Sandığın kurulduğu güne kadar böyle devam edecek… Kulisler, görüşmeler, kapalı kapılar ardında yapılan konuşmalar. Dananın kuyruğu da partilerin milletvekili aday listelerini 9 Nisan'da Yüksek Seçim Kurulu'na verdiği gün kopacak! Son günlerin esas konusu CHP-Memleket Partisi, Kemal Kılıçdaroğlu-Muharrem İnce görüşmesi ve nasıl bir sonuç çıkacağı.
Önce Ankara'nın konuştuğu bir kulisle başlayalım:
22 Mart akşamı… Cumhurbaşkanı Erdoğan katıldığı NTV-Star yayınında, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Fuat Oktay'ın ve kabinedeki 17 bakanın milletvekilli adayı olacağını açıkladı. Erdoğan, AKP'deki 3 dönem kuralına ilişkin ise, “Yenilenmeye, tazelenmeye, yeni başlangıçlar yapmaya her zaman ihtiyaç var. Kongre süreçlerimizde parti kadrolarını yeniliyor ve tabii ki gençleştiriyoruz” ifadelerini kullandı. Peki bu karar yani 17 bakanın milletvekili adayı olacağı kararı nasıl alındı?
İddialara geçelim:
6 Mart akşamı Bakanlar Kurulu toplandı ve Erdoğan bakanlara dedi ki: “Herkesi milletvekili adayı olarak görmek istiyorum. Buna itirazı olan var mı?” Toplantıda üç isim, Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Akif Ersoy'un Erdoğan'dan aflarını istedikleri öne sürüldü. Ancak şu cümleyi de eklediler: “Görev verirseniz kabul ederiz.” Ancak… “Af” istendi. Erdoğan ise 22 Mart'ta, 17 bakanın da vekil olacağını açıkladı ve “affa” sıcak bakmadı.
Yine kulislerde konuşulanlara göre Erdoğan'ın iller bazında yoklama yaptırdığı ve Bakan Ersoy'un İzmir'den aday gösterilmesi konusunda karar aldığı öğrenildi. Yine Soylu'nun Samsun, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar'ın Hatay'dan listede olacağı ifade edildi. 9 Nisan'a az kaldı…
“Yukarıda başka aşağıda başka”
Dün… CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'yla Memleket Partisi lideri Muharrem İnce'nin görüşmesi ve sonrasında yaşananlarla ilgili kulislere baktım. Birincisi şu: Kamuoyunda, CHP ve Memleket tabanında, Kılıçdaroğlu'nun İnce'ye “teklifle” geleceği beklentisiydi. Ancak… İnce'ye yakın önemli bir isim dedi ki: “Kemal Bey'in daha önce yaptığı açıklamalara baktığımızda bunun bir ‘nezaket ziyareti' olacağı anlaşılmıştı. Beklentimiz yoktu.” İki ismin görüşmesinde de ittifak, adaylık gibi konuların gündeme gelmediğini yapılan açıklamalardan öğrendik. Hatta ikili görüşmede, Kılıçdaroğlu'nun İnce'ye “Siz benden daha eski CHP'lisiniz, mecliste odalarımız yan yanaydı” dediği de söylendi. Peki görüşme sonrasında ne oldu?
CHP liderinin “Halil İbrahim sofrasını büyütmeye çalışıyoruz” cümlesinin ardından İnce'nin yaptığı “sert açıklamalar” ve “Hoş geldiniz- güle güle” sözü tartışıldı. Memleket Partisi kaynakları, “Görüşmede geçmeyen Halil İbrahim sofrasının aşağıda, kameralar karşısında Kemal Bey tarafından dile getirilmesi Muharrem Bey'i sinirlendirdi. Bu konuyu yukarıda neden gündeme getirmediği konusunda rahatsızlık duydu. Bunu da yakın çevresiyle paylaştı” bilgisini verdiler. Anlaşılan o ki; İnce, “Hoş geldiniz- güle güle” cümlesini de “sinirle” söyledi.
Bu arada kulislerde gezerken iki ay önce yapılan bir toplantının bilgisine ulaştım.
İki ay önce Ankara'da yapılan toplantı
Yer: Ankara, ocak ayının sonları. Kamuya açık bir yer.
Muharrem İnce ve Memleket Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mevlüt Dudu, CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun çok yakın dost olduğu “önemli bir isimle” görüştü. Görüşme talebi, “önemli isimden” geldi. Amaç; CHP-Memleket Partisi arasında buzları eritmekti. Görüşmede İnce, temasa açık olduğunu söyledi ve “önemli isim” de bunu Kılıçdaroğlu'na aktaracağını iletti. Sonrasında bir gelişme olmadı. CHP liderinin “Biraz daha bekleyelim” dediği bilgisi İnce'ye iletildi. Kapılar kapandı. Ancak… Son günlerde artan kamuoyu baskısı üzerine Kılıçdaroğlu'nun hamlesi önemliydi. CHP lideri, görüşmeden sonra elini rahatlattı ve “Neden görüşmüyorsun?” sorusuna yanıt vermiş oldu. Böylece, CHP tabanından Memleket'e gidenlere “adresiniz benim” mesajını iletti.
Dün… Öğlen saatlerinde Muharrem İnce partisinin kurmaylarıyla görüştü, toplantı yaptı. Bakalım birkaç gün içinde ne çıkacak! Bir CHP'li kurmayın “İnce'nin CHP için ‘FETÖ ve PKK'yla hareket ediyor' imasında bulunması, ‘hoş geldiniz-güle güle' cümlesi çok ayıp oldu” değerlendirmesi şimdilik kapıların sert bir şekilde kapandığını anlatıyor.