NATO'cu darbe girişiminin üzerinden yedi yıl geçti. Yarın 15 Temmuz 2016'da Fetullahçı Terör Örgütü'nün darbe girişiminde yaşananları hatırlayacağız, anmalar olacak, nutuklar atılacak! Evet… Gri alanları tartışılan bir gece olmasına rağmen şunu kendi adıma net söyleyebilirim: Ne kontrollü bir darbe girişimiydi ne de tiyatro!
Türkiye'de ilk Komünizmle Mücadele Derneği'nin kuruluş başvurusu Zonguldak'ta 1948 yılında yapılmış, 1950 yılında faaliyete geçmişti ve 1953 yılına kadar çeşitli etkinlikler tertipledi. Türkiye çapında CIA destekli sol karşıtı kontrgerilla faaliyetlerini etkili bir biçimde sürdüren Türkiye Komünizmle Mücadele Derneği ise 1963 yılında kuruldu. Fetullah Gülen, 1962'de, doğum yeri Erzurum'da açmaya teşebbüs ettiği ve bir CIA yapılanması olan Komünizmle Mücadele Derneği için ‘Küçük Dünyam' kitabında şu bilgileri veriyor:
“… Erzurum'da Komünizmle Mücadele Derneği'ni açma teşebbüsümüz oldu. O güne kadar sadece İzmir'de vardı. İkincisi de Erzurum'da bizim gayretlerimizle açılacaktı. İsmi Ali'ydi, bir arkadaşı İzmir'e gönderip, tüzük getirttik. Derneği kuracaktık. Ben bir vaazdan sonra anons ettim ve gençlerle Caferiye Camii'nin önünde toplandık. Gayemiz komünizme karşı örgütlenmekti. Dernek ve cemiyet işlerinden ayrılan bir akrabam vardı. O gelip uyardı, bize yol gösterdi. Tabii o gün için içimizde kanunları bilen de yoktu. Zaten Erzurum'daki arkadaşlar da benim derneklerle bu kadar içli dışlı olmamı biraz fazla buluyorlardı. Benim hareketimden rahatsız oldular. ‘Bu Komünizmle Mücadele Derneği de nereden çıktı?' dediler. Mevzuatla ilgili eksikliklerden dolayı dernek o sıralarda kurulamadı. Daha sonra, hem de o günlerde beni tenkit eden arkadaşlarımın öncülüğünde Komünizmle Mücadele Derneği, Erzurum'da kuruldu. Beni gördüklerinde de ‘Meğer o gün biz yanılmışız' dediler.”
Bu kısa özetten sonra tartışılmayan bir tespite geçelim.
Bahçeli: Dip dalga halinde faaliyetteler
MHP lideri Devlet Bahçeli geçen salı günü grup toplantısında “kripto” vurgusu yaptı:
12 Eylül'de söylenen ‘bizim çocuklar başardı' itirafını unutmadık.
15 Temmuz 2016 gecesi yaşanan vahşet ve ihanetin henüz NATO namına kuşkulu ve tartışmalı pek çok noktası olduğunu da biliyor ve gerilen sinirlerimizle yumruğumuzu sıkıyoruz.
Teröristbaşı Gülen'in Pensilvanya'dan yaka paça alınıp ülkemize iadesi bugüne kadar bir türlü gerçekleşmedi.
Hâlâ FETÖ'nün kripto damarının siyaset, bürokrasi, eğitim, ekonomi, medya ve diğer alanlarda dip dalga halinde faaliyet içinde olduğunu bilmeyen, duymayan, görmeyen kalmadı.
Bizim nezdimizde PKK neyse FETÖ odur.
MHP lideri darbe girişiminin arkasında “NATO” olduğunu “yumruklarını sıktıklarını üstüne basa basa söyledi! Bir cümlesi kritikti: “Hâlâ FETÖ'nün kripto damarının siyaset, bürokrasi, eğitim, ekonomi, medya ve diğer alanlarda dip dalga halinde faaliyet içinde olduğunu bilmeyen, duymayan, görmeyen kalmadı.”
Bahçeli'nin bu mesajı kime? 28 Mayıs sonrası yapılan atamalardan rahatsızlık mı var? Özellikle emniyet ve yargı ayağında “derin kuşkular” var ve Bahçeli de kuşku duyan isim! Bu soruların yanıtını tabii ki MHP lideri biliyor ama örgütün bazı tarikat-cemaat-sivil toplum örgütleri üzerinden emniyet, yargı, asker, mülkiye üzerinde “renklendirmeyle” yollarına devam ettikleri raporlarla mevcut. Bir not da şu: “Yakında Bahçeli'nin ne demek istediği anlaşılacaktır.”
“Diğer tarikatlara girin, Atatürkçü olun”
Raporun başlığı: “FETÖ silahlı terör örgütü Emniyet mahrem yapılanması…”
382 sayfa… 2017'de hazırlanmış.
Sayfa 294'ün başlığı:
Diğer Oluşumların İçine Sızma Faaliyeti (Renklendirme):
“… Kamufle olarak kuvvet kazanmak, yeniden devlet kurumlarına sızmak ve ayrıca sosyal medyada provokasyonlar üreterek mevcut hükümete karşı halk ayaklanması vb. huzursuzluklar yaratmak için geliştirdikleri bir yöntem…”
Rapora göre; FETÖ'nün iktidara karşı olan muhalifler, hükümet yanlısı gruplar, tüm muhalif parti grupları, diğer dini cemaatler, farklı dini mezhep grupları, ulusalcı, Atatürkçü düşünceye sahip gruplar, diğer terör örgütleri içindeki gruplara girdiği tespit edilmiş.
Örneğin…
Bir FETÖ'cünün yazışmalarını ve emniyetin tespitinin okuyalım: “…‘En çok tartışılan yönlerimizden birisi iyi birimlerde hep bizim arkadaşlarımızın olması. Bunu aynen devam ettirmeliyiz ama renklenerek… (Arkadaşımız aşırı solcu – ülkücü veyahut beynamaz vs. olabilir. Keza tarz değişikliği de yapmalı, ailesi de bu şekilde renklenebilir)'… şeklinde talimatla…”
Bir FETÖ'cü şöyle diyor: “…Neler renktir? Tarikatlar (Nakşi, Kadiri, Halveti), cemaatler (Nur, Erenköy, Çarşamba, İslamoğlu), AKP ve partiler…”
Emniyet, bu yazışmayı şöyle yorumluyor: “…Nakşi, Kadri, Halveti, Nur cemaatleri, Erenköy, Çarşamba, İslamoğlu cemaati vb. diğer dini cemaatlere mensup gibi görünme konusunda talimat verildiği tespit edilmiştir.”
SONUÇ: Bahçeli, 23 Mart 2019'da HaberTürk canlı yayınında konuştu: “Şimdi çaycısı, çorbacısı var da Amerika'ya kaçan bilim insanı nerede? Siyasiler nerede? Bürokratlar nerede? Bu Abant toplantılarında yıllardır toplanıp önemli bildiriler sunanlar nerede? Bunlar şimdi ne yapıyorlar?”