Aytunç Erkin yazdı: Mehmet Dişli’yi kimler korudu

“Darbeci Dişli’nin emekli olmasını kim/ler engelledi.”

"2015 YAŞ’ına (Yüksek Askeri Şura) giderken MİT Müsteşarı titiz bir çalışma ile liste sundu. Bunların tasfiyesini iki kademeli olarak yapalım dedik. O dönem Sayın Hulusi Akar ve Sayın Cumhurbaşkanımızla bir araya gelerek bunların iki kademeli tasfiyesini öne aldık. Bir grubu şimdi, diğer grubu sonra... Mesela Mehmet Dişli’nin kesinlikle emekliye sevk edilmesi konusunda ben de MİT Müsteşarı da çok ısrarcı olduk. Bunu MİT’ten gelen bir rapor üzerine söyledim. Ve son geceye kadar da Dişli’nin emekliye sevki söz konusuydu. Son gece kanaat değişti. Ama bu kanaat benim sebebimle değişmedi. Bu devlet şeyi ile... Girmek istemem detayına..."

Bu cümle, 2014 ile 2016 arasında Başbakanlık görevini yürüten Ahmet Davutoğlu’na ait. Davutoğlu, 22 Mayıs 2020’de Akit Tv’de, darbe girişiminin kritik isimlerinden Mehmet Dişli’nin 2015’te nasıl tuğgenerallikten tümgeneralliğe yükseltildiğini anlattı. Ancak... Detaya girmeyeceğini söyledi. 23 Mayıs 2020’de bu köşeden sormuştum: "Darbeci Dişli’nin emekli olmasını kim/ler engelledi." Şimdi bu soru yeniden gündeme geldi.

Neden mi? Önceki akşam Habertürk’te bir canlı yayına katılan AKP Kayseri Milletvekili (dönemin Genelkurmay Bakanı, ardından Milli Savunma Bakanı) Hulusi Akar, 16 Temmuz 2016 sabahı Akıncı Üssü’nden Çankaya Köşkü’ne yani Başbakanlık binasına helikopterle iniş yaptı ve o helikopterde darbeci Mehmet Dişli de vardı. Darbenin bir numarası olduğu iddia edilen Akın Öztürk’ü helikoptere almadığını söyleyen Akar, Dişli’nin de darbecilerin olası bir saldırısına karşı havada aracılık yapacağını söylediği için yanında gelmesini kabul ettiğini ifade etti. Bu arada bir cümle daha kurdu Hulusi Akar: "(FETÖ’cü subaylar için) İstihbarat birimlerine tekrar tekrar sorduk. ‘Herhangi bir kayıt yoktur’ diye cevap geliyordu."

Oysa Ahmet Davutoğlu 2020’de ne dedi: "2015 YAŞ’ına (Yüksek Askeri Şura) giderken MİT Müsteşarı titiz bir çalışma ile liste sundu. Bunların tasfiyesini iki kademeli olarak yapalım dedik. O dönem Sayın Hulusi Akar ve Sayın Cumhurbaşkanımızla bir araya gelerek bunların iki kademeli tasfiyesini öne aldık. Bir grubu şimdi, diğer grubu sonra... Mesela Mehmet Dişli’nin kesinlikle emekliye sevk edilmesi konusunda ben de MİT Müsteşarı da çok ısrarcı olduk." Ancak Dişli korundu ve emekli edilmedi. MİT’in raporuna rağmen hem de...

ÖZGÜR ÖZEL: MİT RAPORU AÇIKLANMALI

O dönem CHP Grup Başkanvekili görevinde bulunan Özgür Özel, Davutoğlu’nun gündeme getirdiği MİT Raporu’nun kamuoyuna açıklanmasını talep ederken, dönemin genelkurmay başkanı olan Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar tarafından yanıtlanması için verdiği soru önergesinde "2015 Ağustos Şurası’ndan önce MİT tarafından FETÖ ile ilişkilendirilen general/amirallerin" kimliğini sordu. MİT tarafından hazırlanan rapora rağmen FETÖ ile "irtibatı ve iltisakı" bulunan üst düzey subayların 2015 YAŞ’ında tasfiye edilmemesinin "izaha muhtaç" olduğunu kaydeden Özel, 38 darbeci subayın o Şura’da terfi ettirildiği iddiasına yer verdi: "Aynı Şura’da Akın Öztürk, Hava Kuvvetleri Komutanlığı görevinden rapor doğrultusunda alınmış ancak YAŞ üyesi sıfatıyla üniformasını taşımaya darbe girişimine kadar göz yumulmuştur. Dönemin Başbakanı Ahmet Davutoğlu tarafından açıklanan ifadeler çerçevesinde varlığını bildiğimiz bu rapor, kamuoyuna açıklanmalıdır. İlgili raporun, TBMM’de kurulan Darbe Girişimini Araştırma Komisyonu’na ve girişimi soruşturan mahkemelere sunulmamış olmasını kabul edilemez buluyoruz. Kaldı ki, 2015 Yüksek Askeri Şurası’nda daha sonra sadece Mehmet Dişli ve Akın Öztürk değil, 15 Temmuz darbe girişimine katılacağı ortaya çıkacak general/amiral ve albayların dosyaları görüşülmüştür. Darbe girişimine 1 yıl kala ve dönemin Başbakanı’nın bahsettiği MİT raporuna rağmen 38 darbeci general/amiral ve albayın 2015 Şurası’nda neden terfi ettirildiği, bu terfilere kimin onay ve izin verdiği sorularının açıklığa kavuşması gerektiği ortadadır."

Dişli’nin hakkındaki MİT raporuna rağmen neden karargahta görevlendirildiği sorusunu da yönelten Özel, "O kararları onaylayan Erdoğan başta olmak üzere, Şura’nın katılımcıları MİT raporuna rağmen FETÖ iltisakı bulunan askerlerin tasfiyesinin nasıl engellendiğine yönelik Şura’da yaşananları kamuoyuna açıklamalıdır. Bu en başta 251 şehidimize karşı sorumluluğun gereğidir" açıklaması yaptı.

Biraz daha geriye gidelim.

KARA HARP OKULU’NDAKI BINBAŞI

2020’de "Dayının Casusları/Kırmızı Kedi Yayınevi" kitabımda yazmıştım. Özetlemekte fayda var.

"Genelkurmay’ın Watergate"i... Kumpas kurulan ilk komutan. Tümgeneral Reha Taşkesen’in hikayesi... 17 Ağustos 2005’te Kara Harp Okulu Komutanı olarak atanır... Görevi, Hulusi Akar’dan alır. Okuldaki görevine başladığında kendisine gelen ilk bilgi şaşırtıcıdır:

"Kara Harp Okulu’nda Fetullahçı yapılanma var. Cemaatten olmayan öğrencilere baskı yapılıyor." Harekat Eğitim Şube Müdürü Binbaşı Mehmet Dişli’dir! Odasını ziyaret eden üç albay kendisine şu bilgiyi verir: "Mehmet Dişli, Fetullahçı yapılanmanın içindeki önemli bir isim, dikkat edin." Hemen araştırmaya başlar ve Dişli’nin cemaatçi olduğunu tespit eder. Bu bilgiyi komutanlarla paylaşır. Sonuç alamaz. Tümgeneral Reha Taşkesen bir plan yapar... Ara ara Binbaşı Mehmet Dişli’yi odasına çağırmaya ve okulla ilgili sorular sormaya başlar. Rahatsız etmek ister Dişli’yi... Gerçekten rahatsız da olur! Bir gün Kurmay Başkanı gelir ve "Mehmet Dişli’nin kursu çıktı, Amerika’ya gidiyor" bilgisini verir! O zaman anlar. Cemaat, Dişli’yi korumak için kendisinden kaçırır! Hulusi Akar’la ‘rahat’ çalışan Dişli, Reha Paşa’dan rahatsız olmuş ve Kara Harp Komutanlığı’ndan ayrılmıştır...

Sonra... Taşkesen’in başına çorap örülmeye başlar! O zaman adı cemaat olan ‘örgüt’ komutanı dinlemeye başlar. Sonrasında istifa etmek zorunda kalır. Reha Taşkesen’i istifaya götüren süreç çok ayrıntılı. Ancak... Karanlıkta kalan sorular şöyle: 2005’te Reha Taşkesen’i kim dinledi? Binbaşı Mehmet Dişli’nin Fetullahçı olduğunu rapor eden Reha Taşkesen’i kim istifaya zorladı? Dönemin Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök ne yaptı? Hulusi Akar, 15 yıl önce Mehmet Dişli’nin Fetullahçı olduğunu bilmiyor muydu?

KISA BİR NOT: Yarına da 16 Temmuz sabahı Genelkurmay çekmecelerinden çıkan mavi klasör, kırmızı klasör, siyah karton kutu ve sarı zarfı yazacağım. Bu zarfları bulan komutanın başına gelenleri anlatacağım... Neden mi? 2015’e kadar Necdet Özel sonrasında Hulusi Akar’ın bu klasörlerle ilgili ne yapıp yapmadığını masaya yatıracağım.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.