Aytunç Erkin yazdı: Kılıçdaroğlu pazar günü Söğütözü’ndeydi

“Aslında İstanbul il kongresinde de Cemal Canpolat'ın Özgür Çelik'in karşısına aday olarak çıkmasını istemedi. Ancak birkaç belediye başkanının baskısıyla kabul etti ve orada da irade koyamadı''

“Değişmeyen tek şey, değişimin kendisi…” Efesli Heraklitos'un “hayatı anlamaya” çalıştığı felsefe 2023'te de gündemde. Tamam “değişim” sihirli bir kelime ve felsefenin milattan önce tartıştığı, anlamaya çalıştığı kavram! 29 Mayıs sabahı Ekrem İmamoğlu'nun sosyal medyada yayınladığı videodan sonra CHP'de başlayan tartışmanın temelinde de o sihirli kelime vardı. 4 Kasım gecesi de “değişim” yaşandı. Kılıçdaroğlu kaybetti, Özgür Özel CHP'nin yeni lideri oldu.

Bir CHP yöneticisi, kurultay gecesi ilk oylama sonuçlandıktan sonra (Özgür Özel 682) “çekilmeyi” düşünen ancak gazeteci “danışmanı”nın videoya da yansıyan “çekilmek yok” diye haykırışının ardından çekilmeyen CHP eski Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu'yla ilgili “iradesini son dönemde kaybetmişti” tespitinde bulundu.

Aynı yönetici devamında dedi ki:

“Aslında İstanbul il kongresinde de Cemal Canpolat'ın Özgür Çelik'in karşısına aday olarak çıkmasını istemedi. Ancak birkaç belediye başkanının baskısıyla kabul etti ve orada da irade koyamadı. Son gece… Kurultay gecesi de evine gitti ve geldi. Normalde çekilmesi ve Özgür Özel'i kutlaması bekleniyordu. Yine irade koyamadı. Bu örnekleri çoğaltabiliriz. Şimdi o geceye dönelim: Ekrem bey Kemal Bey'i karşılıyor. Ne olması gerekir? Kurmaylarıyla oturup bir değerlendirme yapması. Ancak Kılıçdaroğlu yumuşak bir tonda herkesi dinledi ve o ‘çekilmeyelim' diye bağıranların etkisiyle hareket etti. Bir konu da şu: Kemal bey kazanacağına inandı aynı cumhurbaşkanlığı seçimleri gibi. Düşün kaybedersek ne olacak diye bir planlama yok ve PM listesi hazırlanmamış! Pazar günü Parti Meclisi (PM) listesi hazırlanırken neler yaşandı? Kemal Kılıçdaroğlu öğlen 12 gibi Söğütözü'ndeki Genel Merkez binasına giriş yaptı. Burada PM listesi tartışıldı. O sırada Oğuz Kaan Salıcı ise ofisinde ‘liste' hazırlıyordu. Kılıçdaroğlu genel merkezde (Salıcı'nın listesinde yer alın) dedi. Altını çizeyim: (Kılıçdaroğlu'nun değil Oğuz Kaan Salıcı'nın listesi olsun) denildi. Kaybedeceğini bile bile 500 küsür oy vermiş insan var ve onlar da Salıcı listesine dahil oldu.”

Bir CHP'li de şu bilgiyi verdi:

“Oğuz Kaan Salıcı parti içi muhalefet liderliğini ilan etmiş oldu. Listesine koyduğu isimler denge denetleme listesiydi. Partiyi bu dengeyle denetleyeceğiz. Dokuz kişi listeyi delmiş oldu. Benzetmek gerekirse Kılıçdaroğlu'nun dağıldığı süreçte hemen ertesi gün organize olmak önemliydi.”

Bir başka üst düzey isim de şu tespitleri yaptı kurultayla ilgili:

“Son 20 yıldır izliyorum CHP kurultaylarını. En içeriksiz kurultay diyebilirim. Kılıçdaroğlu ‘Ben çok çalıştım sırtımdan hançerlendim. Sağcı değilim' dedi. Özgür Özel de ‘Şunları eksik yaptın vs…” gibi bir konuşma yaptı. Kemal Bey de cevap verdi: ‘Sen de benimle birlikteydin.' Ülke sorunları, İsrail- Filistin ne kürsüde ne de salonun içerisinde konuşulmadı. Bu yüzden içeriksiz diyorum.

“Kılıçdaroğlu ‘Seçimden sonra bırakayım mı? Nasıl bırakayım?' demedi. Ne bırakma planı ne de mücadele planı varmış. Anlık, olaylara göre tavır alan durumdaydı.

“İstanbul il kongresi çok önemliydi. İstanbul'u alan Türkiye'yi alır deniliyor ya… Ekrem İmamoğlu için gerçek oldu. İstanbul'u alarak aslında partinin hakimi oldu. Hem salondaki hava hem Ekrem Bey'in divanı yönetmesi hem de PM'ye bakıldığında, İstanbul cephesi bilinçli ve siyasetin bütün planlarını yapmış görünüyor.”

Peki Kemal Kılıçdaroğlu ne yapmalıydı?

Bu konuda geçen yıla dönmekte fayda var, Saraçhane'ye yani…

Tarih 14 Aralık 2022.

İmamoğlu hakkında siyasi yasak kararı verildiği gün Saraçhane'de, İYİ Parti lideri Meral Akşener'in de olduğu odadaki tek gazeteciydim ve orada yaşananları sıcağı sıcağına aktarmıştım. Nasıl bir gümbürtü koptuğunu, CHP-İYİ Parti arasında “rol çalma” savaşına dönüştüğü iddia edilen sürece tanıklık etmiştim. O gün Almanya ziyaretini iptal eden Kılıçdaroğlu bir gün sonra Saraçhane'deki mitingde “İmamoğlu cumhurbaşkanı adayımızdır” diyebilirdi ancak yapmadı. Hatta… Kendisinin adaylığını tüm anketler ortadayken “dayattı” diyebiliriz. Aynı CHP lideri kurultay gecesi “çekilme” baskılarına karşı çıksaydı ve Özgür Özel'in elini havaya kaldırsaydı yine bambaşka bir durum ortaya çıkacaktı. Bunu da yapmadı ya da yapamadı. 28 Mayıs gecesinden sonra “sokağın sesini” de duymadı. Artık CHP için de Kılıçdaroğlu için de bambaşka bir süreç başladı.

Kumpas mağduru amirale önemli görev

CHP'nin 38. Olağan Kurultayı'nda parti organları için yapılan seçimler sonuçlandı. Kurultay Delegeleri, CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in aday gösterdiği 12 kişi içerisinden 8'inin seçileceği Bilim Kültür Sanat Platformu üyeliği için de oy kullandı. Platform üyeleri Parti Meclisi'nin (PM) de üyesi oluyor. Seçimlerde en yüksek oyu Yankı Bağcıoğlu aldı. Bağcıoğlu'yla ilgili bu köşede okumuştunuz, hatırlatayım: Albay rütbesindeyken İstanbul Askeri Casusluk kumpas davasından tutuklanan ve 3 yıl hapis yatıp, 5 yıl da hapse mahkum olan Yankı Bağcıoğlu, beraat sonrası 2016'da tuğamiralliğe terfi etmişti. 28 Aralık 2019'da da büyük deniz tatbikatını koordine etti. 5 Ağustos 2020'de Resmi Gazete'de yayımlanan atama karalarında, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı'nda görev yerleri değiştirilmiş, Tümamiral Yankı Bağcıoğlu, Deniz Kuvvetleri Komutanlığı Harekat Başkanlığı'ndan Amfibi Görev Grup Komutanlığı'na atanmıştı. Bir yıl sonra da Bağcıoğlu kadrosuzluktan emekli edildi. Özgür Özel CHP'nin yeni yönetiminde deneyimli ve FETÖ'yle mücadelede önemli bir amirale görev verdi.

Medya Haberleri

CHP’de AK Parti mikrobu çıktı
Birbirini tanımayan iki kişi aynı tetikçiyi azmettirip bir akademisyeni sebepsiz yere öldürtmüş
Türkiye Cumhuriyeti, 100 yaşını kutlarken kazanımlarını hızla kaybediyor
O MHP’li cinayete nasıl yardım etti?
Sinan Ateş’in tetikçisini taşıyan çakarlı Audi kimin?