Aytunç Erkin yazdı: HDP’den “Neden oy kaybettik?” raporu

Raporda dikkat çeken vurgu “cumhurbaşkanı adayı çıkarmamak” üzerine yoğunlaşılıyor.

Özeleştiri…

“Nerede yanlış yaptık?” sorusuna verilen yanıt.

Siyasette de bir örgütün, teşkilatın, yöneticilerin, çıkan sonuç üzerine kendisini yargılaması. Dün; HDP Seçim ve Takip Koordinayon Merkezi'nin 14 Mayıs sonrası, Parti Meclisi, Merkez Yürütme Kurulu ve il eşbaşkanlarıyla yapılan toplantılar sonucunda hazırladığı raporu okudum. HDP'nin 2018 seçimlerinde oy oranı yüzde 11.7'ydi. Yeşil ve Sol Parti (YSP) ise 14 Mayıs'taki seçimlerde oyların yüzde 8.8'ini alabildi.

HDP yöneticileri, seçimlere az bir zaman kala yeni bir partiyle (Yeşil ve Sol) sandığa gitmenin yarattığı dezavantaja vurgu yapıyor:

“… Seçimlere çok az bir zaman kala yeni bir partiyle girmek de büyük bir sıkıntı olarak karşımıza çıktı. Yerellerde ev ev gezip yürütülmesi gereken parti tanıtım ve pusula çalışmalarında yetersiz kalındığı açık şekilde görülüyor. Halkımız parti kapatılmadığı için halen HDP ile seçimlere girdiğimizi düşünmüş ve yeni partiyi yeteri düzeyde tanımadan seçimlere girmek zorunda kalmıştır.”

Bu noktada kaybedilen oyların muhasebesi yapılırken şu noktaya dikkat çekiliyor:  “… Bir Oy Yeşil Sol'a Bir Oy Kılıçdaroğlu'na kampanyası halk nezdinde Kılıçdaroğlu'na eğilimi arttırdığı için kaybedilen oylarımızın önemli bir bölümü CHP'ye yönelmiştir. Rejimin karakterinden kaynaklı cumhurbaşkanının belirleyici olması nedeniyle kampanyalar cumhurbaşkanlığı seçimi şeklinde gerçekleşti. Bu seçimdeki en büyük handikabımız milletvekili seçimi ile cumhurbaşkanlığı seçimi arasındaki farkı belirgin bir şekilde halklarımıza anlatamadık. Cumhurbaşkanı adayımızın olmaması ve önceliği rejimin gidişine verdiğimizden Meclis seçimlerine yönelik paradigmamızı, siyasetimizi ve söylememizi halka götürme ve anlatmada zayıf kaldık.”

Raporda dikkat çeken vurgu “cumhurbaşkanı adayı çıkarmamak” üzerine yoğunlaşılıyor: “… Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kendi adayımızın olmaması halkımızın bir başka aday etrafında konsolide olmasını beraberinde getirdi. Bunun en büyük handikabı da yeteri düzeyde halka anlatılmadığı için CHP'nin oylarında artış meydana geldi. Örneğin Batman'da CHP'nin oyları 2018'de 5 bin civarındayken bu seçimlerde 25 bine çıkmıştır ve bu oyların bizden kaydığı yönünde ciddi emareler bulunmaktadır.”

Peki HDP'nin oyları nereye gitti?

TİP'le yaşanan krizlere vurgu

Rapora göre “taktik hata” yapıldı.

Neden mi? Okuyalım:

“…Erdoğan'ın gidişine odaklanan siyaset ve söylemimiz büyük kentlerde Alevi tabanımızı, vekil çıkarma imkânımız olmayan ancak oylarımızın yüzde birine tekabül eden İç Anadolu, Karadeniz ve İç Ege'deki seçmenimizin CHP'ye yönelmesine neden oldu. Burada taktik hatalar içinde olduğumuz açıktır. Kılıçdaroğlu ismi çok fazla zikredildiği için CHP'li yerel siyasetçilerin ve adayların (Her aileden bir oy CHP'ye verseniz yeter) söylemine zemin oldu. Cumhurbaşkanlığı ve Meclis seçimleri ile Kılıçdaroğlu ve CHP arasındaki farkı iyi ortaya koyma ve belirgin hale getirmede başarısız kaldık. Böyle olunca sonuç CHP'nin oylarını arttırması, bizim ise oylarımızın düşmesi olmuştur.”

Yine bir eleştiri de TİP'in de içinde olduğu Emek ve Özgürlük İttifakı'na yapıldı:

“Öte yandan stratejik açıdan doğru bir adım olan Emek ve Özgürlük İttifakı'nın tek liste ile seçime girmemesi, bu yönlü yaptığımız bütün ısrarların sonuçsuz kalması, tek liste tartışmalarının uzaması ve sürecin istenilen düzeyde iyi yürütülememesi de yaşanan sonucu belli düzeyde etkilemiştir.”

Rapora göre, ittifak politikasında yaşanan krizlerin iyi yönetilemediği tespiti var: “… Örgütsel çalışma yürüten arkadaşlar ittifak politikalarımız ve adaylar konusunda çoğu zaman tıkanmış, sürece yanıt olamamışlardır. Genişlemek ve büyümek amacıyla geliştirilen ittifak üzerinden siyasetimizi söyleme dönüştürmek ve halka anlatmak yerine ittifaklarla yaşanan polemikler enerji ve zaman kaybına uğramış, uzun süre gerçek gündeme girilmemiştir.”

Peki HDP ikinci turda ne yapacak?

HDP ikinci turda ne yapacak?

HDP yönetimi, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın ilk turda kazanamamasının nedenini de şu cümlelerle anlatıyor:

“… Sonuç olarak; saray rejimini geriletme kararlığımızdan taviz vermeden 28 Mayıs'ta gerçekleştirilecek ikinci tur için çalışmalı, tek adam rejimini yıkmanın hâlâ mümkün olduğu üzerinde yoğunlaşmalıyız. Erdoğan'ı gönderebilirsek bu Türkiye halklarına umudun bizde olduğu mesajını vermemiz ve moralsizliği aşmamız açısından önemlidir. Erdoğan'ın ilk turda kazanmamasının tek nedeninin partimizin elde ettiği sonuç olduğu açıktır. Bu yüzden önümüzdeki 12 gün boyunca iç tartışmaları askıya almalı, Erdoğan'ı gönderme şimdiki asli hedefimiz olmalıdır.”

Rapor, ikinci tur için de “yeni bir dil ve söylemin” altını çiziyor:

“… Yürüteceğimiz kitle çalışmasında Kemal Kılıçdaroğlu'nun ismi telaffuz edilebilir ve açık konuşulabilir ancak basına verilecek demeçlerde Kılıçdaroğlu'na direk ismini belirtmeden bir propaganda dili kullanmalıyız.”

Bence tespitler arasında en dikkat çekici bölüm şu:

“… Seçim sürecinde propaganda dilimizde bir bütünlüğün olmaması halkın kafasında soru işaretlerine neden olmuştur. Kılıçdaroğlu'nun adını hiç zikretmeyen yöneticilerimiz kadar sürekli Kılıçdaroğlu ve CHP diyen yönetici ve farklı aktörlerin varlığı oy kaybındaki nedenlerin başında gelmektedir. Bunu temel nedeni yetkince örgütlü bir şekilde davranamamak ve söylem geliştirememek olarak görülebilir. Bunun sonucunda üçüncü yol çizgimizde zayıflama meydana gelmiş, iki kutuptan birine fazla angaje olmuş bir yapı ortaya çıkmıştır.”

SONUÇ: HDP'nin 14 Mayıs sonrası hazırladığı raporu gördünüz. Burada “cumhurbaşkanı adayı çıkarmamak” konusunda ciddi bir özeleştiri olduğunu, TİP'le yaşanan krizlerin sonuca yansıdığını ve Meclis ile cumhurbaşkanı seçimleri arasındaki farkın iyi anlatılamadığını okuyoruz. Ama esas yok: Yoksullar neden AKP'ye oy verdi?

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.