Aytunç Erkin yazdı: ‘Baskı gördüğü’ iddia edilen hakimin ifadesini alın, gazetecileri dinleyin

''Sabah saatlerinde, AKP'li Tuzla Belediye Başkanı Şadi Yazıcı, kendisine hakaret ettiği iddiasıyla İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'na dava açtı''

Deliliğin Tarihi, Kliniğin Doğuşu, Kelimeler ve Şeyler, Bilginin Arkeolojisi, Hapishanenin Doğuşu, Cinselliğin Tarihi kitaplarının yazarı olan Fransız filozof Michel Foucault'yu “anlamaya çalışan” felsefe profesörü Frederic Gros'un şu saptamasına bakın:

“… Yargıcın klasik problemi eskiden şuydu: Sanık, üstüne atılan suçu gerçekten işlemiş mi, nasıl işlemiş ve bunu kim görmüş? Foucalt'ya göre, modern adli uygulamada olay, suçlunun sorumluluğunu tespit etmeye indirgenmez. Adalet artık sanığa sadece ‘Suçlandığın şeyi sahiden yaptın mı?' sorusunu değil, ‘Sen kimsin?' sorusunu da sorar. (Michel Foucault/Frederic Gros/İletişim Yayınları/Sayfa 64) Foucault adaletin “psikoloji” tarafıyla da ilgilendiği bu değerlendirmesinde bize “tersten ışık” tutuyor. Neden mi? Önceki gün arka arkaya yaşanan gelişmelere bakalım:

– Sabah saatlerinde, AKP'li Tuzla Belediye Başkanı Şadi Yazıcı, kendisine hakaret ettiği iddiasıyla İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'na dava açtı.

– Öğle saatlerinde Adalet Bakanı Bekir Bozdağ gazetecilere şu değerlendirmeleri yaptı: “Hakimi (İmamoğlu davasında siyasi yasak çıkarması için baskı yapıldığı iddia edilen Hakim Hüseyin Zengin) kim değiştirmiş? Adalet Bakanı mı değiştirmiş? Hakimi, Hakimler ve Savcılar Kurulu 1'inci Dairesi değiştiriyor. Ne yapacağız? CHP Genel Merkezi'nden hakim mi bulacağız? Bu hakimi Sayın İmamoğlu ve avukatları reddettiler; ‘Bize karşı tarafsız değil' diye. Üç defa reddedildi, itiraza götürdüler. Şimdi kendi reddettikleri, ‘tarafsız değil' dedikleri hakimi göklere çıkarıyorlar.”

– Akşam saatlerinde de İmamoğlu'nun Beylikdüzü Belediye Başkanı olduğu dönemle ilgili yürütülen “ihaleye fesat” soruşturmasında iddianame hazırlandığı ortaya çıktı.

Şimdi Foucault'ya dönersek: Adalet artık sanığa sadece ‘Suçlandığın şeyi sahiden yaptın mı?' sorusunu değil, ‘Sen kimsin?' sorusunu da sorar.

O zaman biz de soralım: Sen kimsin Ekrem İmamoğlu? Neden İmamoğlu hedef? Son bir ay içinde “siyasi yasak” kararı, “terör soruşturması”, “Tuzla davası” ve “ihaleye fesat” iddianamesiyle kuşatılan bir belediye başkanı portresi var karşımızda.

Murat Ongun'dan Bozdağ'a yanıt

Adalet Bakanı Bozdağ'ın sözleri üzerine dün İmamoğlu'nun danışmanı Murat Ongun'a “Davanın Samsun'a tayin edilen hakimi Hüseyin Zengin'le ilgili neden üç kez reddi hakim istediniz?” sorusunu yönelttim. Ongun şu yanıtı verdi: “Doğru değil. Bir kez reddi hakim başvurusunda bulunduk. Reddi hakim talebi yargılamanın üçüncü celsesinde, 23 Mart 2022'de oldu. Bir kez de siyasi yasak kararı veren Hakim Mehdi Koşul için böyle bir talebimiz oldu. Onu da yedinci celsede, 11 Kasım 2022'de yaptık.”

Murat Ongun'a, Bozdağ'ın, “Şimdi kendi reddettikleri, ‘tarafsız değil' dedikleri hakimi göklere çıkarıyorlar” cümlesini hatırlattım ve “Bu çelişkiyi nasıl açıklıyorsunuz? Sonuçta hakim sizinle ilgili karar verirken baskı gördüğünü yakın çevresine söyledi. Sizse neden reddi hakim talebinde bulundunuz?” sorusunu yönelttim. Ongun şu yanıtı verdi:

“Samsun'a gönderilen hakimle ilgili bir kez reddi hakim talebinde bulunduk. Bakın biz tayini çıkarılan hakimle ilgili ‘O hakime büyük baskı yapılıyor ceza vermesi için. Ankara kaynaklı bir baskı yapılıyor' bilgisini daha bu konu medyada yer almadan duyduk. Ancak… Hakimin AKP'ye yakın birisi olduğunu biliyorduk, eşinin de 2. Baro üyesi olmasından dolayı zaten hakime bakışımız temkinliydi. Baskı yapıldığını kamuoyuna söyleyemezsin ki! Toplantı yaptık ve ‘reddi hakim talebinde bulunalım' kararı aldık. Neden böyle bir karar aldık? Birincisi, eğer hakim bu baskılara boyun eğecekse biz talebimizi yapmış olalım. İkincisi ise eğer hakim kendisini bu baskıdan kurtarmak istiyorsa ona fırsat vermiş olacaktık. Yoksa üç kez reddi hakim talebi yok. Sonrasında da medyada yer alan bilgileri okuduk, gördük. Burada Sayın Bakan Bozdağ'ın yapması gereken bize yanıt vermesi değil, hakime baskı yapılıp yapılmadığı konusunda Hakimler ve Savcılar Kurulu'nu (HSK) harekete geçirmesi. Çünkü; hakimin ifadesi alınırsa gerçek ortaya çıkacaktır.”

Yalanlanmayan “baskı” iddiaları

Şimdi gelelim bir sıcak bilgiye daha…

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu'nun avukatları bugün saat 10.30'da basın toplantısı düzenleyecek. Gökhan Günaydın, “baskılara boyun eğmediği” iddiasıyla Samsun'a tayin edilen Hakim Hüseyin Zengin'in HSK tarafından ifadesinin alınması için dilekçe verecek. Yine avukatlar dilekçede, Hakim Zengin'le ilgili yazıları kaleme alan Cumhuriyet yazarları Barış Terkoğlu ve Murat Ağırel'in de HSK tarafından tanık olarak dinlenmesi için de başvuru yapacak.

İki gazeteci Hakim Zengin'le ilgili ne yazmışlardı:

“… Hüseyin Zengin'in, güvendiği kimi hakim ve savcılara neler anlattığını öğrendim. Şunları söylüyordu:… Ben de hükümete destek veriyorum. Ancak ben hakimim. Tarafsızlığımı korumak zorundayım. Buna rağmen bazı savcılar aracılığıyla, İmamoğlu'na iki yıldan fazla ceza vererek, onu siyasi yasaklı hale getirmem telkin edildi. Bu suçlara ilişkin daha önce verilmiş kararları inceledim. Vicdani olarak, böyle bir cezanın adaletsiz olacağını gördüm. İmamoğlu hakkında, asgari sınırdan ceza verip, hükmün açıklamasını ertelemenin en doğrusu olacağına karar verdim. Bunu birkaç kişiye de söyledim. Durumdan haberdar olan ve adliyeyi yöneten bir isim, hükümetle görüşerek atamamı yaptırdı.”

Bu yazılar yalanlanmadı! HSK ise 7 Kasım 2022'de ortaya çıkan yeni iddialar ışığında harekete geçmedi. Şimdi İmamoğlu'nun avukatları Hakim Zengin'in ifadesinin alınmasını isteyecek.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.