'Avrupa Birliği, Türkiye’nin suç ortağı'

ABC gazetesi/ İtalyaDanimarka’da yayımlanan Politiken ve Danwatch gazeteleri ve L’Espresso işbirliğiyle gerçekleşen araştırma haberde Avrupa’nın çehresi, Brüksel’den aktarılan fonlarla ödenen askeri araçların gece gündüz...

ABC gazetesi/ İtalya

Danimarka’da yayımlanan Politiken ve Danwatch gazeteleri ve L’Espresso işbirliğiyle gerçekleşen araştırma haberde Avrupa’nın çehresi, Brüksel’den aktarılan fonlarla ödenen askeri araçların gece gündüz nöbet tuttuğu, Türkiye-Suriye sınırında inşa edilen, üç metre yüksekliğindeki 800 kilometre uzunluğundaki duvara benzetildi.

80 MİLYON AVROLUK FON

İtalyan ve Danimarkalı gazetecilerin hazırladığı haberde AB’nin Ankara’ya özel korumalı askeri araçlar, gözetim için gerekli aygıtlar, ileri teknoloji ürünü gemilerin satın alınabilmesi için 80 milyon avroyu aşkın fon aktardığı öne sürülüyor. Suriye’den Avrupa’ya yönelik mülteci akınının yönetiminin bir tek “insani yardımlarla'' sınırlı kalmadığına vurgu yapan haberde her fırsatta insan haklarından dem vuran AB fonlarının desteğiyle tezatlık oluşturan bir duvarın örüldüğüne dikkat çekiliyor. Türkiye’ye armağan edilen bu türden savaş sistemlerinin yeni bir savaş cephesinin çekirdeğini olduğu belirtiliyor.

Her türden uluslar arası anlaşmaya çiğneyen, Türk ordusunun yürüttüğü askeri operasyonda bugüne kadar yüzlerce kişi can verdi. Kuzey Suriye’de Afrin’de Türklerin destek verdiği milisler, bir kıyım gerçekleştiriyor.

Geçtiğimiz 18 Mart 2018’de Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile Avrupa Birliği arasında Suriyeli mültecilerin yönetimi konusunda varılan anlaşma ikinci yılını tamamladı. Bu anlaşma gereği Türkiye bugün 3 milyon 800 bin mülteciye ev sahipliği yapıyor. Bu zorunlu ev sahipliği için Avrupa Türkiye’ye 3 milyon avro aktardı. Bu anlaşmanın ikinci yıldönümü nedeniyle Avrupa komisyonunca yayımlanan raporda, Balkanlar rotası üzerinden Kuzey Avrupa’ya ulaşmaya çalışırken yaşamını yitiren mülteciler ile kaçak göçmenlerin sayısında azalma olduğunun altı çizildi.

Komisyonun mart ayındaki raporunda Türkiye’yle varılan anlaşmanın olumlu sonuçları üzerinde durulurken madalyonun öteki yüzüne ışık tutan ayrıntılara çok az yer verildi. Ankara, geçtiğimiz yıl boyunca Türkiye-Suriye sınırındaki duvarın inşasını tamamladı. Yaklaşık 900 kilometre uzunluğundaki, üç buçuk metre yüksekliğindeki çimentodan inşa edilen duvarın dikenli telle donandığı belirtildi. Yerel medya organlarında, belirli aralıklarla yerleştirilen gözetleme kulelerinden, duvara yaklaşanlara üç dilde yapılan anonslarda derhal uzaklaşmaları uyarısında bulunulduğu yazıldı. Geçtiğimiz günlerde Türkiye’nin Chicago konsolosu Umut Acar, Twitter hesabından yaptığı açıklamada gururla, “ABD, hala Meksika sınırına duvar örmeyi tartışırken Türkiye duvarını ördü'' diye yazıyordu.

 Suriye İnsan Hakları Gözlemevi’nin raporunda, son altı ayda sınırdaki duvara yaklaşan 42 sivilin öldürüldüğü iddia edildi. Uluslar arası Stratejik Araştırmalar Enstitüsünün haziran ayı raporunda ise Türkiye’nin örülen duvar sayesinde sınırı aşarak siyasi sığınma hakkı talep eden mültecilerin önünü kestiği dile getirildi. Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği de Türkiye sınırından çok az sayıda tedaviye muhtaç mültecilerin geçmesine izin verildiğini belirtti. Kırmızı bölge ilan edilen alanda hiç kimsenin sınırı aşmasına izin verilmezken, girişimde bulunanlara ateş açıldığı aktarıldı.

İtalya’da 5 Yıkdz Hareketi’nin göçmen sorunları konunda uzman AB parlamenteri Laura  Ferrara, L’Espresso dergisine yaptığı açıklamada Cenevre anlaşması gereği mültecilerin geri çevrilmesinin yasak olduğuna dikkat çekerek, “Ancak AB, bu sorunu Türkiye’ye ait topraklarda kontrol edemez.'' dedi.

Türkiye’nin savunma bakanı Nurettin Canikli’nin de vurguladığı gibi söz konusu duvarı yalnızca çimentodan örülü bir duvar diye düşünmemeli. Bu türden bir sistemde, gözetim, dronlarla gerçekleşen kontroller, silahla donatılan savunma sistemleri ve güvenlik kuleleri de gerekiyor.

OTOKAR'A 47,5 MİLYON AVRO 

L’Espresso’nun haberi, bu dev askeri kontrol sisteminin bir bölümünün AB fonlarıyla ödendiğini iddia ediyor. 2015 kasımında Türkiye’de en büyük özel savunma şirketi Otokar, 47,5 milyon avro değerinde bir ihale kazandı. AB’yle varılan anlaşma gereği Otokar, gözetim için gerekli 66 adet zırhlı, radar ve optik kamerayla donatılan araç sağlayacaktı. Bir ay sonra Otokar, Türk silahlı kuvvetlerine sınırın gözetimi için yeni model “Kobra II''ler sağlayabileceğini bildirdi. Türk şirketi Otokar ile AB arasından varılan anlaşmanın teknik ayrıntıları, şu anda Türkiye-Suriye sınırında nöbet tutan araçlardan söz edildiğini yansıtıyor. Sözün kısası AB fonlarınca finanse edilen her türden teknolojik araç, siyasi sığınma hakkı talep eden potansiyel mültecilerin önceden tespit edilmesini sağlıyor. Şimdi mültecilerin sınırdaki duvara yaklaşmaları bile mümkün değil. Bir yandan Guta’da patlayan bombalar, öte yandan İşid tehikesi büyük bir tehdit oluşturuyor.

Kobralar, Türk ordusunca çok sık kullanılıyor. (Ordunun 700 adet kobraya sahip olduğu tahmin ediliyor) Stratejik araçlar diye nitelenen Kobra II’ler Suriye sınırının aşılmasını olanaksızlaştırıyor. Erdoğan’ın bombaladığı Afrin’den gelen görüntülerde Kobra II’ler göze çarpıyor. Birleşmiş Milletler, Afrin’in bombalanmasını “yasa dışı bir işgal'' diye yorumlasa da Ankara askeri kampanyayı sürdürmeye devam ediyor.

5 Yıldız Hareketi’nden Laura Ferrara, “Erdoğan, Suriyeli mülteciler konusunda varılan anlaşmayı bir tür tehdide dönüştürerek Suriye’de yürüttüğü operasyon gibi kendi çıkarları için kullanabilir'' diye ifade ediyor kaygısını.

ASELSAN VE KATMERCİLER ŞİRKETİ

AB fonlarıyla sağlanan Kobra II’ler bir yana mülteci akınının durdurulması konusunda gündeme oturan iki askeri ihaleye de dikkat çekiliyor. Bu ihalelerden ilki, Sahil Güvenlik için öngörülen, 18 milyon avro değerinde Hollandalı Damen’in üretimi 6 adet savaş gemisi. İkinci ihaleye gelince; 2017 mayıs ayında Avrupa, Türkiye-Yunanistan sınırının gözetim altında tutulması gerekçesiyle 50 askeri aracın satın alımı için 29,7 milyon avro aktarıyor. AB belgelerinde bu araçlardan 20’sinin  kaçak göçmen akını  ve göçmen ticaretini önlemesi amacıyla kullanılacağı vurgulanırken söz konusu araçların mayınlara karşı zırhlı olması gerektiği belirtiliyor. AB bu teknik ayrıntı üzerinde ısrarcı bir tutum güdüyor. 

Bu yönde açılan ihalelerden ikisini Türk şirketler kazanıyor. Bu şirketlerden biri, Türk ordusunun elektronik gereç gereksiniminin yüzde 84’ünü karşılayan Aselsan, Öteki şirket ise Hızır adıyla tanınan askeri aracı sunan Katmerciler.. Erdoğan’ın gönülden bağlı olduğu bir şirket diye tanınıyor Katmerciler. Şirketin sahibi ise -, Türk sultanının yakın dostu olan eski parlamenter İsmail Katmerci. . Sözün kısası Hızır, radar , elektronik sistemler ve kızıl arası kamerayla donatılan ağır bir askeri araç.

Danimarka’da Aulborg üniversitesi öğretim üyesi Martin Lemberg Pedersen, bu türden araçların varlığının bile tehlikeli olduğuna vurgu yaparak “Çünklü bu türden araçlar kendi halkına karşı da kullanılabilir .'' diyor.

Avrupa için mülteci akınına nokta koymak öncelikli bir seçim. Bu nedenle AB, fon aktarmaya devam edecek. Sınır boyuna inşa edilen duvarlar ve yığılan askeri birlikler gibi. Avrupa’ya hoş geldiniz.

Francesca Sironi/L’Espresso/ 25 Mart 2018            

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Dünya Haberleri

Sadık Khan, Londra Belediye Başkanlığına üçüncü kez seçildi
Hamas, Gazze'de savaşı sona erdirmeyen bir ateşkesi kabul etmeyeceklerini duyurdu
"İsrail'in barışı reddeden tutumu tüm bölgeyi benzeri görülmemiş tehditlere sürükleyebilir"
Hamas'tan açıklama: "Savaşı sona erdirmeyen ateşkes teklifini kabul etmeyeceğiz"
İsveç'te Eurovision Öncesi İsrail Boykotu: Malmö'de Protestolar ve Güvenlik Endişeleri