AVM'de intihar girişiminde bulunan adamın eşinin feryadı yürek burktu: Devlet halimizden anlamıyor

İstanbul'un Maltepe ilçesindeki bir alışveriş merkezinde geçtiğimiz günlerde yaşanan intihar girişimi, ailenin maddi zorluklarını gün yüzüne çıkardı. Yılmaz Çakır'ın dramatik çıkışıyla gündeme gelen olayın perde arkasındaki acı hikaye, eşi Leyla Gedik'in açıklamalarıyla aydınlandı.

Maltepe ilçesindeki bir alışveriş merkezinde yaşanan dramatik olayın detayları gün yüzüne çıktı. Yılmaz Çakır'ın intihar girişimine dair eşi Leyla Gedik, yaşadıkları zorlu süreci ve ailenin maddi sıkıntılarını anlattı.

ACILI KADININ FERYADI YÜREK BURKTU

Leyla Gedik, ailenin ekonomik sıkıntılarını açıklarken, akşamları kâğıt toplamaya çıktıklını ve marketlerin kapılarına bıraktığı tarihi geçmiş ürünleri çocuklarına yedirdiklerini belirtti. Bu zorlu şartlar altında yaşam mücadelesi veren aile, devlet büyüklerine sitem ederek fakirin halinden anlamadıklarını dile getirdi.

Leyla Gedik, eşinin psikolojik sorunları nedeniyle iş bulamadığını ve daha önce hamallık yaptığını ifade etti. Eşinin utangaç olduğunu ve çalışamamanın utanç verici bir durum olduğunu düşündüğünü belirten Gedik, bu nedenle eşinin iş bulamayışının ardından psikolojisinin bozulduğunu aktardı.

Gedik açıklamalarında şu cümlelere yer verdi: 

"Birisi ona gıda yardımı yapacakmış o yüzden oraya gitti. Sonrası ne oldu, nasıl oldu bilmiyorum. Oraya çıkmış.  Doktorlar eşimin düştüğünü durumunun çok kötü olduğunu söylediler. Sonrası hastaneye gittim eşimin her tarafı kırık. Ayaklarında, belinde kırık var. Yürümeyecek hala gelmiş. Doktorlar 'Yürüyebilir fakat bir mucize' diyorlar. Eşim utangaçtı biraz. Kendinden utanıyordu çalışamıyor diye. İş bulacaktı fakat psikolojisi bozuktu. Onun için doğru düzgün bir iş bulamadı. Daha önce hamallık yapıyordu. Benimle kağıt toplamaya çıkıyordu. Akşamları olduğu zaman ikimiz kağıt toplamaya çıkıyorduk. Rahatsız olduğu için ben gidiyordum onunla."

"DEVLET HALİMİZDEN ANLAMIYOR"

"Devlet büyüklerime ne söyleyeyim ablam. Fakirin halinden anlamıyorlar. İşte biz bu durumdayız, onların karnı tok sırtı pek. Ne diyeyim ki onlara. Kağıt toplamaya çıkıyorum fabrikaya veriyorum. Günlük 100 TL, 120 TL para veriyorlar. Yani ne kadar çok toplarsak o kadar çok kazanıyorsun. Çok toplarsam çok, az toplarsam az. Bel fıtığı ve boyun fıtığım var hastayım fakat kağıt toplamaya çıkıyorum. Zor oluyor işte. Yine eşim benimle gelip kağıt toplamaya geliyordu, şimdi o da gelemez. Ne yapacağımı şaşırdım. Kime bağırsan, kime sesini duyursan, kimse yardım etmez herkes kendi derdinde. Allah çocuklarıma sağlıklı ömür versin. Ben çalışarak çocuklarıma da bakarım." 

"ÇOCUKLARIMIZ ALDIĞI MAAŞIN İÇİNDEN DEVLET KESİYOR"

"Borcumuz var, maddi durumuz iyi değil. Ben çocuklarıma sosyal yardım alıyorum. Önceden bir tane araba almıştık kağıt toplamak için onu sattık. Borçlar üst üste katlandı, biz de yatıramadık. Çocuklarımın aldığı maaşın içinden devlet kesiyor, vermiyor bize. Kağıt toplayarak geçiniyoruz. Bir de bu ev 750 TL idi şimdi 2 bin TL oldu. Vallahi akşamları oldu mu kağıt toplamaya çıkıyorum. Marketlerde tarihi geçmiş ürünleri atıyorlar onunla geçiniyoruz Allah’ıma bin şükür. Maddi sıkıntımız var, bir de biraz borcumuz var. Ne yapacağımı şaşırdım. Bir de eşim bu hale geldi hiç çalışamaz çünkü her tarafı kırık platin koymuşlar. Bir daha çalışamaz eşim."

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.