Sabah gazetesi "Yazışmaları ortaya çıktı... CHP'li belediyeleri canından bezdirmiş" başlıklı bir haber yayımlayarak Aykut Erdoğdu'ya ait olduğunu iddia ettiği WhatsApp yazışmalarına yer vermişti.
CHP milletvekili Aykut Erdoğdu, önceki gün kişisel sosyal medya hesabından Sabah grubunun ve ATV'nin kendisine şantaj yaptığını ileri sürmüştü. Bugün Sabah Gazetesi'nde Erhan Öztürk imzasıyla yayımlanan haberde Erdoğdu'nun WhatsApp yazışması olduğu ileri sürülen birtakım mesajlar paylaşıldı.
İddiaya göre; CHP'li Erdoğdu'nun Şişli eski Belediye Başkanı Hayri İnönü ile olan konuşmaları yer alıyor. İddiaya konu olan yazışmalarda, Erdoğdu'nun İnönü'den para istediği öne sürüldü. Sabah gazetesinin ulaştığı İnönü ise "Beni artık bu tartışmaların dışında tutun. Politik tartışmalara katılmak istemiyorum. Geçmiş işler. Hakikaten bir yorum yapmak istemiyorum" ifadelerini kullandı.
Erdoğdu, haberi paylaşarak sosyal medyadan açıklamalarda bulundu.
"ATV, Sabah ve A Haber benimle ilgili ilk defa doğru bir haber yaptılar… Çünkü ilk defa devlet eliyle evlerimize, telefonlarımıza, WhatsApp mesajlarımıza kadar takip ettiklerini açık ettiler… Şimdi Sabah’ın yazdığı bu haberle ilgili konuyu anlatayım…" diyen Erdoğdu, dava açacağını da belirterek şu ifadeleri kullandı:
"Kendimi hemen bu haberlere cevap vermek zorunda hissediyorum… Bu cevap hem kişisel hem de kurumsal zorunluluk… Bunun sebebini az sonra yazacağım…
Yazmadan önce tertemiz isimleri bu kirli siyasete karıştırılan Barış Akademisyenlerinden bütün kalbimle özür diliyorum… Sizler bu ülkenin en cesur en temiz en namuslu insanlarısınız…
Barış Akademisyenleri üniversiteden ihraç edildikten sonra CHP’de sivil ölüme terk edilen bu akademisyenlerle dayanışma kararı alındı… Bu karar Genel Başkanımızın talimatıydı…
Alınan karar gereği ihraç edilen Barış Akademisyenleri belediyelerimizde istihdam edilecek ve kendilerine yaşama tutunacak kadar ücret ödenecekti… Bu ücret sigorta ve diğer masraflar dahil 5.000 TL’ydi.
Ben aralarında Hayri İnönü’de olan üç belediye başkanı ile görüştüm… Her biri altı Barış Akademisyenini işe alacaktı… Kalan akademisyen ve uzmanların ücretleri de Parti kaynaklarından ödenecekti…
Akademisyenler Belediyelerde çalışırken kurduğumuz Online çalışma grubu üzerinden Türkiye’nin ekonomik ve sosyal sorunlarıyla ilgili raporlar hazırlayacaklardı…
Akademisyenlerin iş başvuru dosyaları hazırlanarak Belediyelerimize gönderildi… Ve akademisyenler çalışmaya başladı… Ancak aradan aylar geçmesine rağmen akademisyenlere maaş ödenmemeye başladı…
Ben bu arada söz veren Belediye Başkanlarını defalarca aradım ve mesaj attım… Bugün yarın diyerek beni sürekli oyaladılar… Ben de söz verdiklerini maaşların ödenmesi gerektiğini söyledim…
Bu arada sadece Hayri İnönü resmi işe başlama tarihine kadar maaşları nakit ödeyelim dedi… Tamam dedim… Akademisyenlerin hesap numarasını gönderdim… “Belediyenin adı kayda girmesin hukuki soru olur… Elden ödeyelim” dedi
Daha sonra Şişli Belediyesinden bir Meclis üyesi nakit olarak 30 bin TL getirdi… Ben paraya asla dokunmam bu parayı muhasebe ödesin dedim… Ve 5-6 ay boyunca 5 akademisyenin maaşı bu şekilde ödendi…
Diğer iki Belediye Başkanı KHK’lıları güvenlik soruşturması dolayısıyla alamıyoruz dediler… Ancak daha öncesinden söz verdikleri için bu akademisyenler ve uzmanlar işe başlamıştı… Ve maaşlarının ödenmesi gerekiyordu…
Bu arada CHP hesapları Anayasa Mahkemesi tarafından denetleneceği gerekçesiyle akademisyenlere bir ödeme yapılamadı… Sadece o dönem görevli olan yöneticilerden birkaçı ceplerinden ödemelere yardımcı oldular…
Şişli Belediyesi dahil Belediye Başkanları verdikleri sözleri tutmadığı için yaklaşık 3 yıl boyunca birkaç MYK üyesinin kişisel desteği dışında aylık yaklaşık 100 bin TL maaşları ben ödemek zorunda kaldım…
Maaşlar ödendiği sırada bir yandan da hakkımda açılan tazminat davalarını da ödemeye çalışıyordum… Nakde çok sıkıştığım bu dönemde kredi ve açık hesap limitlerim doluydu…
Bankalar tarafından takibe düşmem aileme karşı beni çok zor durumda bırakabilirdi… Sabah’ın haber yaptığı Whatsapp mesajları söz verip sözünü tutmayan veya tutamayan Belediye Başkanı ile olan yazışmalarımdır…
Bu durumu dönemin MYK üyelerine defalarca anlatmama rağmen hukuki bir çözüm bulunamadı… Ben bu ödemeleri yaparken yakın akrabam ve arkadaşlarım dışında hiç kimseden kör kuruş almadım…
Bu ödemeleri ve seçim giderlerini karşılamak için ağırlıklı eşimin ailesinden miras kalan arsa, tarla, ev, yazlık gibi 9 parça gayri menkulümüzü satarak karşıladık… Bunların hepsi kayıtlarda var… Bu eşimin ısrarlı tercihiydi…
Görevde olduğum sırada bağış yapmak isteyenlerden yardım kabul etmedim… Yardım etmek isteyen güvendiğim birkaç kişiyi de ya yeddi emin sıfatıyla adaylara ya da makbuzlu bağışa yönlendirdim…
Benim bu sorulara bu kadar detaylı cevap vermemi gereksiz bulanlar olduğunu biliyorum… Bu cevaplarımı yazarken Genel Başkanımız dahil hiçkimse ile müzakere etmedim…
Hazinede çalıştığım yıllardan itibaren yolsuzluklarla mücadele ettim… Bana kimse yolsuzluk ima dahi edemez… Eğer en küçük ima dahi olsa kendimi cevap vermek zorunda hissediyorum…
Sabah Kadıköy’de ve Çeşme’de aldığımız iki evi nasıl aldığımız soruyor… Söz bu sorulara da cevap vereceğim… Ancak bir tek şartım var… Bu konuyla ilgili bana ATV’de 2 saat canlı yayın hakkı verecekler… Bu yayında tek tek cevap vereceğim… Var mısınız?
Bu arada kişisel bilgilerim yayınlandığı, telefon kayıtlarım izlendiği ve dinlendiği için dava açacağım… Bu suç örgütü yaptıklarının yanına kar kalacağını düşünmesin… Suç örgütüne yol açılmasın…"