İstanbul’da düzenlenen "Şehitlerimize Rahmet, Filistin’e Destek, İsrail’e Lanet" mitingi sonrası "Kelime-i Tevhid" bayrağı taşıyan bir kişiye yumruk atan Ege Akersoy tahliye edildi. 17 gün tutuklu kalan Akersoy hakkında "Halkı Kin ve Düşmanlığa Alanen Tahrik Etme, Basit Tıbbi Müdahale İle Giderilebilecek Şekilde Kasten Yaralama Suçlarından" 1 yıl 4 aydan 4 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.
Önce iddianameye bakalım...
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nın hazırladığı iddianameye göre; Galata Köprüsünde 1 Ocak günü düzenlenen "Şehitlere rahmet, Filistin’e destek, İsrail’e lanet" mitingine katılan 49 yaşındaki İsmail Aydemir mitingden sonra elindeki "Kelime-i Tevhid Bayrağı" ile yürüyordu. Karşısından gelen Yıldız Teknik Üniversitesi öğrencisi Ege Akersoy ile elindeki bayrak nedeniyle tartıştılar. Ardından Akersoy, Aydemir’e yumruk attı. Aydemir olaya ilişkin şikayetçi olurken emniyet ifadesinde şunları söyledi: "Saat 11:15 sıralarında mitingden ayrıldım. Yeşil renkli üzerinde beyaz Arapça harfler ile bildiğim kadarıyla ‘La ilahe İllallah Muhammeden Resullullah’ yazan bayrak ile yürürken önceden tanımadığım Ege Akersoy karşıma çıktı. Bana ‘Burası Türkiye sen ne biçim bir Türk vatandaşısın, sen tam bir Arap sevicisin’ dedi ve bir anda burnuma yumruk attı. Ben de bu etkiyle kendimi yerde buldum. Yere düştüğümde bana vurmaya devam etmedi. Vatandaşlar araya girdi."
Şüpheli olarak gözaltına alındıktan sonra emniyette ifade veren Ege Akersoy ise şunları kaydetti: "Suudi Arabistan tarafından ülkemizin kurucu liderinin fotoğrafının mesele edilerek ülkemiz aleyhine uygulama yapılması, yaşanan terör saldırıları sonucunda 12 askerimizin şehit edilmesinden sonra bir Türk vatandaşının Türk Bayrağı taşımasını beklerdim. Ancak karşımdan gelen yeşil üzeri Arapça yazılı bayrak taşıyan şahsı görünce ‘Sen Türk vatandaşı değil misin? Hassas zamanlardayız’ dedim. O da bana ‘İstediğimi taşırım’ dedi. Aramızda itişme oldu. Yakınıma doğru gelince kendimi korumak amacıyla yumruk attım. Sözlü olarak uyarmam gerekirdi. Pişmanım."
SAVCI: HALKI KIN VE DÜŞMANLIĞA...
Şimdi savcılık iddianamesindeki çarpıcı yere gelelim:
"... Somut olayda şüphelinin kamuya açık alanda Filistin’de yaşanan olayları protesto etmek için toplanan grupta yer alan ve üzerinde Arapça ifadeler bulunan bayrağı taşıyan müştekiye yönelik olarak ‘sen tam bir Arap sevicisisin... Arap kültürünü savunuyor’ şeklinde söylemler ile halkın sosyal sınıf, ırk veya bölge bakımından farklı özelliklere sahip bir kesimini, diğer bir kesimi aleyhine kin ve düşmanlığa alenen tahrik ettiği...
"... Şüphelinin eyleminin kamuoyu tarafından yakından takip edilerek tepki gösterilen Filistin’de yaşanan olaylar, şehit haberleri gibi halk arasında infial uyandıran olaylarla ilgili yapılan bir miting sonrasında gerçekleşmesinin eylemi soyut tehlike suçu olmaktan çıkarılıp somut tehlike suçu haline getirdiği...
"... Şüpheliyi tanımayan ve sadece miting sonrası elinde bayrak taşıması nedeniyle saldırıya maruz kalan, müştekiye yapılan saldırının toplumun bir kesiminde diğer kesimine karşı nefret uyandıracak mahiyette olduğu...
"... Yine olay sonrası görsel ve yazılı medyada gösterilen tepkiler dikkate alındığında şüphelinin eyleminin kamu güvenliği açısından açık ve yakın bir tehlike oluşturduğunun kabulü gerektiği, bu bağlamda şüphelinin üzerine atılı Halkı Kin ve Düşmanlığa Alanen Tahrik Etme suçunu işlediği..."
HAKIM: SUÇUN VASFI DEĞIŞEBILIR, TAHLIYESINE...
Peki Ege Akersoy’un tahliye kararını veren hakim ne dedi?
"Tutuklu sanık Ege Akersoy’un üzerine atılı Halkı Kin ve Düşmanlığa Alanen Tahrik Etme ve Kasten Yaralama eylemleri için kanunda öngörülen ceza miktarlarının alt ve üst sınırı karşısında olası bir mahkumiyet halinde hükmedilebilecek netice cezanın miktarı ve buna bağlı olarak hakkında CMK’nın 231/5 ve TCK’nın 50 ile 51. Madde hükümlerinin dahi uygulanma ihtimalinin gündeme gelmesi karşısında tutukluluk tedbirinin ölçülü olmayacağı öte yandan atılı Halkı Kin ve Düşmanlığa Alanen Tahrik Etme suçuna yönelik eyleminin vasıf değiştirme ihtimali de göz önüne alınarak tahliyesine..."
Tam da bu noktada iddianame düzenleyen savcılık makamıyla tahliye kararı veren hakimlik arasında bir çelişki yok mu? Çünkü; hakim, "Halkı Kin ve Düşmanlığa..." suçuna yönelik eylemin vasıf değiştirme ihtimalini de "tahliye kararına eklemiş. Savcılıksa "halkı kin ve tahrikte" ısrarlı.
Bir başka soru da şu: Ege Akersoy ilk fiili işlediğinde de yine aynı suçlamalarla tutuklanmıştı. Oysa kanunda öngörülen ceza 17 gün önce de aynıydı dün de aynı bugün de aynı. O zaman üniversiteli Akersoy neden 17 gün hapis yattı?