Halk TV yazarı İsmail Saymaz, bugünkü köşesinde Ayhan Bora Kaplan örgütünün iki numaralı ismi ve bu davanın ‘M7’ kod adlı gizli tanığı Serdar Sertçelik’in yargı ve emniyet içindeki bazı kişiler tarafından korunduğunu ve kaçışına göz yumulduğunu öne sürdü.
Sertçelik, örgüt suçlamalarıyla bağlantılı davada kritik bir tanık olmasına rağmen, ev hapsinde elektronik kelepçe taşırken Türkiye'den kaçmayı başardı. Saymaz, Ankara Emniyeti'nin Sertçelik'in İstanbul'a gittiğini bildiğini, ancak yine de kaçışına engel olunmadığını vurguladı.
Yazısında, Sertçelik'in yurtdışına kaçışının ardından Macaristan’da yakalandığını, ancak hâlâ Türkiye’ye iade edilmediğini belirtti. Saymaz, Sertçelik'in İstanbul'a gidişini bilen yetkililerin, onun kaçışını engellemek yerine arama sürecini bir tiyatro gibi göstermeye çalıştıklarını iddia etti.
Ayrıca, Sertçelik'in dönüşünü istemeyen sorumlular hakkında spekülasyonlarda bulundu ve bu durumun yargı ve emniyet güçleri arasında ciddi bir uyumsuzluk ve sorumluluk eksikliğini ortaya koyduğunu ifade etti.
Sertçelik, Sırbistan’dan Macaristan’a açılan Rozske Sınır Kapısı’nı 25 Mayıs’ta düzmece kimlikle geçerken yakalanmıştı. Türkiye’ye gönderilmemek için bu ülkeye iltica etti. Saymaz, ülkenin bu durum karşısında gülünç bir vaziyetle karşı karşıya olduğunu belirtti.
Kamu görevlileri ev hapsindeyken, firar etmesine izin verdikleri gizli tanığı yakalamak için kırmızı bülten çıkardılar ve şimdi de Macaristan’dan geri getirmeye çalışıyorlar. Saymaz, bu skandalın birkaç kamu görevlisinin işbilmezliği olarak geçiştirilemeyecek kadar ciddi olduğunu, Ankara 13. Asliye Ceza Mahkemesi’ndeki dava dosyasına giren WhatsApp yazışmalarının Sertçelik’in İstanbul’a gittiğinin Ankara Emniyeti tarafından bilindiğini kanıtladığını ekledi.
T24'ün Ayhan Bora Kaplan dosyasında ise, Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından hazırlanan iddianamede, Ayhan Bora Kaplan ve 5 örgüt yöneticisi hakkında "suç işlemek amacıyla silahlı örgüt kurmak ve yönetmek", "kasten adam öldürme", "nitelikli kasten adam öldürme", "kasten yaralama", "kişiyi hürriyetinden yoksun kılma", "nitelikli yağma", "eziyet", "suç delillerini yok etme, gizleme veya değiştirme", "suç üstlenme" ve "suçluyu kayırma" suçlarından 1’i ağırlaştırılmış olmak üzere 2’şer kez müebbet ve toplam 169 yıl 6 ay hapis cezası talep edildi. Diğer 55 sanık için de çeşitli sürelerde hapis cezası istendi.