Ankara'da devam eden 'Ayhan Bora Kaplan' suç örgütü davasının 14. celsesi Sincan Ceza İnfaz Kurumu Kampüsü'nde yapıldı. Dava kapsamında, 18’i tutuklu olmak üzere toplamda 61 sanığın yargılanmasına devam ediliyor. Duruşmada, sanık Ayhan Bora Kaplan savunmasını yaptı ve çarpıcı iddialarda bulundu.
Kaplan, davanın temelinde bir kumpas kurulduğunu öne sürerek, 17-25 Aralık operasyonlarıyla benzer bir operasyonun kendilerine yönelik olarak planlandığını ileri sürdü. Kaplan, bu süreçte kendisinden ifadesinin imzalanmasının istendiğini ve bunu imzalamış olsaydı 17-25 Aralık benzeri bir operasyon yapılacağını iddia etti. Kaplan, "Eğer ifademi imzalasaydım, emin olun 17-25 Aralık gibi bir şey yapacaklardı" şeklinde konuştu.
Kaplan, Semih Arslan'ın ölümüne dair dosyada yer alan şüpheler üzerine de açıklamalarda bulundu. Arslan’ın annesi Adalet Arslan’ın ilk ifadesinde, "Bora Kaplan'ı Adli Tıp’ta görmüşler" dediğini belirten Kaplan, Semih’in boy ölçüsündeki yanlışlıkları işaret ederek, Adli Tıp raporlarının değiştirilmiş olabileceğini söyledi. Ancak, Adalet Arslan’ın mahkemede "Fethi Koyuncu'yu gördüm" dediğini ifade ederek, bu çelişkilerin hangisinin doğru olduğunu sorguladı.
Kaplan ayrıca, soruşturmayı yürüten polislerin, eski Ankara İl Emniyet Müdür Yardımcısı Murat Çelik ve ekibinin kendilerine kumpas kurduğunu öne sürdü. Polislerin 17-25 Aralık operasyonlarına benzer bir operasyon yapmayı planladığını savunan Kaplan, polislerin mesajlaşmalarında eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'yu hedef aldıklarını belirtti. Kaplan, bu durumun kendisine 15 Temmuz'daki TRT olayıyla bağlantılı olarak bir bela açtığını ve adının Süleyman Soylu ile anılmasının başına iş açtığını ifade etti.
Mahkeme, sanık ve avukat beyanlarının ardından, soruşturma aşamasında görevli emniyet personelleri hakkında devam eden davanın iddianamesi ve duruşma zabıtlarının örneklerinin istenmesine karar verdi. Duruşma, 13 Eylül Çarşamba günü devam edecek.
İddianamede, Ayhan Bora Kaplan ve diğer örgüt yöneticileri Fethi Koyuncu, Mutlu Ayaş, Yusuf İzzet Savaş, Kanber Keskin ve Serdar Sertçelik hakkında şu suçlamalar yöneltiliyor: 'Suç işlemek amacıyla silahlı örgüt kurmak ve yönetmek', 'Kasten öldürme', 'Nitelikli kasten öldürme', 'Kasten yaralama', 'Kişiyi hürriyetinden yoksun kılma', 'Nitelikli yağma', 'Eziyet', 'Suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme', 'Suç üstlenme' ve 'Suçluyu kayırma'. Bu suçlardan, 1'i ağırlaştırılmış 2'şer kez müebbet ve toplamda 169 yıl 6 aya kadar hapis cezası isteniyor. Diğer 55 sanık için ise çeşitli sürelerde hapis cezası talep ediliyor.