“İktidar bloğunda bir iç kavganın merkeziyse Beştepe'den çok AKP Genel Merkezi gibi görünüyor.”
Bu bilgiyi iktidar cenahını yakından takip eden bir isim (son günlerde İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya ile İçişleri eski Bakanı Süleyman Soylu etrafında yürüyen tartışmalar ışığında) aktardı. Özellikle Ayhan Bora Kaplan'ın başında olduğu suç örgütüne yönelik operasyonun ardından başlayan süreç ve Emniyet'te Soylu'ya yakın isimlerin görevden alınmaları tartışmaları daha da artırdı denilebilir.
Bu arada bir kulis bilgisini paylaşmakta fayda var:
26 Eylül akşamı Cumhurbaşkanı Erdoğan Nahçıvan dönüşü, Süleyman Soylu'yu Ankara'da kabul etti. Soylu'nun talebi üzerine yapılan görüşmenin iki saate yakın sürdüğü belirtildi.
Görüşmeyi önemli kılansa MHP lideri Devlet Bahçeli'nin, Erdoğan Azerbaycan'dayken yaptığı sosyal medya paylaşımı üzerine gelmesi. Bahçeli 25 Eylül'de dedi ki: “… Özellikle bir adli vakıa üzerinden devamlı surette eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'ya ve bakanlık dönemine ilişkin mesnetsiz iddialarda bulunanların potansiyel rövanş alma gayesine heves ettikleri elbette dikkatli ve uyanık gözlerden kaçmamaktadır. FETÖ, PKK ve gayri meşru çevrelerde derin bağ ve bağlantıları tevsik veya teyit edilmiş köksüzlerin Sayın Soylu'ya orantısız suçlamaları… MHP vefanın ve siyasi ahlakın bir gereği olarak Sayın Süleyman Soylu'nun arkasındadır.”
Bu paylaşımdan bir gün sonra da Erdoğan-Soylu görüşmesi gerçekleşti.
Bahçeli, yeni-eski iki bakana sahip çıktı
Bu arada Bahçeli'nin dün grup toplantısında Yerlikaya-Soylu ekseninde yaptığı değerlendirmeler de dikkat çekici. MHP liderinin, İçişleri Bakanlığı'na yönelik yapılan hain terör saldırısının ardından kurduğu cümlelerin altı çizildi:
“Elbette 1 Ekim tarihli terör saldırısının önü ve arkası süratle aydınlatılacak, teröristlerin Kayseri'den Ankara'ya nasıl geldikleri, yardım ve yataklığın kimler tarafından yapıldığı açıklığa kavuşacaktır.”
Bu konuda Bahçeli'nin de teröristlerin Ankara'ya nasıl ulaştığı konusunda kuşkuları olduğu ifade edildi. Bu arada Bahçeli'nin iki tarafı da “kollayan” tespitleri önemli: “Bu saldırıdan hemen sonra sosyal medyadan İçişleri Bakanlığı ekseninde maksatlı tartışmaların körüklenmesi, eski ve yeni bakanlar arasında fitne ve fesat üretiminin tahrik edilmesi, Türkiye düşmanlarının değirmenine su taşıyan arsızlık ve ahlaksızlıktır. Tescilli FETÖ'cülerin özellikle Sayın Süleyman Soylu'ya iftira kuyruğuna girmeleri, bazılarının da görevdeki İçişleri Bakanı'nı kötülemeleri ülkemize kurulan zaman ayarlı bir tuzaktır.”
Yine Bahçeli “Soylu'nun ekibi tasfiye edildi” iddiasına da yanıt verdi:
“Üstelik emniyet teşkilatında tecrübeyle ve kahramanca görev yapan, fakat bir sebepten dolayı görevden alınan bazı isimler etrafında dedikodu kampanyasına tevessül edilmesi asla doğru ve hakkaniyetli bir uygulama da değildir. Bu vatan için kim canını ortaya koyar diye sorulduğunda; sağına, soluna bakmadan, arkasını önünü kollamadan ben varım diyen vatan evlatlarına sahip çıkmak, üstlendikleri makam ve görevlerinde sabit tutmak milli güvenliğimizin kaçınılmaz bir gereğidir.”
Burada da şu cümle: “… Vatan evlatlarına sahip çıkmak, makam ve görevlerinde sabit tutmak milli güvenliğimizin kaçınılmaz bir gereğidir…” Bahçeli “Tasfiye sürecinin sonlanması” konusunda da fikrini ortaya koymuş oldu.
Yine başa dönelim ve iktidar cenahını yakından takip eden ismin kurduğu cümleyi hatırlatayım: “İktidar bloğunda bir iç kavganın merkeziyse Beştepe'den çok AKP Genel Merkezi gibi görünüyor.”