Eski Ülkü Ocakları Genel Başkanı Sinan Ateş'in 30 Aralık 2022 tarihinde Ankara'nın Çankaya ilçesinde uğradığı silahlı saldırı sonucu hayatını kaybetmesiyle ilgili davanın duruşması, Ankara 32. Ağır Ceza Mahkemesi'nde devam ediyor. Bugün, esas hakkındaki savunmaların alınacağı duruşma öncesi, Sözcü TV'de İpek Özbey ile yapılan söyleşide Ateş'in eşi, yaşadığı baskılar ve adalet arayışı hakkında önemli açıklamalarda bulundu.
Söyleşide, Sinan Ateş’in cinayeti sonrası birçok siyasi figürün davaya destek verdiği belirtildi. Ateş, "Tüm siyasi partilerde rahatsız olan çok sayıda isim var. Ellerinden geldiği kadar bu davaya destek oluyorlar. MHP içinde de bu durumdan rahatsız olup üzülen birçok milletvekili var," dedi. Ancak bu isimlerin üzerindeki baskılardan dolayı seslerini çıkaramadıklarını ifade etti. Bu durum, davanın arka planındaki siyasi atmosferi ve adaletin sağlanmasının önündeki engelleri gözler önüne seriyor.
Duruşmada, tutuklu 12 sanığın yargılanmasına devam edilecek. Temmuz ayındaki son duruşmada bazı sanıkların tahliye edilmesi, davanın seyrini değiştirmişti. Bugünkü duruşmada, Ateş’in yanında bulunan akrabası Selman Bozkurt’un yaşadığı travmalar hakkında da bilgi verildi. Selman, olay sırasında ağır yaralanmış ve yaşadığı travmanın etkisiyle zorlu bir iyileşme sürecine girmiştir. Ateş, Selman’ın katledilen eşinin gözlerinin önünde yaşanan olayın etkisini ağır bir şekilde hissettiğini ve bu durumun kendisi için de yıkıcı olduğunu aktardı.
Ateş, bilirkişi raporlarının davanın gidişatını nasıl etkileyeceğine dair düşüncelerini de paylaştı. Mevcut deliller ışığında yürütülen davanın, bazı eksik ve karartılan delillerin varlığından etkilenebileceğini belirtti. "Bu malumun ilamı oldu," diyerek, bazı çevrelerin gerçekleri gizleme çabalarının boşa olduğunu ifade etti. Özellikle olayın çözümünde devlet içindeki bazı figürlerin rolüne dikkat çekti.
Söyleşide, İçişleri Bakanlığı'nın koruma sayısının artırılmasını talep ettiğine de değinen Ateş, "Koruma sayım 8'e çıkarıldı. Bu tedbirler, tehlikenin varlığını gösteriyor," dedi. Devletin, kendisine bir şey olmasını istemediğini anladığını, ancak yine de sürekli bir korku içinde yaşadığını ifade etti.
Ateş, Cumhurbaşkanıyla bir daha görüşüp görüşmediğini sorulduğunda, "Verdiği sözü tutacağına inanıyorum," diyerek, adalet mücadelesine kararlı bir şekilde devam edeceğini dile getirdi. Aynı zamanda, devletine olan bağlılığını vurgulayarak, "Biz devletini, vatanını, milletini seven insanlarız," dedi.
Son olarak, kendisine yönelik iddialara cevap veren Ateş, cinayetten sonra lüks yaşam sürmeye başladığına dair suçlamaları reddetti. 20 milyon değerinde ev satın aldığı yönündeki iddiaların asılsız olduğunu, tüm mal varlığını satarak daha mütevazı bir yaşam kurduğunu açıkladı. "Sinan öldükten sonra yeni baştan başlamamız gerekiyordu," diyerek, yaşadığı duygusal yükün bir yansıması olarak bu değişimi yaptığını belirtti.
Duruşmanın önemi, sadece Sinan Ateş’in cinayeti ile sınırlı kalmayıp, aynı zamanda Türkiye'nin siyasi dinamikleri ve adalet sistemindeki aksaklıkları da gözler önüne sermesi. Ateş, davanın seyrinin adaletin sağlanmasında kritik olduğunu vurgulayarak, "Herkese bir gün adalet lazım olur," diyerek, duruşmaya katılmak isteyenleri davet etti. Adalet arayışının önemini ve adaletsizliğe karşı durmanın gerekliliğini sıkça dile getiren Ateş, toplumun bu konuda daha duyarlı olması gerektiğinin altını çizdi.