Aytunç Erkin yazdı: Kılıçdaroğlu ilk hamlesini yapıyor

Örgütü kendisine bağlamıştı bu kararından vazgeçti.

İlk önce sıcak kulis bilgisini verelim: CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 5 Haziran'da, seçimlerden sonra istifalarını sunan Merkez Yönetim Kurulu (MYK) üyelerinin yerine yeni isimleri atadı. MYK'da kendisiyle birlikte 18 olan üye sayısını 15'e düşüren Kılıçdaroğlu, İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener gibi parti örgütlerini kendisine bağladı. Parti Sözcüsü Faik Öztrak ile birlikte 5 isim yeni MYK'da da yer alırken, Örgütlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı ve İstanbul Milletvekili Oğuz Kaan Salıcı liste dışı kaldı. Dün bir karar alan Kılıçdaroğlu, parti örgütlerini kendisine bağlama fikrinden vazgeçti ve Örgütlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı atama kararı aldı. Kararın bugün açıklanacağını öğrendim. İsim verilmedi ama tanıdık bir yüz olduğu bilgisine ulaştım!

Şimdi dönelim ilk grup toplantısının yansımasına… Parti içinden kiminle konuşsam şu cümleyi kurdu:

Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu salı günü grup konuşmasında uzun zamandır olmadığı kadar Atatürk ve Kuvay-ı Milliye vurgusu yaptı. ‘Yıllarımı verdiğim demokrasi, adalet, barış ve huzur dolu bir Türkiye davamızda hayatımı adadığım Atatürk ve bağımsız Türkiye Cumhuriyeti uğruna mücadele azminden bir adım dahi geri adım atmadım ve atmayacağım' cümlesini kurdu.”

Evet… Bu ortak değerlendirme, 2010'dan bu yana CHP'yi “Yeni CHP”ye dönüştüren, ideolojik savrulma yaşayan Kılıçdaroğlu ve yönetimi için dikkat çekici bir uyarı diyebiliriz.

Neden mi?

14 Mayıs seçimleri bitmiş ve “milliyetçi” oyların dağılımıyla birlikte merkezden uzaklaştırılmış “Cumhuriyetçi birikimin” ne kadar önemli olduğunun farkına varmış bir Kılıçdaroğlu izlemeye başladık! İki haftada iki farklı bir lider portresi ne kadar kabul gördü? Güven vermediği için tabii ki kabul görmedi! Bir de kuruluşun ve kurtuluşun partisi CHP'ye, Zafer Partisi tarafından imzalattırılan “Mutabakat Metni” haklı olarak şu eleştirileri de beraberinde getirdi: “Anayasa'nın ilk dört maddesi, vatandaşlık tanımı ve terör örgütleriyle mücadele edileceği gibi maddeleri gördüğünde Kılıçdaroğlu ‘Bunu benim önüme neden koydunuz? Biz CHP'yiz' demedi. Nasıl böyle bir metni imzaladı?” Şimdi gelinen noktada CHP'de “kişiler üzerinden” bir değişim mi yaşacak? Yoksa “programatik” ve “ideolojik” çizginin altı mı çizilecek? Ana damara dönüş konusunda kim, ne yapacak? Liderlik için ismi geçen Ekrem İmamoğlu ve Özgür Özel hangi çizgi üzerinden yürüyecek?

Atatürk'ün yakasından düşün artık

14 Mayıs sonrasını hatırlayın lütfen! Deprem bölgesinde iktidar partisinin oylarının yüksek çıkmasının ardından “muhalif” olduğunu iddia edenler akla hayale sığmayacak cümleler kurmuş ve yaşadıkları acıyı sarmaya çalışan milyonlara hakaret etmişti. Bu da büyük tepki çekmişti.

Önceki gün…

Eda Ece isimli bir oyuncu katıldığı ödül töreninde şu cümleleri kurdu: “Deprem bölgesine yaptığımız her şeyi onlar başkaları yapıyor sandı, sandıktan onu anladık.

Salon bu açıklamayı alkış ve kahkahalarla destekledi. Gazeteci dostum Eren Eğilmez'in şu paylaşımı ise o cümlelere ve kahkahalara cevap oldu:

“Depremzede sizin
merhametinizle onurlandırdığınız bir alt kültür değil, her an evinizin başınıza yıkılmasıyla düşeceğiniz durumun adı… Dayanışma duygularıyla yardım etmediyseniz, bu halk size o verdiklerinizi misliyle geri versin ve susun artık.”

Sonra aynı oyuncudan şu açıklama geldi:

“Benim böyle bir milliyetçi tarafım vardır. Beni tanıyanlar bilir. Atatürkçüyümdür ve Atatürk ilke ve inkılaplarına bağlıyımdır. Çok duygulanırım. Vatan sevgim, insan sevgim tartışmaya kapalı.”

Sorunlu her cümle kuran neden “Atatürk” der? Neden “milliyetçiliğini” anlatır? Bakın bu açıklamalar artık Erdoğan'ı, AKP'yi eleştiren, bunu yazan-çizenler için sorunlu hale geldi! Mustafa Kemal Atatürk üzerinden kendisini koruyanlar devrimci Atatürk'e zarar veriyor! Bağımsızlıkçı yani anti-emperyalist Mustafa Kemal'den 12 Eylül'ün Atatürk'üne indirgenen çizgi öne çıkıyor!

Batı misyonlarının cirit attığı parti

CHP'nin de Atatürk konusunda karar vermesi gerekiyor. Parti programında yazanlar yol gösterici değil mi:  “CHP… Emperyalizme karşı ulusal başkaldırının öncüsü olan… Kuvayi Milliye, Müdafaa-i Hukuk Cemiyetlerinin oluşumuna dayanak oldu. CHP'nin tarihsel kimliği, Atatürk devrimlerinin birikimleri ile Altı Ok ilkeleri eşliğinde şekillendi. Atatürk Devrimleri ve Altı Ok ilkeleri, emperyalizme, kurulu düzenin yanlışlıklarına, eşitsizliğe, gericiliğe, sömürüye, imtiyazlara başkaldırıdır. Uluslaşma sürecinin, laik Cumhuriyet yapılanmasının, çağdaşlaşma hedefinin, aydınlanma devriminin sürekliliğinin ifadesidir.”

Son sözüm şu:

“Alçakgönüllü bir uygarlığın inşasına çağrı…” başlıklı Cumhuriyet'teki yazısında şu tespitleri yapmıştı CHP lideri Kılıçdaroğlu: “…Demokratlar, dünyanın Kovid-19 sonrasını, baskıcı ve otoriter iktidarlara, neoliberal politikaların uygulayıcılarına bırakamaz. Unutmayalım ki… Cumhuriyetimiz, bilhassa kimsesizlerin kimsesi olarak ulu önder Mustafa Kemal Atatürk tarafından kuruldu. İkinci yüzyılında yeniden kimsesizlerin kimsesi olabilir. (22 Nisan 2020)”

SONUÇ: CHP'yi kişiler üzerinden değil program üzerinden tartışalım. Batı misyonlarının cirit attığı bir partiden Altı Ok'un savunulduğu bir partiye dönüşmesi çok önemli!

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.