan’ı bilirler ancak..

Niye böyle bir giriş yaptım, aslında bu bir giriş değil tespit. Üstte sözünü ettiğim eski  futbolcuların döneminde Dolmabahçe Stadı’nda kravatsız seyirciye rastlanmazdı, rakibe en büyük küfür tezahüratı " im-dal" dan öteye geçmez, beğenilmeyen hakem ise binlerin  "iğne" yakıştırmasıyla cezalandırılırdı... Rakip takım renklerini taşıyan örtü ile kaplı tabutla alay konusu edilir, "nasıl konduk" gibi mizahi bir yaklaşımla kızdırılırdı.

Şimdilerdeyse, stada sokulan "bombalar", rakiplere ve başkanlarına en galiz küfürler, hakemlerin annelerinin mesleğini sorgulamalar, oturdukları koltuklara, çevreye zarar vermeler, bunlar da yetmezmiş gibi klavyelerinden kan ve kin fışkırtmalar... Tüm bunların hepsi taraftarlık adına yapılıyor, takılmış at gözlükleri, sarı-kırmızı, sarı-lacivert, siyah-beyaz, bordo-mavi, kımızı, beyaz, sarı, yeşil…

Beni endişelendiren, tüm bu "vandallığın" 14-20 yaş grubu gençler tarafından yapılması. Hangi gençler, 24 saat önce başlatılan, ülkenin tarihindeki en büyük "adaletsizlik"  protestosunu annelerine, babalarına, dedelerine bırakan gençler...

Büyük Önder’in "Gençliğe Hitabesi''ni anımsadıkça bu manzarayı kabullenemiyorum, gençleri bu duruma getiren politikaları lanetlememe rağmen..

Tekrar spor, özellikle futboldaki seyirci  terörüne dönecek olursam, galiba tek çare , statların, hatta salonların giriş kapılarına "şiddet, korku, cinsel içerik, 20 yaş yukarı" levhaları asmak..

Palyatif çözüm olarak aklıma başka bir şey gelmiyor...ya sizin dostlar??

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Spor Haberleri

Fenerbahçe, Dünyaca Ünlü Olan O İsimle Anlaştı! Teknik Direktör Seçimi Belli Oldu!
Süper Lig 35. Hafta Tamamlandı: Güncel Puan Durumu, Haftanın Sonuçları ve 36. Hafta Programı
Galatasaraylı Icardi, Fenerbahçe'nin Puan Kaybını İğneliyor: "Uyku Zamanı!"
Sezon Sonuna Kadar Elimizden Gelenin En İyisini Yapacağız
Ali Çamdalı: "Mücadele Gücümüzü Sahaya Yansıttık, Samsun Maçında Galibiyet İçin Hazırız"