Avukat Dayanışma Derneği kuruldu: Peki neden?

Mardin Kızıltepe'de bir grup avukat bir araya gelerek Avukat Dayanışma Derneği'ni kurdu. Derneğin amacı zor durumdaki avukatlara maddi destek sağlamak. Peki neden buna gerek kaldı? Dernek kurucularından Avukat Ahmet Duyan anlattı...

ABC Gazetesi ÖZEL

Mardin'de bir grup avukat, Avukat Dayanışma Derneği kurdu. Derneğin amacı zor durumdaki avukatlara maddi olarak yardımcı olmak. Baroların kurduğu yardım sandıklarının işlevsiz olduğunu gören avukatlar, böyle bir oluşuma gitmeye karar verdiklerini söyledi.

Şeffaf kasa uygulaması

Güvenilirliği sağlamak için de şeffaf kasa adı verdikleri bir uygulama geliştirdiklerini söyleyen avukatlar, şimdilik sadece Mardin'de faaliyet gösteriyor. Ancak hedefleri, şeffaflığı yürütebileceklerine inandıkları takdirde tüm Türkiye'de bu derneği etkinleştirmek.

Siyasi hedefleri yok, baro seçimlerine girmek yasak

Avukatlar, herhangi bir siyasi hedefleri olmadığını açıkça belirtiyor. Bunun için bir etik ilke kararı almış durumdalar. Buna göre; derneğin yönetiminde bulunan hiç kimse herhangi bir siyasi partinin yürütme kurullarında yer alamayacak ve baro seçimlerinde yönetim kuruluna ya da baro başkanlığına aday olamayacak.

Derneğin kurucularından Avukat Ahmet Duyan'la derneğin amacını, neler hedeflediklerini ve nasıl bir yol izleyeceklerini konuştuk.

Soru: Neden böyle bir dernek kurma ihtiyacı hissettiniz?

Cevap: Bir meslek büyüğümüzle meslektaşlarımızın ofislerini geziyorduk. Bu sırada en büyük sıkıntının geçim derdi olduğunu gördük. Mardin'in Kızıltepe ilçesinde, yazlar çok sıcak geçer. Kızıltepe'nin 50 derece sıcağında meslektaşlarımızın ofisinde klima yoktu. Bir başka meslektaşın ofisine gittiğimizde çocuğuna bez alacak parası olmadığını gördük. Çok değişik hikâyelerle karşılaştık ve açıkçası bundan utandık.

Soru: Normalde avukatlık iyi kazanç getiren mesleklerden biri olarak bilinir. Bu kanı yanlış mı?

Cevap: Özellikle genç meslektaşlarımızın durumu çok kötü. Avukatlık mesleği kamusal bir faaliyet ama kamunun herhangi bir maddi desteği yok. Bizim mesleğin en büyük sorunu sabit bir geliri olmaması. Bir tıp mezunu, mezun olur olmaz hiçbir uzmanlığı olmasa dahi aile hekimi olarak görevlendiriliyor ve sabit bir geliri oluyor. Hukuk mezunları için böyle bir uygulama yok. Avukatlar kendi kaderlerine terk edilmiş durumda. Dosya alırlarsa karınlarını doyururlar, alamazlarsa aç kalırlar. Dolayısıyla, açlık sınırında yaşayan meslektaşlarımız her türlü dosyayı alıyor. Asgari ücret tarifesinin altında doyalar alıyorlar. Biz tuzu kuru avukatlar, oturduğumuz yerden şunu eleştiriyorduk; genç meslektaşlar çok düşük meblağlara çok büyük dosyalar alıyor, böyle şey olur mu diyorduk. Ancak açlık sınırında oldukları için bunu yapmak zorundalar.

Pandemi dönemiyle birlikte daha büyük bir sorun da ortaya çıktı. İstanbul, Manisa ve Kayseri'de meslektaşlarımız parasızlıktan dolayı intihar etti. Mardin'de yarın öbür gün böyle bir vaka yaşanırsa, biz insan içine çıkamayız. İnsanlar der ki; "meslektaşının cebinde parası yokken sen nasıl böyle yaşıyorsun?" derler. Biz de böyle bir dernek kuralım dedik.

Soru: Derneğin Mardin Barosu ile bir bağlantısı var mı?

Cevap: Baroların siyasi bir durumu var. Biz tarafsız, bağımsız, herkesin başvurabileceği bir dernek kurmak istedik. Biz 12 arkadaş bunun bir denemesini yaptık. Bir WhatsApp grubu kurduk ve bir meslek büyüğümüze her birimiz cüzi miktarlar verdik. O da etrafında bulunan zor durumdaki avukatlara yardım etti. Biri kirasını ödeyemiyor, birinin kredi kartına haciz gelmiş vs. gibi. Dedik ki, Mardin'de bütün ilçeleri kapsayacak şekilde yapalım bunu, ileride de eğer başarabilirsek tüm Türkiye'ye yayarız.

Barolar bunu tüm kentlerde Avukat Dayanışma Sandığı adı altında yapıyor. Bunların en büyüğü Ankara Barosu'nda ama o da dahil hiçbiri etkin olarak çalışamıyor. Çünkü barolar siyasallaştı. Her baro başkanının bir siyasi görüşü var. Şu şekilde; baro başkanı istediği kadar tarafsız olduğunu iddia etsin, bizim zihnimizdeki bölünmüşlük o baro başkanının tarafsız olduğunu algılayamıyor. Burada baro başkanlarının bir suçu yok. Bizim beynimizde bir bölünmüşlük var. Tabiri caizse; sağcı bir avukat, açlıktan ölse dahi sol görüşlü bir baro başkanının kapısına gitmiyor. Dolayısıyla baroların yardımlaşma sandığı bu açıdan işlevsiz. Biz de bu tarafsız derneği kurarak bu işin üstesinden gelebileceğimizi düşünüyoruz.

Soru: Derneğinizin şu anki durumu nedir?

Cevap: Biz 17 Mart'ta derneği kurduk. Kuruluşunu 5 Nisan'da ilân ettik. Yaklaşık 13 günde 60-70 üyeye ulaştık şu an. İl merkezinden de ilçelerden de bize üye olanlar. Şimdilik Mardin ile sınırlı.

Soru: Tepki geldi mi?

Cevap: Bizi başka polemiklere çekmek isteyen meslektaşlarımız oluyor. Bunun ileride siyasi bir eyleme dönüşeceğini ya da baro seçimlerini etkileyecek bir gruba dönüşeceğimizi söylüyorlar. Katiyen böyle bir şey olmayacaktır. Biz herhangi bir siyasi amacımız olmadığını, herhangi bir baro seçimine yönelik amacımız olmadığının güvencesini veriyoruz. Bunu ilk biz yaptık. Etik ilke kararı aldık. Dedik ki; Avukat Dayanışma Derneği yönetiminde bulunan hiç kimse bir siyasi partinin yürütme kurullarında görev alamaz, ileride baro yönetim kurulu adayı ya da baro başkanı adayı olamaz dedik. Amacımız sadece iyilik yapmak ve mesleği ileri taşımak.

Soru: İşin içine para girdiğinde birçok yolsuzluk, hırsızlık gördük bugüne kadar. Bunu engellemek için ne yaptınız ya da ne yapacaksınız?

Cevap: Tabii işin içine para girince insanın iki kat dikkatli olması gerekiyor. Bunu şöyle önlüyoruz; şeffaf kasa diye bir uygulama yaptık. Bütün paralar derneğin hesabına giriyor, kişilerin değil. Dekontlar, derneğin klasöründe oluyor. Bütün yardımlar derne hesabından çıkıyor. Sosyal medya hesaplarımızdan günlük, "Bizim kasamızda şu kadar para var, şu kadar da para çıkışı oldu" diye paylaşıyoruz. Tabii ki kime yardım ettiğimizi söylemiyoruz rencide etmemek adına. Fakat arzu eden herkes gelip bütün dosyalarımızı inceleyebilir.

Bu hem şeffaflığı sağlıyor hem de bizim yöremizde şöyle bir şey var; para masaya konur, herkes ihtiyacı olan kadarını gelir alır. Diğer illerde şöyle bir şey var; barolara yapılan başvuruda baro çok fazla evrak istiyor. Tabii çok üyesi olan illerde (İstanbul, Ankara, İzmir gibi) bu gerekli oluyor olabilir. Baro diyor ki; evinin olmadığını, aracı olmadığını belirtirse yardım alabiliyor. Biz hem buradaki çoğu meslektaşımızı tanıyoruz hem de hiçbir meslektaşımızın bunu suistimal etmeyeceğine inanıyoruz. Bizim yapacağımız yardımlarda herhangi bir kayıt şartı yok.

Soru: Bu çözüm mü?

Cevap: Biz tabii ki avukatız, hukukçuyuz. Bunu bir altın günü gibi düşünmüyoruz. İleride bu sorunun temeline ilişkin, geçim sıkıntısını nasıl giderebileceğimiz yönünde çalıştaylarımız da olacak. Hükûmet kanadıyla da konuyla ilgili diğer taraflarla da görüşeceğiz. Sorunun temeline ilişkin bir tespit hazırlayacağız ve bu tespiti hem Adalet Bakanlığıyla hem de ilgili yerlere vereceğiz.

Soru: İlerisi için plan nedir?

Cevap: Şu an için sadece Mardin ve ilçelerinde faaliyet gösteriyoruz. Daha sonra bölgesel, daha sonra da bu şeffaflığı yürütebileceğimize inanırsak diğer illere de yaymak istiyoruz. 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.