Suikastle öldürülen gazeteci Hrant Dink'in ölüm yıldönümünde salgın koşulları nedeniyle bu yıl anma töreni çevrimiçi olarak düzenlenecek. Tören öncesi Agos gazetesinin eski adresi olan Sebat Apartmanı'na Dink'in silüeti ve güvercin görüntüleri yansıtıldı.
14. yılını geride bırakan Dink davasını yakından takip eden ‘Hrant’ın Arkadaşları’ grubundan Avukat Bülent Aydın ve Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Yetvart Danzikyan Duvar'dan Salih Gergerlioğlu'na konuştu.
"CİNAYETE GİDEN SÜREÇ BU DAVADA YOK"
Avukat Aydın, 14 yıldır davanın peşini bırakmayanların 'Hrant için adalet için' sloganının bugün de güncelliğini koruduğunu belirterek, "Bu dava bu haliyle sona erdiğinde de önemli eksiklikler içeriyor olacak. Çünkü cinayete giden süreç bu davada yok. Bir bütünlük sağlanması için müdahil tarafın soruşturmanın bu yönde genişletilmesi talepleri karşılık bulmadı. Dink ailesi avukatlarının soruşturulmasını istediği bazı kişilerin mahkemeye çıkarılması mümkün olmadı. Hatta bazı tanıklar bile, örneğin Hrant Dink’i İstanbul Valiliği'ne çağırıp tehdit eden MİT görevlilerinin dinlenilmesi dahi mümkün olmadı. Mahkeme bu konuda kararlar almasına rağmen MİT’ten bir yanıt gelmedi ve mahkeme de kararını geri aldı" dedi.
"BU KİŞİLER HENÜZ MAHKEMEDE SON SÖZÜNÜ SÖYLEMEDİLER"
Dava sürecine ilişkin konuşan Aydın, "Çoğunluğu kamu görevlisi, jandarma ve emniyet istihbarat elemanlarından oluşan 7’si tutuklu, 13 firari, 76 sanıklı Hrant Dink cinayeti davasının 122. duruşması 15 Ocak Cuma günü yapıldı. Hrant Dink’in katledilişinin 14. yıldönümünden hemen sonra, 20 ve 22 Ocak’ta mahkemenin planladığı duruşmalarla sanıkların savcılık mütalaasına karşı beyan ve son savunmaları tamamlanmış olacak. Müdahil tarafın yani Dink ailesi avukatlarının mütalaaya karşı beyanları en son alınacak. Sonra dava karara kalmış olacak. Mütalaa verildikten sonra Trabzon Jandarma istihbarat görevlileri Veysel Şahin, Volkan Şahin ve Okan Şimşek tutuklandı. Bunlar cinayet hazırlığından ilk haberi olan kişiler. Yöneltilen suçlama ve sanıkların daha önceki tutukluluk süresi değerlendirilip, adli kontrol tedbirlerinin yeterli olmayacağına karar verdi mahkeme. Davanın seyrini etkileyecek bir durum değil ama bu kişiler henüz mahkemede son sözlerini söylemediler" açıklamasını yaptı.
DANZİKYAN: DEVLETİN İÇİNDE OLDUĞU BİR ORGANİZASYONDAN BAHSEDİYORUZ
Agos Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Danzikyan da, Dink'in öldürülmesinin sadece nefret suçuyla değerlendirilemeyeceğini söyleyerek, "Çünkü devletin de içinde olduğu bir organizasyondan bahsediyoruz" dedi. Danzikyan şöyle devam etti: "76 sanıklı, kamu görevlilerinin yargılandığı bir dava var. Hiçbir siyasi cinayette bu kadar kamu görevlisi yargılanmadı bugüne kadar. Hatırlanacaktır, Hrant Dink, Sabiha Gökçen’in bir ‘Ermeni yetimi’ olabileceğiyle ilgili bir yazı yazmıştı. Bu yazının yayımlanması üzerine Genelkurmay Başkanlığı’ndan çok sert bir bildiri yayımlandı. Bu bildiriden bir gün sonra ülkücü gruplar Agos’un önünde gösteri yapmaya başladılar. Geriye dönüldü ve Hrant Dink’in daha eskiden yazdığı bir yazıda, -malum yazıdan bahsediyorum- suç unsuru araştırıldı, bununla ilgili davalar başladı ve bu davalarda Hrant Dink yargılanırken milliyetçi ülkücü gruplar duruşma kapılarında Hrant Dink’i hedef haline getiren gösteriler yaptılar. Böyle bir iklim bilinçli olarak yaratıldı. Dolayısıyla evet bir nefret söylemi suçu da vardı ama meseleyi sadece bununla açıklamak biraz eksik kalır. Sorunun ikinci kısmına gelecek olursak, 'bu bir daha asla yaşanmaz' demek çok zor, biz her gün Türkiye’de hedef gösteriliyoruz, çoğunlukla devlet tarafından. Daha yeni Canan Kaftancıoğlu için terörist dendi. Yani Türkiye’de herkes her şekilde hedef gösterilirken ‘böyle bir şey bir daha yaşanmaz’ demek çok zor, Türkiye bundan ders çıkaramadı çünkü."
BURADASIN AHPARİG
Hrant Dink, öldürüşünün 14’üncü yılında anılacak. Her yıl 19 Ocak’ta Dink’in vurulduğu yerde, yayın yönetmenliğini yaptığı Agos gazetesinin eski binasının önünde düzenlenen anma, bu yıl salgın nedeniyle internet üzerinden yapılacak. İnternet üzerinden canlı yayınlanacak anma yarın 14.45’te başlayacak. Sembolik olarak “Buradasın Ahparig” yazan pankartlar, Dink Sanaçtılar anma öncesi çağrı metnini seslendirerek “Buradasın Ahparig” dedi. İstanbul Osmanbey’deki eski Agos’un binası Sebat apartmanına dün akşamdan itibaren Dink’in fotoğrafları ve güvercinler yansıtıldı. Gazeteci Dink, 19 Ocak 2007 günü binanın önünde silahlı saldırı sonucu öldürülmüştü.
TGC: HRANT DİNK CİNAYETİNİN AYDINLATILMASI TÜRK ADALETİNİN ÖNCELİKLİ GÖREVİ OLMALIDIR
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Yönetim Kurulu Hrant Dink’in öldürülüşünün 14. yılı dolayısıyla yayınladığı mesajda: “Hrant Dink cinayetinin aydınlatılması Türk adaletinin öncelikli görevi olmalıdır” dedi. Açıklamada şu görüşlere yer verildi: “19 Ocak 2007’de Agos Gazetesi önünde silahlı bir saldırı sonucu hayatını kaybeden Hrant Dink’i ölümünün 14. yılında özlemle, sevgiyle anıyoruz. Ülkemizde Türk ve Ermeni halklarının birlikteliğinin, dostluğunun gelişmesini sağlamak için uzun bir süre çaba harcayan Hrant Dink demokrasiye ve insan haklarına olan inancı ve sevgisini her zaman ortaya koyan bir değerdi. 14 yıldır Hrant Dink’in ölümünden sorumlu olanlar için açılan davalar günümüzde de sürmektedir. Bu davaların sonuçlandırılması ve adaletin tecelli etmesi en büyük dileğimizdir. Barışı savunan, insan odaklı gazetecilik yapan meslektaşlarımızın bundan sonra böyle hain saldırılara uğramamasını umut ediyoruz.”
HRANT DİNK KİMDİR?
Malatya'da 1954 yılında dünyaya gelen Hrant Dink, anne ve babasının ayrılması üzerine iki erkek kardeşiyle Gedikpaşa'daki Ermeni Protestan Kilisesi'nin çocuk yuvasında yatılı olarak yaşamaya başladı. İlköğretimini bu kiliseye bağlı İncirdibi İlkokulu'nda sürdürüp yazları da okulun Tuzla'daki kampında barınan Hrant Dink, ortaokulu Bezciyan, liseyi ise Üsküdar'daki Surp Haç Tıbrevank Yatılı Okulu'nda okudu. Şişli Lisesi'nden mezun olan Dink, ilkokulda tanıştığı Rakel Yağbasan ile evlendi. Dink, bir süre eşi Rakel Dink'le yetiştikleri Tuzla Çocuk Kampı'nın yönetimini üstlendi. İstanbul'da Türkçe-Ermenice olarak 5 Nisan 1996 tarihinde ilk sayısıyla yayın hayatına başlayan Agos gazetesini kuran ve Genel Yayın Yönetmenliğini üstlenen Dink, aynı zamanda çeşitli gazetelere de köşe yazıları yazdı. Agos gazetesindeki 13 Şubat 2004 tarihli yazısı nedeniyle bazı kesimler tarafından hedef alınan ve ardından hakkında Şişli 2. Asliye Ceza Mahkemesi'nde dava açılan Dink, 7 Ekim 2005'te altı ay hapis cezasına çarptırıldı.
SON YAZISI: KENDİMİ BİR GÜVERCİNİN RUH TEDİRGİNLİĞİ İÇİNDE GÖREBİLİRİM
Dink, tehditlere maruz kaldığını belirterek, yaşadıklarını gazetedeki köşesinde kaleme aldı. Hrant Dink, dava süresi ve bu süreçte hakkında yürütülen hedef gösterme kampanyalarından dolayı yaşadığı endişeyi, öldürülmesinden 9 gün önce 10 Ocak 2007'de yayımlanan ve "Ruh halimin güvercin tedirginliği" başlığıyla kaleme aldığı son yazısının sonuç bölümünde şu sözlerle dile getirmişti: "Muhtemelen 2007 benim açımdan daha da zor bir yıl olacak. Yargılanmalar sürecek, yeniler başlayacak. Kim bilir daha ne gibi haksızlıklarla karşı karşıya kalacağım? Ama tüm bunlar olurken şu gerçeği de tek güvencem sayacağım. Evet kendimi bir güvercinin ruh tedirginliği içinde görebilirim ama biliyorum ki bu ülkede insanlar güvercinlere dokunmaz. Güvercinler kentin ta içlerinde, insan kalabalıklarında dahi yaşamlarını sürdürürler. Evet biraz ürkekçe ama bir o kadar da özgürce." Dink, bu satırların yayımlanmasından 9 gün sonra kurucusu ve genel yayın yönetmeni olduğu Agos gazetesinin yakınındaki bir bankadan çıktıktan sonra Halaskargazi Caddesi'nde Ogün Samast tarafından 3 kurşunla vurularak katledildi.
RAKEL DİNK: BİR BEBEKTEN KATİL YARATAN KARANLIĞI SORGULAMADAN HİÇBİR ŞEY YAPILAMAZ
Şişli'deki Agos gazetesinin bulunduğu Halaskargazi Caddesi'nde yapılan törende konuşan Hrant Dink'in eşi Rakel Dink, şöyle konuşmuştu: "Sevgili dostlar, bugün bedenimin yarısını, sevgilimi, çocuklarımın babasını, sizin kardeşinizi uğurluyoruz. Sağdakine, soldakine, öndekine, arkadakine rahatsızlık, saygısızlık vermeden, sloganlar atmadan, pankartlar açmadan, sessiz bir saygı yürüyüşü gerçekleştiriyoruz. Bugün sessizlik ile büyük bir ses yükselteceğiz. Bugün derinliklerin ışığa yükseldiği günün başlangıcıdır. Yaşı kaç olursa olsun 17 veya 27, katil kim olursa olsun, bir zamanlar bebek olduklarını biliyorum. Bir bebekten bir katil yaratan karanlığı sorgulamadan hiçbir şey yapılamaz."