Aytunç Erkin yazdı: Akşener gözünü CHP’nin boşalttığı alana dikmiş

İktidarın değirmenine su taşıyan, etkisiz siyaseti reddediyoruz! Türkiye; güvenliği, özgürlüğe; kalkınmayı, adalete; Türk milliyetçiliğini de demokratlığa, tercih etmek zorunda değildir.

“İYİ Parti kendisini ilkesel anlamda milliyetçi, demokrat ve kalkınmacı çizgiye oturtuyor. ‘Ancak bu durum Altılı Masa sürecinde iyi anlatılamadı' değerlendirmesi parti içinde hakim görüş.”

23 Ağustos'ta bu köşede, “16 Türk devletini simgeleyen çadırlar” başlıklı yazımda 26 Ağustos'un İYİ Parti'nin “rotasının”, “milliyetçi, demokrat ve kalkınmacı” duruşun kalın kalemlerle çizileceği bir gün olacağını yazdım. Afyonkarahisar'da (26 Ağustos) Meral Akşener'in konuşması bunu doğruladı.

Örneğin…

Akşener'in şu cümlelerine bakalım:

“İktidarın değirmenine su taşıyan, etkisiz siyaseti reddediyoruz! Türkiye; güvenliği, özgürlüğe; kalkınmayı, adalete; Türk milliyetçiliğini de demokratlığa, tercih etmek zorunda değildir! Bizim için tüm bunları içinde barındıran, bir milli siyaset mümkündür!”

İYİ Parti liderinin bu cümlelerinin ardından yaptığı şu tespiti de eklemekte fayda var:

“İYİ Parti olarak, geçtiğimiz seçim sürecinin sonunda şunu çok iyi anladık ki; ittifak sisteminin bu yapısı içerisinde milli bir siyaset mümkün değildir! İttifak sisteminin bu yapısı içerisinde sürdürülebilir bir başarı mümkün değildir! İttifak sisteminin bu yapısı içerisinde milletin kazanması mümkün değildir! Bu yüzden; iktidarıyla, muhalefetiyle, hepimizden, Türk siyaseti için talep ettiğiniz, yeni anlayışın merkezi olmaya İYİ Parti olarak talibiz!” Buradan da anlaşılıyor ki; “Altılı Masa sürecinde kendimizi anlatamadık” fikri Akşener'de de olgunlaşmış.

Konuşmadan bir gün önce İYİ Partili bir kurmay, yaptığımız sohbette de “Üçüncü yol, milliyetçilik” üzerinden bana şu cümleleri kurmuştu: “Milliyetçilik değil vatanseverlik demek daha doğru. MHP'nin çağrısı ve bunun üzerine bizden bazı arkadaşların yanıtları ‘milliyetçi yol' diye anlaşıldı. Ancak İYİ Parti kurulduğu gün itibarıyla üçüncü yolu ve vatanseverliği temsil ediyor. Ayrıca aslı varken taklidi neden tercih edilsin?” Meral Akşener'in konuşma metninde de sadece bir yerde “milliyetçilik” denildi, o da “Türk milliyetçiliğini demokratlığa tercih etmek zorunda değiliz” oldu.

Tam da beklenen oldu: 26 Ağustos'ta İYİ Parti lideri Akşener, “Herkesi kucaklayan bir dil kurmaya çalıştı. Birlikte yaşama iradesi, uzlaşma kültürü ve empatiyi ülke sathına yaymayı amaçladı… Cumhuriyet değerlerine bağlı, gücünü Türk milletinden ve tarihi dinamiklerinden alan bir sözleşmeyi” kamuoyuyla paylaştı.

Anlatmadıkları anlattıklarından çok

Şimdi gelelim İYİ Parti'nin “Rotamız net pusulamız millet” sloganının altının nasıl doldurulduğuna.

Meral Akşener ilk olarak kendilerini “merkez sağ”dan ziyade CHP'nin “boşalttığı” iddia edilen alana konumlandırıyor.

Afyonkarahisar'daki konuşmanın son bölümüne dönelim:

“Gazi Mustafa Kemal Atatürk'e düşman olanlara, Cumhuriyet değerlerimizi hiçe sayanlara, demokrasimizle meselesi olanlara, Türk demekten korkanlara, Andımız'dan rahatsız olanlara, Anayasamızın, ilk 4 maddesiyle sorunu olanlara, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin milletiyle, birliğiyle, bütünlüğüyle ilgili, karın ağrısı olanlara, terörle ve bölücü unsurlarla ilişkisi olanlara, terörün gölgesinde ne gizli ne açık işbirlikleri hayal edenlere hayır diyoruz.”

Bu çizgi, CHP'nin 2010'dan yani Kemal Kılıçdaroğlu'ndan önce oturduğu çizgi. “Milli siyaset” vurgusu bu noktada öne çıkıyor ve önce “kaygılı kentliyi” kazanmanın amaç olduğunu bize anlatıyor. “Önce kent sonra kır” diyelim! Bu nedenden dolayı da “ittifaktan” ziyade “tek başına” olmayı göze alıyor İYİ Parti.

Hatta şu tespiti de yapabiliriz: “CHP'nin üstenci tavrından rahatsızlık hakim.” Bunu da Akşener'in konuşmasındaki şu tespitten çıkarabiliriz: “Siyasi elitlerin ve kerameti kendinden menkul sözde kanaat önderlerinin güdümünde, milletin olmadığı bir yerden üretilen siyasetin başarılı olamayacağını söyledik.”

SONUÇ: Yine de yerel seçim süreci farklı bir süreç ve “yerelde ittifak” nasıl olacak göreceğiz? Akşener'in “Altılı Masa”yla ilgili açıklamadığı çokça konu olduğu da satır aralarından okunabilir. Örneğin… “Tüm bu sürecin içerisinden; en küçük pazarlık yapmadan çıkan kim oldu? Gizli kapaklı, tek bir işbirliğine girişmeyen kim oldu?” sorularının yanıtı önemli.

Medya Haberleri

Haram servetin, haram paranın, evveli çok tatlı ama sonu çok acıdır
Mahkemeden Barış Terkoğlu’na özel ceza
Erdoğan 28 Şubat davası mahkumu yaşlı generallerin serbest kalmalarını sağladı, sevindim ama
AK Parti’nin ‘önce Hukuk’ demeden değişmesi hayal
Fehmi Koru: Cezalar bana Almanya’da milyonların ölümünden sorumlulara yapılan muameleyi hatırlattı