“İstanbul'u alan kurultayı alır” mı? CHP, hafta sonu yapılacak İstanbul İl Kongresi'ne kilitlendi ve iki aday var. Genel merkezin adayı Cemal Canpolat'la “değişimcilerin” adayı Özgür Çelik yarışacak. “Buradan çıkacak sonuç kasım ayındaki kurultayı etkileyecek” yorumları sıkça yapılıyor. Çünkü; “değişimcilerin” adayı Çelik kazanırsa daha önce Ankara, İzmir gibi illerde “blok” kazanan genel merkez “delegelerinin” yer değiştirebileceği konuşulanlar arasında. Bu arada Cemal Canpolat ve ekibinin pazar günü gerçekleşecek kongre öncesi bir bildirge yayımlayacakları bilgisine ulaştım. Okudum.
“Bir siyasi partinin asıl amacı yerelde ve genelde iktidar olmaktır! Biz bunu çoğu kez parti içi iktidar olarak yanlış anlıyoruz! İktidar örgütlü kötülüğüyle ve bütün nobranlığıyla orta yerdeyken, ülke ekonomik olarak yangın yerine dönmüşken buna daha fazla seyirci kalamayız! İktidarla mücadele edeceğimize ve iktidara meydan okuyacağımıza en yakınımızdakine, yol arkadaşlarımıza meydan okumaktan vazgeçeceğiz!
“Siyaset yapma tarzını değiştireceğiz. Siyaseti yeniden toplumsallaştıracağız. Bütün enerjimizi mahallede, ilçede, ilde parti içi iktidarı ele geçirmek için harcamaktan hızla vazgeçeceğiz! Başkasına bakarak konuşmak yerine kendimiz olacağız!
“İstanbul kongremize de partimizin kurultayına da partimizi ve ülkemizi küçük ve kişisel çıkarlara göre değil, solun, sosyal demokrasinin evrensel bakışına uygun olarak sol değerlerle donatma, partiyi kamucu, yenilikçi yeni yüzlerle buluşturarak partinin yenilenmesini sağlayacağız! Bunu yapabilmek için kişileri değil, fikirleri yarıştıracağız!
“Broşür- afiş- pankart işlerine ve sandık güvenliğine sıkıştırılan ve ‘olmasa da olur' bir hale getirilen örgütü yeniden sokağa, mahalleye, fabrikaya, üniversiteye, meydanlara taşıyacağız!
“Üyelik yapısını değiştireceğiz, önseçimi olmazsa olmaz yapacağız ve partiyi kişilerin değil kurulların yönetmesini sağlayacağız! Parti içi demokrasinin bütün kanalarını açacağız! Partiyi CHP'nin gerçek evlatları, kadınları, gençleri yönetecek!
“Partide katılımı ve temsiliyeti artırmak için sendikacılara, akademisyenlere, aydınlara, meslek odası temsilcilerine, esnaflara, sanatçılara, öğrencilere parti içinde ‘meclisler' oluşturarak temsillerini sağlayacağız ve partiyi onlarla birlikte yöneteceğiz!
“Bilgiye dayalı siyaset yapacağız, gelişen iletişim olanaklarından da, yapay zekadan da yararlanacağız! Konu ve çözüm odaklı olacağız ve başkalarının gündemi yerine kendi gündemimizi yaratacağız!”
Cemal Canpolat ve ekibinin yayımlayacağı bildirge aslında CHP Genel Başkan adayı Özgür Özel ve arkadaşlarının savunduklarından çok farklı değil. Örneğin iki tarafta şu cümlelerle “sol/sosyal demokrasiye” sahip çıkıyor: “… Partimizi ve ülkemizi küçük ve kişisel çıkarlara göre değil, solun, sosyal demokrasinin evrensel bakışına uygun olarak sol değerlerle donatma, partiyi kamucu, yenilikçi yeni yüzlerle buluşturarak partinin yenilenmesini sağlayacağız!”
Kılıçdaroğlu'na yakın ya da Özel'e yakın isimlerin vurgusu, “sosyal demokrasi, kamuculuk ve yeni yüzler”… Bu arada Ankara'da CHP koridorlarını yakından takip eden bir isim şu değerlendirmeyi yaptı- ki ben de katılıyorum: “Ankara'da 72 delege var ve blok halinde genel merkez kazandı. Durum böyle mi? Değil! Bu delege yapısını şöyle değerlendirebiliriz: İstanbul'u bekleme listesi. Neden bu tespiti yaptım? İstanbul'da değişimcilerin adayı Özgür Çelik kazanırsa bu durum Ankara delegesini de etkiler ve yarı yarıya oyların rengi değişir. Yani ‘blok' bir liste değil Ankara listesi.”