Aytunç Erkin yazdı: Kılıçdaroğlu’nun kafası bir hayli karışık

İki tespit de CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun serbestiyet adlı internet sitesine verdiği (30 Ağustos 2023) röportajdan.

“… Diğer partilerle oluşturduğumuz milletvekili aday listelerine yönelik eleştiriler haksızdır. Yüzde 25 oyumuz var, yüzde 50'ye ulaşmak için müttefiklere muhtacız. Bu listeleri bahane ederek partimiz içinde sert ve öfkeli tepkiler örgütlendi. ‘Parti sağa kayıyor' haksız değerlendirmeleri yapıldı. Bazı ulusalcı seçmenler bu propagandanın da etkisiyle aşırı milliyetçi seçenekleri tercih etti.

“İktidardan kopuş eğiliminde olan muhafazakar kitle, sonucu tayin etti. Bu aday listelerine gösterilen aşırı tepkilerden, söz konusu kitle olumsuz yönde etkilendi. Kararsız muhafazakarlar, ‘Ulusalcılar iktidara gelirse yeniden eski günlere dönebiliriz korkusu' ile oylarını dönüp tekrar Erdoğan'a verdiler.”

İki tespit de CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu'nun serbestiyet adlı internet sitesine verdiği (30 Ağustos 2023) röportajdan.

Bu röportajın ardından CHP'de etkin bir isimden şu mesajı aldım:

Kemal Bey diyor ki ‘Biz ittifak gereği sağcı eski AKP'li isimleri aday yaptık, ulusalcılar tepki olarak (Zafer Partisi) milliyetçi partilere gitti. Ardından da milletvekili listelerine gösterilen tepki ile (ulusalcılar geliyor) korkusu oluştu, AKP'den kopanlar geri gitti.' Ancak… Öyle bir liste yapmışlar ki, AKP'liler (Ulusalcılar geliyor), ulusalcılar da (AKP'liler geliyor) diye CHP'ye oy vermemiş. Böyle bir bakış açısı olabilir mi?”

Ben de “Olur” dedim.

Çünkü… 2010 yılından bu yana yani Kılıçdaroğlu'nun partinin başına geçtiği günden bugüne “kafa karışıklığı” hakim. Partiyi büyütmek için “sağa açılan” Kılıçdaroğlu, partinin tabanı olarak değerlendirilen “Kemalist/Atatürkçü” kesimle ilişkisini en düşük seviyeye indirdi. 14 Mayıs öncesi ve sonrasına baktığımızda bu durum daha da iyi anlaşılıyor. 14 Mayıs sonrası ikinci tura kalan seçimde CHP lideri, Zafer Partisi lideri Ümit Özdağ'la masaya oturdu ve “ulusalcı” tabanının oyunu almak için harekete geçti ve bu durum daha da kafa karışıklığına neden oldu! Öyle bir mutabakat metni hazırlandı ki Anayasa'nın ilk dört maddesinin değiştirilemeyeceği bile CHP'ye imzalatıldı.

Mutabakata göre: “Anayasamızın ilk 4 maddesi ve 66. madde de yer alan Türk Vatandaşlığı konusundaki tanımı ve içeriği korunacaktır. 1924 yılında kurulan milli-üniter-laik devletten asla taviz verilmeyecektir. Bu değerlere bağlı kalınacaktır. Devletin varlığı ve bütünlüğünü hedef alan başta FETÖ, PKK, IŞİD olmak üzere bütün terör örgütleri ile etkin ve kararlı mücadele edilecektir. Terörle müzakere değil, mücadele edilecektir. Türkiye'nin milli ve üniter devlet yapısını hedef alan hiçbir siyasi ve hukuki düzenlemeye izin verilmeyecektir.”

Şimdi sormazlar mı: Sayın Kılıçdaroğlu, 14 Mayıs-28 Mayıs arasında ne değişti? Ayrıca… “Ulusalcılar geliyor” korkusu kararsız muhafazakarlarda neden oluşsun ki? “Helalleşme” adı altında, başörtüsü meselesinde, bütün adımları attınız! Çankaya'da, Ergenekon kumpas davalarının sembol isminin aday olmasını sağladınız vs…